Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.


14 yıl önce bir Fransız modaevinin başına getirilen ilk siyahi kreatif direktör olan 40 yaşındaki Rousteing, bu süre zarfında Balmain’in gelirini yüzde 1000 oranında artırdı.
Balmain, dün yaptığı açıklamayla Olivier Rousteing’in, 14 yılın ardından kreatif direktörlük görevinden ayrıldığını duyurdu. Bu haber, 21. yüzyıl modasında en uzun, en etkileyici ve en çok dikkat çeken tasarımcı dönemlerinden birinin sonuna işaret ediyor.
Rousteing yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Başardığım her şeyden derin bir gurur duyuyorum ve son 14 yıldır evim hâline gelen bu yerdeki olağanüstü Balmain ekibime, yani seçilmiş aileme, içtenlikle minnettarım. Bay Rachid Mohamed Rachid ve Matteo Sgarbossa’ya bana olan sarsılmaz inançları ve bu olağanüstü işi bana emanet etmiş olmaları dolayısıyla teşekkür ederim. Geleceğe ve yaratıcı yolculuğumun bir sonraki bölümüne bakarken, bu değerli dönemi daima kalbimde taşıyacağım.”
Balmain CEO’su Matteo Sgarbossa ise şu sözlerle Rousteing’e teşekkür etti: “Olivier’e, Balmain’in tarihine böylesine önemli bir bölüm kazandırdığı için derin şükranlarımı sunuyorum. Onun katkıları ve tutkusu, modanın tarihinde silinmez bir iz bırakacaktır.”
Rousteing, Nisan 2011’de 25 yaşındayken Balmain’in başına getirildiğinde, Yves Saint Laurent’in Dior’a atanmasından bu yana büyük bir Paris modaevi yöneten en genç kurucu dışı tasarımcı oldu. Ayrıca, bir Fransız miras modaevisinin tüm tasarım kategorilerinde kreatif direktörlüğe getirilen ilk siyahi kişi unvanını da taşıyordu. 2012 yılında, yani görevinin ilk tam yılında, Balmain’in geliri 30,4 milyon avro, kârı ise 3,1 milyon avro olarak kaydedilmişti. Geçtiğimiz yıl ise markanın gelirinin 300 milyon avroya ulaştığı tahmin ediliyor.
Rousteing döneminde yaşanan bu on katlık finansal büyümeye rağmen Balmain’in yeni yönetimi gelecekteki büyümeyi sağlamak için farklı bir yaratıcı yön belirlemekte kararlı. Asıl merak edilen ise, markanın Rousteing’in yerine deneyimli bir tasarımcıyı mı getireceği, yoksa onun göreve başladığı dönemde olduğu gibi riskli ama potansiyel olarak yüksek getirili bir seçimle, henüz kendini kanıtlamamış bir yaratıcıya mı fırsat vereceği.

Rousteing, Eylül 2011'deki ilk Balmain defilesinde ve bu yılın Ekim ayındaki son defilesinde.
Moda endüstrisinin dışında ve büyük ölçüde içinde bile pek tanınmayan Rousteing, 2009 yılından itibaren selefi Christophe Decarnin’in yanında Balmain stüdyosunda çalışıyordu. Decarnin’in âni ayrılığının ardından markayı iflasın eşiğinden kurtaran, o dönemki firma sahibi Alain Hivelin, büyük bir risk alarak Rousteing'i bu göreve getirdi. Rousteing, 2014’te Hivelin’in vefatının ardından yaptığı açıklamada, “Vizyonu, desteği ve dostluğu için Alain Hivelin’e sonsuza dek minnettar olacağım” demişti.

