Vogue Türkiye 15. Yıl Özel: Ayşe & Ece Ege

Son 15 yılda global moda sahnesinde gösterdiğiniz etkiler ve elde ettiğiniz başarılar, endüstrideki konumunuzu nasıl şekillendirdi?

Dice Kayek’in dili her zaman kültürler arası bir diyaloğun izini taşıyor. Son 15 yılda Paris’ten uzanan yolculuğumuz modayı, yalnızca giyimle değil mimariyle, sanatla ve tarihle buluşturan bir alan olarak yorumlamamızı sağladı. Uluslararası platformlarda aldığımız ödüller ve sergiler, markayı küresel anlamda bir “zamansızlık” ifadesine dönüştürdü.

Bu süreçte moda sektörü hangi yönlerden evrildi?

Modanın artık yalnızca trendlerden ibaret olmadığı kesin; moda anlam, hikaye ve kalıcılık arayışında. Teknoloji, sürdürülebilirlik ve kültürel miras gibi kavramlar tasarımın merkezine yerleşti. Biz de bu dönüşümü; köklerimizden gelen geleneksel ve kültürel izleri çağdaş bir perspektifle birleştirerek takip ettik. Dice Kayek’in durduğu yer, her zaman zanaat ile yenilik arasındaki o hassas dengedir.

Yaşadığınız en ikonik moda ânı neydi?

Dice Kayek, 2013 yılında Istanbul Contrast koleksiyonu ile 'Victoria and Albert Museum-Jameel Ödülü'nü kazanan ilk modaevi' unvanını elde etti; bu başarı da bizim için en sembolik anlardan biriydi. Bu proje, Doğu ile Batı, geçmiş ile bugün arasında kurduğumuz estetik köprünün somut bir anlatımıydı. Yansımaları hâlâ hissediliyor çünkü o koleksiyon ve ödül, Dice Kayek’in ruhunu en saf hâliyle temsil etti. Koleksiyon aynı zamanda Paris’te Le Musée des Arts Décoratifs, Los Angeles’ta Los Angeles County Museum of Art (LACMA), Amsterdam’da Amsterdam Museum’da moda ve sanat severlerle buluştu. Ayrıca seçili tasarımlar, bu yıl Rusya’nın St. Petersburg kentinde yer alan ve dünyanın en prestijli müzeleri arasında bulunan Hermitage Müzesi’nin kalıcı koleksiyonuna kabul edilerek markamızın uluslararası başarı yolculuğunu güçlendirmeye devam ediyor.

Vogue’un global vizyonu yaratıcı bakış açınızı nasıl etkiledi dersiniz?

Vogue hep “zamanın ruhunu” yansıtan bir ayna oldu. Moda tarihine yön veren editoryal vizyonu, yaratıcılığın sınırlarını yeniden tanımlama gücüyle ilham verdi. Dijital çağda bile, özünü kaybetmeden değişime öncülük ediyor. Dice Kayek için Vogue, modayı bir hikaye anlatma biçimi olarak ele almanın en güzel örneklerinden biri.

Vogue Türkiye’nin son 15 yılda moda dünyasına nasıl yön verdiğini düşünüyorsunuz?

Vogue Türkiye, yerel yaratıcılığı global moda diliyle buluşturdu. Türk tasarımcılarını destekleyerek sesini uluslararası arenada daha görünür kıldı. Moda kültürünün Türkiye’de birikim kazanmasında, estetiğin ve bilincin yaygınlaşmasında önemli bir rol oynadı.

Sizden Vogue Türkiye’nin 15. yıldönümüne özel bir mesaj rica etsek…

Vogue Türkiye’nin bu özel yıldönümünü kutluyoruz! Yeni jenerasyonun duyarlılıklarını, yerel değerlerle harmanlayarak geleceğe taşıyacağına inanıyoruz.