Lily Collins Artık Emily in Paris’teki Emily’den Ayırt Edilemiyor

Lily Collins, Netflix’in Emily in Paris dizisinde canlandırdığı, renkli ve abartılı stilleriyle tanınan pazarlama yöneticisi Emily Cooper’dan kendini ayırmak istediyse de, dizinin beşinci sezonunun tanıtım turu bu sınırların artık silindiğini düşündürüyor. Oyuncunun kişisel gardırobu bugüne dek genellikle Cooper’ınkine kıyasla daha sade ve rahat bir çizgideyken, Collins geçtiğimiz hafta sonu Paris’te bir tren istasyonunda, yalnızca bir trençkot, çorap ve rugan dolgu topuklu ayakkabılarla tamamladığı, boudoir esintili bir Saint Laurent tulumla görüntülendi.

Fotoğraf: Getty Images

Dünkü görünüm — Collins’in, Avrupa’daki basın toplantıları, galalar ve fotoğraf çekimleri arasında adeta bir tur aracı gibi kullanılan Orient Express’ten inerken objektiflere yansıyan görüntüsü — dizinin kostüm departmanından rahatlıkla alınmış gibi bir dizi kombini takip ediyor: Parıltılı, kadife leopar desenli bir Fendi Resort 2026 mini elbise; balon etekli, puantiyeli bir Patou 2026 ilkbahar/yaz kokteyl elbisesi ve mor payetli bir Baguette çantayla tamamlanan vintage zürafa desenli bir Roberto Cavalli trençkot… Barbie, Dune, Challengers ve Wicked’ın ardından, basın turları giderek karakterle özdeşleşen, abartılı giyinmenin bir sahnesine dönüşmüş durumda. Bu tanıtım turu da bir istisna değil.

Fotoğraf: Thomas Samson/Getty Images

Bir bakıma bu mantıklı. Tanıtım turları belirli bir ürün hakkında ilgi uyandırmak için düzenleniyorsa, moda da neden bir pazarlama aracı olarak kullanılmasın? Belki de giysilerle gerçek bir ilişki kurmakla, sosyal medyada hızla yayılmak üzere tasarlanmış görsel bir slogan üretmek arasında bir fark olduğu içindir. Herkes modanın iç dünyanızın her nüansını (eminim çok ilginç) yansıtması gerektiğine inanmıyor. Bazı insanlar sadece parlak, gürültülü şeyleri izlemekten hoşlanırlar, ki sanırım bu yüzden Emily in Paris şu anda beşinci sezonunda.