Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Evde geçirdiğimiz süre arttıkça sadece stilimizde değil yaşam alanımızda da maksimum konfora yöneliyoruz. Yuvarlak formlar ve yumuşak kumaşlar evimizde geniş alanlara yayılarak keskin yaklaşımları geri planda bırakıyor.
@rochebobois
Evimiz her zaman en rahat olduğumuz alandır. Günün stresini ve yorgunluğunu geride bıraktığımız, sevdiğimiz şeyleri yapmaya, zihnimizi boşaltmaya fırsat bulduğumuz bu özel sığınak bir süredir tüm hayatımızı içine alan ayrı bir dünya haline geldi. Evden çalıştığımız, kısa soluklu çıkışlardan sonra yeniden döndüğümüz, hatta yaratıcılık konusunda kendimizi yeniden keşfettiğimiz evlerimiz bu süreçte çok daha rahat seçimlerle birlikte bazı dönüşümler yaşadı.
Bunun öncesinde görselliği daha fazla önemserken artık belki de üzerinde uzun saatler geçirdiğimiz koltuklarımızda ve sandalyelerimizde konforu bir üst seviyeye çıkarttık. Elbette bu yaşanan değişim dekorasyon alanına da hızla sirayet etti. Tasarımlar daha yuvarlak formlarla buluşurken yumuşaklık hissi veren kumaşlar da ön saflara yerleşti.
@tacchini_italia_forniture
Bizim havlu kumaş olarak tanımlayabileceğimiz materyaller büyük koltuklardan yastık kılıflarına kadar kendini göstermeye başladığı gibi, beraberinde daha minimalist bir tavrı da getirdi. Elsa Hosk, Pernille Teisbaek, Camille Carriere gibi ünlü influencerlar da bu akıma uyarak dekorasyonlarında daha yumuşak seçimlere yöneldi. Her ne kadar en zor renklerden biri olan beyaz bu alanda sıklıkla tercih edilse de canlı renkler de aynı şekilde oldukça fazla kullanılıyor. Bu tarz formların seçilmesinin en büyük sebebi ise insanların yumuşak bir alana dokunduğu zaman yaşadığı rahatlık ve güven hissi. Aynı tavır deri parçaları da kapsarken beyazın yarattığı daha yazlık görünüm derilerle birlikte bu yeni nesil rahatlığı kış mevsimine de taşıdı.
@ligneroset
Özetle artık bir koltuğa oturduğunuz zaman artık onu ev dekorasyonunuzun bir parçası olarak değil içinde keyif yapabildiğiniz ufak bir yuva gibi görmek istiyorsunuz ve bu rahatlık evinizin her köşesinde kendisini hissettirmeye başlıyor. Yani aslında dekorasyon zevkimizin bir ölçüde bu kadar değişmesinin ardında yaşadığımız psikolojik süreç de var. Sarılmaya olan özlemimiz artıkça bizi sarıp sarmalayabilecek büyük ve yumuşak tasarımlar daha cazip gelmeye başlıyor. Maksimum konfor isteğimizin yanı sıra perçinlenen bu istek, baktığımız anda bile bize rahatlık ve sakinlik hissini veren seçimlere yönlendiriyor. Yaşam alanlarımızın bize çok daha fazla anlam ifade ettiği bu zaman dilimi ne kadar sürer henüz belli olmasa da yaşadığımız bu değişim kişisel seçimlerimizde kalıcı bir etki bırakacak gibi gözüküyor.