Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Christian Dior'un zarif mirası, Paris'te kapılarını açan yılın en büyük moda sergisi 'Christian Dior, Designer of Dreams'te gün yüzüne çıktı.
Yıl, 16 Şubat 1947. Yer, Paris. Fransız basını haute couture’ün yükselen yıldızı Christian Dior’dan "Modanın gökyüzünde yeni bir yıldız doğdu" cümlesiyle hayranlıkla bahsediyor.
Bu cümle o dönem için, Mösyö Dior’un yarattığı etkiyi özetleyen manşetlerden sadece biri. İkinci Dünya Savaşı'nın ağır bilançosunu ödemeye çalışan Avrupa bir yana, feminenliği ağır savaş koşullarıyla birlikte gardıroplarında asılı unutmuş kadınlara ilham olacak Christian Dior, tüm bu zor şartların altında haute couture modaeviyle rüyalarını tasarlamaya başlar.
Ve çok geçmeden, 30 milyon Fransız frangını bir moda evine yatırmanın zekice düşünülmüş bir hamle olmadığına inananlar, çiçek açan Dior zarafetini kutlarlar. Savaştan yıpranmış Fransa ve İngiltere ekonomisiyse Christian Dior, Cristóbal Balenciaga ve Hubert de Givenchy gibi tasarımcıların couture tutkusu sayesinde yeniden canlanır.
Fotoğraf: 'Christian Dior, Designer of Dreams', Adrien Dirand
Haute couture'ü yalnızca tasarımcıların hayal ve yaratıcılık tuvali olarak yorumlamak, tarihi gerçekle bağdaşmayabilir. Couture sanatı, savaştan çokça hasar almış toplumların kendilerini tedavi ediş biçimidir aynı zamanda. Bununla birlikte, kadınlara yitirdikleri feminenliği yeniden sunması, Paris'i couture işçiliğinde lider moda şehirlerinden biri haline getirmesi ve savaş döneminden sonra çökmüş bir ekonomiye dahi katkıda bulunması, couture'ün ehemmiyetini vurguluyor.
Bugün Christian Dior'un 70. yılında, modaevinin kreatif direktörlük koltuğunda oturan ilk kadın tasarımcı Maria Grazia Chiuri, Mösyö Dior'dan aldığı ilhamı şu sözlerle belirtiyor:
Fotoğraf: 'Christian Dior, Designer of Dreams', Adrien Dirand
Geçmişten günümüze uzanan, Maria Grazia Chiuri'nin tarif ettiği bu eşsiz altyapıyı, Mösyö Dior için her şeyin başladığı şehir Paris'te, yılın bu zamanında keşfetmek mümkün. 2017'nin en önemli moda sergisi 'Christian Dior, Designer of Dreams', Paris'in en prestijli sanat müzesi Les Arts Décoratifs'te geçtiğimiz hafta kapılarını araladı.
1947 yılında, Mösyö Dior'un tasarladığı 'şeytan' kırmızısı klasik bir elbiseyle açılıyor sergi. Savaş sonrası, kadınlara feminenliği tekrar hatırlatan elbise, Dior'un 'New Look' döneminin başlangıcını da simgeliyor. O dönemi şu sözlerle anlatıyor serginin küratörlüğünü üstlenen Florence Müller:
Fotoğraf: 'Christian Dior, Designer of Dreams', Adrien Dirand
Dior, rüyalarını gerçekleştirme imkanını sadece kurucusuna sunmuyor. 1957'de Mösyö Dior'un vefatının ardından markanın başına geçen Yves Saint Laurent de hayallerini Dior tasarımlarıyla dillendiriyor. Tek bir Dior DNA'sı üzerinde yoğunlaşmanın doğru olmadığını düşünen Maria Grazia Chiuri şunları belirtiyor;
Fotoğraf: 'Christian Dior, Designer of Dreams', Adrien Dirand
Dior'a dokunmuş yedi kreatif direktörün anlattığı farklı hikayelere tanıklık edip, kusursuz Dior mirasını belleğimize kaydetmek üzerimizde taşımaktan daha ayrıcalıklı. Bu bakımdan, 'Christian Dior, Designer of Dreams' sergisi, kıyafetlere giymeden de sahip olunabileceğini gösteriyor.
Rüyalarını tasarlayan tasarımcıların diyarı Christian Dior'u keşfetmeden Paris'i terk etmeyin. Les Arts Décoratifs'te gerçekleşen sergi için 7 Ocak 2018'e kadar zamanınız var.