2014 Paris Moda Haftası’nda Balmain Army. Fotoğraf: Getty Images
2012 İlkbahar/Yaz koleksiyonuyla yaptığı çıkışta “korktuğunu” itiraf eden Rousteing, zamanla özgüvenini adım adım inşa etti. Kariyerinin ilk sezonlarından itibaren kendisini hem Pierre Balmain’in mirasının koruyucusu hem de modanın genel tutuculuğunu sarsan bir yenilikçi olarak tanımladı. Göz alıcı, yoğun süslemeli ve çoğu zaman eleştirmenleri ikiye bölen koleksiyonlarının yanı sıra çeşitlilik, görünürlük ve halkla doğrudan etkileşim üzerine kurulu sosyal medya merkezli bir topluluk oluşturdu: Balmain Army. “Koleksiyonlarda farklı kökenlerden modeller kullanmaya başladığımda ve defilelerde hip-hop müzik çaldığımda bazı insanlar ne yaptığımı sorgulamaya başladı” diye hatırlıyordu. “Sonra Rihanna kulise geldi ve ‘Sen bu moda dünyasının kurallarını değiştiriyorsun’ dedi.”
Bu, Rousteing’in ünlü isimlerle kurduğu bağlardan bahsettiği tek anekdot değildi. Kim Kardashian, Gigi Hadid ve Rihanna gibi figürlerle olan dostlukları, Balmain için güçlü bir pop kültürü etkisi yarattı. 2013 Met Gala’da Kim Kardashian ile tanışmasını “şaşırtıcı, elektrikli ve sevgi dolu” olarak tanımlayan Rousteing, onun için tasarladığı ilk parçanın, bekarlığa veda partisi için hazırlanan inci işlemeli bir elbise olduğunu söyledi. Bu ilişkiler, Balmain’i Christophe Decarnin dönemindeki seçkin, Paris merkezli, “içeridekilerin markası” kimliğinden çıkarıp, küresel çapta tanınan, çağdaş ve cesur bir ihtişam sembolüne dönüştürdü. 2015 yılında H&M, Rousteing’in ilk sekiz sezonundaki hit tasarımlarından oluşan bir işbirliği koleksiyonu sunduğunda, Londra Regent Street mağazasının önünde (Kasım ayında) 500’den fazla kişi gece boyunca sırada bekledi. Paris’te ise koleksiyon üç saat içinde tamamen tükendi. #Balmainia etiketi, o dönemin heyecanını tam anlamıyla yansıtıyordu.
Bir sonraki yıl, yani 2016’da, Balmain’in geliri yaklaşık 120 milyon avroya ulaştı. Aynı yıl Katar merkezli Mayhoola şirketi, markanın tamamını 500 milyon avro karşılığında satın aldı. Satın almanın ardından Rousteing, hem Balmain’in hem de genel anlamda Paris modasının erişimini genişletmek için çalıştı. Özellikle geniş kitlelere açık festival formatındaki defileleriyle bu vizyonunu ortaya koydu. 2019’da Paris’in Fête de la Musique etkinliği kapsamında Jardin des Plantes’ta gerçekleştirdiği erkek koleksiyonu sunumu, 2.000’den fazla konuğu ağırlayarak markanın halka açık deneyim anlayışını pekiştirdi. O dönemde Rousteing, “Bizim inancımız, modanın daha kapsayıcı ve neşeli bir geleceğe sahip olabileceği yönünde” demişti. Balmain Festival etkinlikleri canlı müzik ile podyum şovlarını bir araya getiriyordu; bazı moda editörleri bundan hoşnutsuzluğunu dile getirse de izleyiciler konsepti çok sevmişti.
Mayhoola CEO’su ve Balmain Yönetim Kurulu Başkanı Rachid Mohamed Rachid, Rousteing’in ayrılığının ardından şu açıklamayı yaptı: “Olivier’in vizyoner liderliği yalnızca modanın sınırlarını yeniden tanımlamakla kalmadı, aynı zamanda cesur yaratıcılığı, sarsılmaz özgünlüğü ve kapsayıcılığa olan bağlılığıyla bir nesle ilham verdi. Onun yönetimi altında elde edilen tüm başarılarla büyük gurur duyuyoruz ve yaratıcı yolculuğunun bir sonraki bölümünde de aynı parlaklık ve tutkuyu izleyeceğimizi biliyoruz.”
