Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Hızlı seyreden modern hayatın karmaşasında yaratıcı yönünüzü beslemek için ihtiyacınız olan iki şey: bir kalem bir de defter. Yazar Julia Cameron’ın “Morning Pages” (Sabah Sayfaları) tekniğiyle tanışın.
Günlük hayatın akışında o kadar çok şeyi bir vagonda taşıyoruz ki; işimiz, çevremizle olan iletişimimiz, hobilerimiz, başarılar, sevinçler, hüzünler, endişeler derken bir bakmışız avcumuzda düğümlenmiş bir zihin yumağıyla baş başayız. Hatta o kadar ağırlaşmış ki zihnimizden taşıp ayrı bir birey olarak yanımızda belirmiş yumağımız. Modern insan olmanın getirilerinden biri olan bu yükü mürekkebe aktararak yaratıcı yönünüzü beslemeye ne dersiniz? Yazar Julia Cameron, 1992 yılında yayımlanan The Artist’s Way (Sanatçının Yolu) adlı kitabında duyguları ve fikirleri yazıya dökme tekniğini Morning Pages yani Sabah Sayfaları adıyla taçlandırıyor.
Yazar Julia Cameron’ın Sabah Sayfaları adını verdiği bu eylem bir nevi duyguları ve yaratıcı fikirleri kelimelerle buluşturma tekniği. Cameron’ın tekniğinin püf noktasıysa oldukça akıllıca çünkü bu teknikte ağırlaşan duyguları yazıyla buluşturmak için onların iyice karmaşık bir şekle büründüğü gün sonu değil, zihnin en dingin, dinlenmiş ve üretken halini yakalayabildiğimiz sabah saatleri tercih ediliyor. Böylece en parlak fikirlerimizi ürettiğimiz sabah saatlerinde zihnimizin yaratıcı yönlerini yazıya dökerek kendi ufkumuza doğru sakin bir iç yolculuğa çıkabiliyoruz.
Kendi sabah sayfalarınızı yazmaya nasıl başlayabilirsiniz?
-Uyandıktan sonra mümkün olan en kısa sürede yazmaya başlayın. Bu sayede gün sonunu atlatıp gece sakinliğine ulaştığınız anda aklınıza gelen parlak fikirleri daha kolay hatırlayabilir, onları yazarak defterinize mühürleyebilirsiniz.
-Burada önemli olan bir diğer nokta yazdığınız şeyleri yargılamamak. Çünkü Cameron’ın tekniğinin amacı zihnimizi iyice boşaltıp yeni ve parlak fikirlere yer açmak. Bunun tıpkı bir fitness antrenmanı gibi sürece yayıldığını ve zihin kaslarının süreklilikle güçleneceğini unutmayın. Bir anda harika fikirler yazmak için kendinizi zorlarsanız, üzülerek söylüyoruz ki sonuç pek de tatmin edici olmayabilir.
-Elinize kaleminizi aldığınızda aklınıza gelen fikirleri “kötü”, “saçma”, “absürt” gibi yakıştırmalarla etiketlemeyin. Bırakın zihniniz kaleminizle sohbet etsin. Defteriniz sizin sırdaşınız; öyle değil mi?
-Sabah sayfalarını bir sabah ritüeli haline getirin. Yazdıkça getirilerinin katlanarak çoğaldığını göreceksiniz.
-Bunu bir nevi meditasyon tekniği olarak kabul edebilirsiniz. Kendimizle baş başa kaldığımız sabah saatlerinde nasıl ki meditasyon sırasında anda olan biteni dinliyoruz; sabah sayfaları ritüelinde de zihnimizi dinleyip küçük bir meditatif temizlik yapıyoruz. Kendinize ayırdığınız bu zamanı gevşeme, rahatlama ve enerji toplama fırsatı olarak düşünün.
Kendi sabah sayfalarınızı yazarken sizlere ilham olabilecek birkaç ipucu paylaşalım:
-Minnettar olduğunuz şeyleri yazarak, şükür günlüğü tutarak başlayabilirsiniz,
-O sırada aklınızdan geçenleri yazabilirsiniz,
-Gördüğünüz rüyaları yazabilirsiniz,
-Geleceğe dair umut ve hayallerinizi listeleyebilirsiniz,
-Hayal kırıklıklarınızı veya korkularınızı yazabilirsiniz,
-Zihninizde çok yer kaplayan fikirlerinizi şekillendirebilirsiniz,
-Olmasını sabırsızlıkla beklediğiniz o şeyi yazarak hayal edebilirsiniz.
Sabah sayfalarının fikir annesi Julia Cameron’ın da belirttiği gibi, bu ritüelin spesifik bir kuralı yok; tüm fikirleriniz zihniniz, kaleminiz ve defterinizin arasında küçük ve sihirli bir sır.
“Sabah sayfalarını yapmanın yanlış bir yolu yok; bu icra edilen bir yüksek sanat ürünü değil. Sabah sayfalarını yazanlar gerçekten yazı 'yazmıyorlar' bile. Sabah sayfaları, aklınızdan geçen her şeyle ilgili olduğu gibi yalnızca sizin gözleriniz için.”
-Julia Cameron