Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Paris, köşe başı bistroları, leziz pastaneleri ve şık Michelin Yıldızlı restoranlarıyla yeme-içme söz konusu olduğunda özgün mutfaklarla dolu bir şehir.
LE GRAND VEFOUR
Dekor olarak kullandığı aynalarla ünlü Paris’in en eski, en prestijli ve 2 Michelin yıldızlı restoranı, Le Grand Véfour 1784’te açılan tarihi bir restoran. İmparator Napolyon Bonapart’ın ve Fransız yazar Victor Hugo’nun da zamanında restoranı sık sık ziyaret ettiği söyleniyor.
LA HALLE AUX GRAINS
Sadece karnım değil gözlerim de sanata doysun diyorsanız, La Halle aux Grains restoranı Commerce Sanat Müzesi’nde yer alan Michelin yıldızlı bir seçenek. Restoranın bulunduğu bina öncelerde tahılın toplanıp fiyatlandırıldığı bir ticaret alanı olduğundan bu gelenek hala sürdürülüyor ve menüde tüm yemekler tahıl içerecek şekilde sunuluyor.
L’AUBERGE DE NICOLAS FLAMEL
Tarihi atmosferiyle 1407’den beri ayakta kalmayı başaran tarihi han, belki de Paris’in en eski yapılarından biri. Michelin yıldızlı şef Alan Geaam’la hayat bulan restoran, geçmişe saygı niteliğinde tarihi dokuları içinde barındırıyor. Menü hem alakart hem de tadım menüsü çeşitleriyle iddialı duruyor.
LA TOUR D'ARGENT
Paris’in en eski restoranlarından biri ve yapımı 1582’yılına dayanıyor. Zamanında VI.Kral Henri’nin bile dikkatini çekebilmeyi başarmış oldukça etkileyici ve mutfak bakımından zengin bir yer.
LAPÉROUSE
XIV. Kral Louis’in barmeni Bay Lafevre tarafından kurulan yer önceleri malikane olarak düşünülse de şimdilerde çok fazla çeşide sahip bir şarap evi. Ayrıca Paris’in ilk 3 Michelin yıldızı alan restoranı olarak biliniyor. Kaliteli yemek ve niş şarap seçkileriyle yerel tatlar sunuyor.
A LA PETIT CHAISE
Şehrin tarihi anıtlarının arasında bulunan bu restoran büyüleyici atmosferiyle sanatçılardan politikacılara, oyunculardan yazarlara dünyanın ünlü ikonlarını birçok kez ağırlamıştır. Rönesans esintileriyle Güneş Kralı XIV. Louis zamanına adeta geri dönüş yapabileceğiniz bu restoranda dana tartar ve soğan çorbasını tatmadan geçmeyin.
LA PROCOPE
Saint Germain’in kalbinde yer alan La Procope, 1686’larda Paris’te kahveyi popülerleştiren ilk restoranlardan biriydi. Yazar ve entelektüellerin odak noktası olan restoranın menüsünde ağırlıklı olarak geleneksel Fransız mutfağı yer alıyor. Kaliteli yemeklerle restorandaki küçük terasta güzel havanın tadını çıkarabilirsiniz.
LE TRAIN BLEU
Agatha Christie’nin Mavi Trenin Esrarı adlı romanına ilham olan bu tarihi yer şimdilerde ihtişamlı duvar süslemeleri, lüks avizeleri ve lezzetli menüsüyle seyahat ederken yolu düşenlere eşsiz bir deneyim yaşatıyor. Coco Chanel ve Salvador Dali’nin de zamanında ziyaret ettiği mekanın devasa pencerelerinden trene giden yolcuları izleyebilirsiniz.