Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Küçük şeyleri takıyorsanız, büyük şehirde yaşıyorsanız ve makul miktarda stres sahibiyseniz muhtemelen siz de uyurken dişlerinizi sıkıyorsunuz. Valerie Dayan, son zamanların en sık görülen sağlık problemini ve tedavi yollarını araştırdı.
Fotoğraf: Irving Penn
2017 yılında Facebook’ta çokça beğeni ve yorum alacak bir post mu girmek istiyorsunuz? O halde çocuk doğurmayı, evlenmeyi, akrobatik bir yoga pozu fotoğrafı paylaşmayı veya benim yaptığım gibi diş sıkma probleminden mustarip olduğunuzu yazmayı deneyin.
Çene kasının istemsiz olarak sıkılması hali olan ve çoğunlukla fiziksel değil, psikolojik sebeplere dayanan diş sıkma probleminde artış olması Instagram gibi masum görünen bir platformun bile strese sebep olabildiği şu günlerde pek de şaşırtıcı sayılmaz. Swiss Centerdent’den diş hekimi Dr. Yeşim Makzume de, tıptaki adıyla bruksizm olan diş sıkma vakalarında artış olduğunu ve bu problemin yetişkinlerde toplumun yarısından fazlasında görüldüğünü söylüyor: “Son zamanlarda insanlar oldukça stresli ve kaygılı olduklarından bu durum ister istemez günlük hayatlarına yansıyor. Diş sıkma da bu yansımalardan en yaygın görüleni.”Tabii bu Türkiye’ye özel bir problem de değil.
Geçtiğimiz aylarda diş sıkma üzerine bir sağlık yazısı yayınlayan Amerikan Vogue’u, Donald Trump seçildikten sonra vakalarda ciddi bir artış olduğunu yazdı. İngiltere’de ise araştırmalar son beş yılda diş sıkanların sayısının yüzde otuz arttığına işaret ediyor. Evet, diş sıkma “birinci dünya” problemi. Ancak bu, durumun ciddiyetini hafifletmiyor. Özellikle de çenenin şekil değiştirerek daha kalın ve şiş gözükmesi, şiddetli çene ağrıları ve dişlerin gülünce gözükmeyecek kadar aşınması gibi görmezden gelinemeyecek sonuçları olabileceği düşünülürse.
Yeditepe Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Pınar Kursoğlu, diş sıkmanın gece ve gündüz olarak ikiye ayrıldığına dikkat çekiyor. Gündüz yapıldığında tırnak yeme gibi bir tik olarak sınıflandırılan bu davranışı yapıp yapmadığınızı anlamak için oldukça kolay bir test var: “Gün içerisinde yemek yemiyorsak ve konuşmuyorsak dudaklar kapalı ancak dişler aralık durmalıdır. Normal çene pozisyonu budur.”
Eğer dişlerinizi bu pozisyona getirdiğinizde çene kaslarınızda bir rahatlama hissediyorsanız, muhtemelen uyanıkken de diş sıkıyorsunuz demektir. Ancak esas problem, kontrolü imkansıza yakın olduğundan, gece bruksizmi. Uykuda diş sıkmanın merkezi sinir sistemi kaynaklı olduğunun altını çizen Kursoğlu, “Uyku başlı başına karmaşık bir süreç olduğu için, uykuda yapılan bruksizmin farkına varılması ve ortadan kaldırılması pek kolay değildir. Hatta kişi diş gıcırdatmıyor ve sadece sıkıyor ise çoğu zaman partnerinin bile bunu fark etmesi mümkün olmaz. Bu nedenle diş sıkma zaman içinde sinsi bir şekilde tüm sisteme ekstra yük yüklemeye devam edebilir. Ancak bu yük sistemin tolere edebileceği kapasiteyi aştığında belirtileri kişi tarafından görülmeye başlar” diyor. Belirtileri çene, boyun, baş ve şakaklarda ağrı, dişlerde hassasiyet, sabah yorgun uyanmak, ağız açma güçlüğü ve dil kenarları ve yanak içinde küçük yaralar olarak sıralayan Kursoğlu, kasların gevşemesini sağlayacak ve ağrıyı geçirebilecek her türlü girişimin bir tedavi yöntemi olarak sayılabileceğini söylüyor. Hatta bu girişimlerden biri strese sebep olan şeyleri “daha az takmak” bile olabilir, nitekim Kursoğlu, diş sıkmanın farkındalığı fazla, hassas ve problemleri kendi içinde çözmeye çalışan kişilerde daha sık görüldüğünü söylüyor.
