Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Élite dizisiyle yıldızı parlayan Arón Piper, duygu dünyasını kontrol altına almak için sanattan güç alıyor. Alman asıllı aktör ve şarkıcı ile Vogue Man için Los Angeles’ta bir araya geldik.
Mesleğinden bağımsız bir şekilde Arón Piper kimdir, kendisinin kimsenin olmadığı bir odada kendisine tanıtacak olsa nasıl tanıtırdı?
Arón dünyayı duyguları ve felsefe üzerinden algılamaya çalışan utangaç ve hassas biri. Doğayı ve her türlü sanat dalını sever. Belki bazen biraz tembel. Çok dakik olmayan. Duygusal. Hayata aşık bir kimse.
Los Angeles’tayız, bu şehir sana ne ifade ediyor?
Burası benim kariyerimde bir basamak atlamayı temsil ediyor, şu an yapabildiğimi yapabilmem için bir fırsat. Şu an burada olup albümümü bitirebildiğim, bir yandan da oyunculuk çalışmalarıma devam edebildiğim için çok mutluyum.
Bize ilk oyunculuk deneyiminden bahseder misin?
Bence biz insanlar her zaman bir şekilde oynarız, bende de durum bundan farksız. İlk profesyonel oyunculuk deneyimim 11 yaşında Katalanya’da yaptığım bir kısa filmdi.
Oyunculuk sana hayat hakkında ne öğretti?
Bana hayatımın birçok evresinde yardımcı oldu. Duygularımı kontrol etmek konusunda en uzman insan olduğumu söyleyemeyiz. Oyunculuğu bu duygular üzerinde çalışmak için de bir fırsat olarak görüyorum. Başka hayatlar yaşamak nasıl bir insan olmak istediğimi anlamam konusunda da bana yardım etti. Ve de bir ekiple çalışmayı öğrenmek konusunda.
Televizyon veya film fark etmez, istediğin herhangi bir rolü oynayacak olabilseydin bu ne olurdu?
Bu konuda spesifik bir tercihim yok ama her zaman benden uzak olan karakterler üzerinde çalışmak çok keyif verir bence. Otizmi olan bir karakter, herhangi bir zihin sağlığı sorunuyla boğuşan birisi veya bir komedyanın ortasındaki bir karakter.
El Correo filmini çekerken en çok hoşuna giden şey neydi?
Bir karakterin hayata karşı tutumunu incelemek çok hoşuma gidiyor, ne kadar tutkulu, hayatı nasıl görüyor, hayata nasıl davranıyor, bu filmin çekimleri bu noktaları incelemem için bana büyük şans tanıdı.
Üzerinde çalıştığın ve seni heyecanlandıran herhangi bir proje var mı?
İlk büyük albümüm hazır ve onu dünyayla paylaşmak için sabırsızlanıyorum. Bu yeni albüm benim hayatımın da film müziği diyebiliriz.
Müzik ve film arasındaki en büyük bağ sence nedir?
Sanırım sanat sanattır ve bu ikisi insana kendini ifade etmek konusunda çok kapsamlı bir alan açıyorlar.
İlk müzik deneyiminden bahseder misin?
Aileme beni müzikle çok erken yaşta tanıştırdığı için minnettarım; müziğin birçok farklı biçimiyle. 7 yaşındayken ilk CD koleksiyonumu yapmaya başladım. 12 yaşındayken hip hop sevdam sayesinde ilk şarkılarımı yazmaya başladım.
Yakında çıkacak yeni albümün adını öğrenebiliyor muyuz?
Tabii ki! ‘CHICO RARO’!
- Bu insanın bu dünyada yapabileceği en güzel hareket nedir?
Kendinin en iyi halini bulabilmek ve onu olabilmek. Hem kendine hem de çevrendekilere karşı. İyi bir insan olabilmek, mutluluğunu paylaşabilmek, başkalarını incitmeden kendini ifade edebilmek.
Hiç tanımadığın bir insan hayatını değiştirdi mi?
Çocukluğumda bir sürü insan.
En güzel gününün tanımını yapar mısın?
Benim için en güzel gün deniz kenarında ya da bir kasabada güneşli bir sabahla başlar. Sevdiğim insanların beni ziyaret etmeye geldiği, güzel bir kahvaltı yaptığımız, beraber dans ettiğimiz, müzik dinlediğimiz, hayattan konuştuğumuz ve hayatın bize sunduğu o küçük zevklerin tadına baktığımız bir gün.
Başarıdan mı daha çok korkarsın başarısızlıktan mı? Neden?
Sanırım başarıdan biraz daha fazla korkarım çünkü başarısızlığın nasıl bir şey olduğunu biliyorum ve mütevazı bir yerden geliyorum. Hiçbir şeyimin olmadığı bir hayatla da başa çıkabilirim.
Eğer bu söyleşiyi kendinle yapacak olsaydın kendine ne sorardın?
Umarım bu soruya ileride cevap verebilirim. Sanırım terapistimin de yardımına ihtiyacım olacak!