Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Gün boyu içilen kahveler bazen fark edilmeden fazla kafein alımına yol açabilir. Ölçüyü sınırlamak hem keyfi hem de sağlığı korumak için kritik.
Kimi için sabahın ilk yudumu olmadan güne başlamak mümkün değildir; kimi içinse dost sohbetlerinin vazgeçilmez eşlikçisi. Kahve, bazen üretkenliği artıran bir tat, bazen kültürel bir gelenek, bazen de sağlığa katkı sağlayan bir içecek olarak hayatımızda özel bir yere sahip. Dünyada milyonlarca insan güne kahveyle başlıyor.
Peki çoğu insan için ne kadar kahve ideal kabul ediliyor? Kimlerin daha dikkatli olması gerekiyor? Kahve farklı bileşenler içeriyor ve bunların çoğu sağlığı farklı şekillerde etkileyebiliyor. Ancak kahvenin en bilinen özelliği, kafein açısından en güçlü kaynak olması. Kahve tüketiminde risklerin büyük kısmı da kafeinle bağlantılı.
Kahvenin faydaları çoğunlukla ölçülü tüketimde belirginleşiyor. Yetişkinler için güvenli kafein sınırı günde 400 miligram. İlginç bir şekilde, öğütülmüş kahve en yüksek koruyucu etkiyi sağlarken, hazır kahvede bu oran daha düşük. Tabii ki kafein yalnızca kahveden değil; espresso, siyah, yeşil veya beyaz çay, enerji içecekleri, kola ve bitter çikolatadan da alınıyor.
Fotoğraf: Alamy Stock Photo
Son yıllarda gerçekleştirilen bazı araştırmalara göre orta düzeyde kahve tüketimi uzun vadede birçok hastalık riskini azaltıyor. Fazlaya kaçıldığında ise tablo değişiyor: çarpıntı, huzursuzluk, mide bulantısı, baş ağrısı, mide ekşimesi, ellerde titreme hatta uykusuzluk… Çoğu insan aslında vücudunun tepkilerini fark ediyor, ilk belirtiler hissedildiğinde genellikle tüketimi azaltma eğilimi gösteriliyor.
Kafeinin vücuttan atılma süresi de kişiden kişiye farklılık gösteriyor; kimilerinde birkaç saatte dengelenirken kimilerinde 10 saate kadar uzayabiliyor. Bu yüzden öğleden sonra içilen bir espresso, bazılarını gece boyunca uykusuz bırakabilirken, başkalarını hiç etkilemeyebiliyor. Ayrıca bireysel faktörler de önemli: Gebelik dönemi ya da doğum kontrol hapı kullanımı, kafeinin vücuttan atılma süresini yavaşlatıyor. Bu da kahvenin uyarıcı etkisinin daha uzun sürmesine neden olabiliyor. Dolayısıyla özellikle hamilelik ve emzirme dönemlerinde kahve tüketiminin sınırlandırılması büyük önem taşıyor. Çocuklar için ise kafein önerilmiyor.
Kahve, doğru miktarda tüketildiğinde hem keyifli hem de sağlığa faydalı bir alışkanlık haline gelebiliyor. Önemli olan, gün boyu aldığınız toplam kafein miktarının farkında olmak ve kendi vücudunuzun sınırlarını gözetmek. Özellikle çocuklar, hamileler ve kalp rahatsızlığı olanlar için bu sınırlar çok daha titizlikle korunmalı.