Diş sıkma için en bilindik ve popüler metot, spazm nedeni ile ağrıyan kasların kendisini tedavi etmesini sağlayan, diş ve çene eklemindeki baskıyı azaltan gece plakları. Diş hekimleri ve çene cerrahları tarafından kişiye özel üretilen ve geceleri uyumadan önce kullanılan gece plakları ile uyumaya alışmanın kolay yollarından biri yatma pozisyonunu daha dik duruma getirmeyi denemek. Son zamanlarda yaygınlaşan botoks uygulaması ise kısa süreli olarak işe yaradığından popülerleşse de, araştırmalar botoks enjeksiyonlarının uzun vadede diş sıkmayı geçirmediğini gösteriyor.
Kursoğlu, nikotin, kafein ve alkol tüketiminin diş sıkma oranını katlayarak artırmasından dolayı, uyumadan birkaç saat önce bunların tüketimini kesmenin sorunu azaltabileceğine dikkat çekiyor. Terapi İstanbul’dan uzman psikolog Emir Erünsal’a göre iyi sonuç veren ve psikiyatride kullanılan tedavi yolu psikolojik destek almak ve doktor kontrolünde kasları gevşetme özelliği olan bir antidepresan ilaç kullanmak. Erünsal, bilişsel ve davranışçı terapilerde sık kullanılan kas gevşeme egzersizini de öneriyor: “Tüm bedeni gevşetme prensibiyle çalışan bu uygulamada danışanın bütün kas grupları sıkılıp gevşetilerek, gerginlik ve esneklik arasındaki farka odaklanması sağlanıyor ve özellikle gerilen kas grubunu gevşetmeye yönelik bir yöntem kazandırılıyor. Çeneyi gevşetmek için yanaklar ve çene sıkılıp belli bir süre tutulduktan sonra rahat bırakılır” diyen Erünsal, bu egzersizin sonucunda kişilerin stresli anları fark ederek çenenin kasılmasına ve diş sıkmaya izin vermemelerinin hedeflendiğini anlatıyor.
Diş sıkmayı azaltmak için yapılması en mantıklı şey ise hiç şüphesiz vücuttaki stresi kontrol altına almak. Bedendeki stresin yeteri kadar boşaltılmadığı zaman çene, omuzlar, kürek kemikleri gibi yerlerde biriktiğine ve kan dolaşımını etkilediğinden uzun vadede bu kasılmaların sadece çenede değil, sindirim sisteminde sorunlara yol açabileceğine dikkat çeken meditasyon rehberi, ses şifası terapisti ve Soundala Therapy’nin kurucusu Rida Kıraşı, günde on beş dakika meditasyon yapmanın diş sıkanları rahatlatmak için çok faydalı olacağını söylüyor. Kıraşı ikinci bir yöntem olarak da yoga ve fizik tedaviyi birleştiren yoga terapiyi öneriyor. “Nefes ile yavaş hareketlerin senkronize bir şekilde kullanıldığı bu yöntemde, nefes – hareket bütünlüğü ile kas ve nöromüsküler eğitim sağlanıyor. Yatmadan önce yatakta sırt üstü uzanıp tüm bedeni rahatlattıktan sonra beş dakika boyunca nefes alırken çeneyi açmak, nefes verirken gevşetmek, çene kaslarının gece boyunca daha az kasılmasını sağlayabilir.” Nefes egzersizleri, Yin yoga ve gözler kapalıyken yirmi kere yavaşça gözleri saat yönünde ve tersine çevirerek yapılan göz yogasının da stres modundan gevşeme moduna geçmeye yardımcı olduğunu belirten Kıraşı, Hindistan’da bir ayurveda merkezinde öğrendiği çene masajının da kasları rahatlatmak için pratik bir yöntem olduğunu söylüyor, “Sırt üstü uzanın ve işaret parmağını bükünce ortaya çıkan kemiği kullanarak çene kaslarına yukarıdan aşağıya dört saniye kadar baskı uygulayarak rahatlatın. Kasa baskı yaptığında aynı acupressure masajında olduğu gibi dolaşım hızlanıyor ve gevşeme sağlanıyor.”
Facebook yorumlarının çoğunluğu ise aynı çözümü öneriyor: Şehirden acilen gitmek! Sanırım gergin çenemi küçük bir tatile çıkartıp rahatlamanın tam da vakti.