Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
"El alışkanlığı" haline gelen akıllı telefonların ilacı E-Kitap'larda saklı.
Fotoğraf: Getty Images Turkey
Dijital bağımlılığın başını alıp gittiği yeni dünya düzenine karşı koyabilmek için belki de önce kaleyi içten fethetmek gerekli. Vücudumuzun bir uzantısı haline gelen akıllı telefonlarımızla "uzak mesafeli ilişki" yürütmek her ne kadar imkansıza yakın gibi görünse de, onları kendi silahlarıyla yenmek mümkün. Nasıl mı? Aynı dijital soy ağacını paylaştığı fakat daha kendi içine dönük bir karakterle, yani e-okuyucu'yla.
Merak etmeyin; yağmurdan kaçarken doluya yakalanmayacaksınız. Yüksek teknolojiye yeni bir alternatif sunan e-kitap'lar, sosyal medya kakafonisi karşısında "üç maymunu" oynamak isteyenler için strestopundan farksız. E-okuyucular, Facebook, Instagram, Snapchat ve Twitter'dan oluşan dört duvarı yıkıp, sanal aleme yeni bir soluk getiriyor. Son zamanlarda popülaritesi gitgide artan Kindle ve Kobo marka e-kitap'ların "sayfa" hissiyatını vermesi de cabası.
Steve Jobs bundan yaklaşık 10 yıl önce, The New York Times'a e-okuyucuların iPhone devrimi karşısında hiçbir şansı olmadığını söylemişti. Steve Jobs'ın tahminleri, kullanıcıların sınırlı özelliklere sahip bir cihaza sahip olmak için para ödemeyeceği şeklindeydi. Ancak Steve Jobs gibi bir teknoloji dehasını bile yanılgıya düşüren e-okuyucular, aradan geçen 10 yıla rağmen hala aramızda. Aslında Steve Jobs'ın öngörüsü bir noktada doğruydu. E-okuyucular henüz tam anlamıyla akıllı telefonlar karşısında bağımsızlığını ilan edebilmiş değil. Fakat Steve Jobs'ın öngöremediği bir şey vardı; akıllı telefonların bu kadar yaygınlık kazanacağı yönündeki tahminleri doğru çıkmış olsa da, kullanıcıların bağımlılıkları eş zamanlı olarak bilinçlilik kazanmıştı. Örneğin, 2016 yılında yapılan bir araştırmaya göre, gençlerin yüzde 50'si akıllı telefonlara karşı zaafı olduğunun bilincinde. Başka bir araştırma ise; 18 ile 34 yaş aralığındaki yetişkinlerin yüzde 60'ının, akıllı telefon kullanımının aşırı olduğunu kabul ettiklerini ortaya koyuyor. Kısacası, Steve Jobs'ın kestiremediği nokta, tüketicilerin dijital uykularından bu denli hızlı uyanmasıydı. Masif kitlelerin, akıllı telefonları "kötü bir alışkanlık" olarak görüyor olması bile değişimin yakında olduğunun bir göstergesi.
Öte yandan, iPhone'un son güncellemesi "Ekran Süresi" uygulaması, kötü alışkanlıklarınızın dozunu azaltma konusunda size kişisel asistanlık yapıyor. 1 hafta boyunca telefonuma düşen ortalama bildirim sayısı 1.883, yani bu rakam günde yaklaşık 269 adet bildirime tekabül ediyor. Sadece Whatsapp konuşmalarına harcadığım süre 6 saat 19 dakika. 7 gün boyunca sadece Instagram'da geçirdiğim süre ise 5 saat 5 dakika... Günde ortalama telefonumda geçirdiğim toplam süreye gelecek olursak; 2 saat 37 dakika. Merhaba, ben bir telefon bağımlısıyım! Online alışveriş, saat başı Instagram kontrolü (mesleki deformasyon) ve Whatsapp grupları arasında fır dönerken kendimizi frenleyemesek de, aslında yapmamız gereken şey çok basit: Telefon ekranına sadece saatin kaç olduğuna bakmak için dokunurken bile "bilinçli" davranmak. Farkındalık seviyemiz yükseldikçe, akabinde günlük rutinlerimiz de sınıf atlayacak ve vücut uzvu haline gelen akıllı telefonlarımızla eninde sonunda bir ayrılık konuşması yapmamız gerekecek. Bu noktada eski alışkanlıklarımızın yerini yenileriyle doldurma görevi bize düşüyor. El alışkanlığı haline gelen akıllı telefonların yerini almaya dünden razı e-okuyucular ise bu safhada devreye giriyor. Modern zaman hastalığı sayılan "akıllı telefon bağımlılığının" panzehri e-okuyuculara henüz geç kalmış sayılmazsınız. Hayal gücünüzü kontrol altında tutmaya çalışan sosyal medyaya rest çekip, e-okuyuculara sığınarak yeni bir alışkanlık elde etmek düşündüğünüz kadar ütopik değil.