Rousteing’in Balmain’deki görev süresinin büyük bölümünde, yanında ona yakın çalışan Txampi Diz yer aldı. Diz, önce KCD bünyesinde Balmain’in dış iletişim sorumlusu olarak görev yaptı, ardından markanın pazarlama direktörlüğüne (CMO) yükseldi. Rousteing döneminde Balmain, tıpkı kendisinin Christophe Decarnin altında yetiştmesi gibi, birçok genç tasarımcı için bir tür eğitim alanına dönüştü. Bu isimler arasında, kendi markasını kurmadan önce Balmain atölyesinden geçen Ludovic de Saint Sernin de bulunuyordu.
Rousteing’in tasarım anlayışı, her zaman markanın kurucusu Pierre Balmain’e dönüyordu. Savaş sonrası dönemin bu ünlü terzisinin cesaretini ve titizliğini markanın “kaynak kodu” olarak tanımlayan Rousteing, 1950’lerin arşivlerinden ilham alarak, yıllar içinde anlamını yitirmeye başlamış Balmain kimliğini yeniden temellendirdi. “Benim gücüm, Balmain’in pop kültürüyle bağ kurmasını sağlamak,” diyordu, “ama aynı zamanda onu köklü bir miras markası hâline getirmek.” Rousteing’in bir diğer ilham kaynağı da Karl Lagerfeld idi. Lagerfeld de kariyerine Pierre Balmain’in asistanı olarak başlamıştı ve bir dönem, Chanel’deki olası halefi olarak Rousteing’in adını gündeme getirmişti.

Fotoğraf: Getty Images
2019 yılında Rousteing, Bordeaux’da beyaz Fransız ebeveynler tarafından evlat edinilip büyütülmüş biri olarak, hayatının başka bir yönünü gözler önüne serdi. Wonder Boy adlı belgeselde, biyolojik ailesini arayış süreci anlatılıyordu. İki yıl sonra, ağır yanıklarla sonuçlanan bir ev kazası geçirdi. Bu deneyimler, sonraki Balmain koleksiyonlarına da duygusal bir biçimde yansıdı. Aynı dönemde, Jean Paul Gaultier’nin 2022-23 Sonbahar/Kış Haute Couture koleksiyonunun konuk tasarımcısı olarak da yer aldı.
Alain Hivelin’in Balmain’i Mayhoola’ya satmasının ardından Rousteing, 2017–2019 yılları arasında Massimo Piombini, ardından 2024’e kadar Jean-Jacques Guével yönetiminde çalıştı. 2024’te Guével’in yerini, daha önce Mango, Gucci ve Givenchy’de görev yapan Matteo Sgarbossa aldı. Bu yöneticilerle birlikte Rousteing, 14 yıllık kariyeri boyunca markayı ciddi biçimde çeşitlendirdi. 2019’da misafir tasarımcı olarak haute couture koleksiyonlarını yeniden takvime dâhil etti. 2023’te Estée Lauder işbirliğiyle güzellik ve parfüm hattını başlattı ve aksesuar kategorisini güçlü bir iş koluna dönüştürdü. 2025’te, markanın 80. yılı kapsamında Sgarbossa ile birlikte bu başarıları pekiştiren Rousteing, aynı zamanda Balmain’i kendisinden sonra gelecek yeni döneme hazırlamış oldu.
1 Ekim 2025’te, Intercontinental Otel’in balo salonunda gerçekleşen son defilesinin ardından Rousteing, ilk Balmain defilesini de aynı salonda yaptığı 2011 yılına döndü. “O zamanlar çok korkmuş ve çok utangaçtım,” dedi o günü anımsayarak. Ayrıca o an, markada kalmayı umduğunu da ima etmişti: “Bu sezon herkes yeni bir dönemden, yeni başlangıçlardan bahsediyor ama ben inanıyorum ki, yeni döneminizi de, yeni başlangıcınızı da, aynı evde kalarak ve kendinizi yeniden meydan okuyarak yaratabilirsiniz.”
Dünkü açıklamayla birlikte, Eylül ayında 40. yaşını kutlayan Rousteing, artık Balmain dışında kendi “yeni dönemini” inşa etmeye hazırlanıyor.