Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
"Baguette-ification" olarak tanımlanan bu trendle Dior’dan Gucci’ye kadar birçok modaevi, ikonik çanta modellerini baguette formlarda yeniden popüler hale getiriyor.
Baguette çantaların hikâyesi, 1997’de Fendi’nin küçük, uzun ve kol altına rahatça oturan formu lüks moda sahnesine taşımasıyla başladı. Sex and the City’deki görünürlüğüyle yalnızca bir aksesuar olmaktan çıkarak it-bag kavramının sembolüne dönüştü. Onu cazip kılan şey, kompakt ölçüsüne rağmen telefon, cüzdan, anahtar ve birkaç makyaj ürününü sığdırabilen işlevsel zarafetiydi. Gündelik hayata bu kadar kolay sızabilmesi, Baguette’in trend döngüsünde sürekli geri dönmesinin asıl sebebi oldu. Bugün bu çizginin evrimi, East–West adı verilen yatay ve uzatılmış siluetlerde görülüyor; kısacası çantaların ‘baguetteleşmesi’, moda sahnesindeki en belirgin dönüşümlerden birini işaret ediyor.
Rakamlar da bu yükselişi doğruluyor: 2024’te yaklaşık 1,5 milyar dolar değerindeki baguette çanta pazarının, 2025-2033 döneminde yüzde 7,5’lik bir büyüme göstermesi bekleniyor. Bu ivmenin arkasında 90’lar-2000’ler nostaljisi, yıldız isimlerin etkisi ve modanın döngüsel doğası var. Aslında bu yönelimin ipuçları 2000’lerin başında Jean Paul Gaultier’nin Hermès için yaptığı BaguetteBirkin denemelerinde görülüyor. Bunlara ek olarak Alaïa’dan Le Teckel ve Dior’dan Lady D-Joy Baguette formlarda yeniden yorumlandı. Gucci Horsebit modeli de aynı şekilde değişti, Bottega Veneta örgü dilini yatay formlarda yeniden tasarladı. Arşivden beslenen bu hamleler, modaevlerinin mirasını korurken kullanım alanını Baguette versiyonlarla genişletti.
Aynı zamanda Sessiz Lüks akımıyla örtüşen bu çanta formu, iddiasız zarafet ve iyi işçiliği öne çıkarıyor. Stratejik açıdan bakıldığında baguetteleşme markalar için kritik bir hamle olarak görülüyor. Bir markanın en bilinen çantasını yatay orana uyarlaması hem arşive duyulan saygıyı gösteriyor hem de genç kuşakla bağ kurma imkânı veriyor. Bugün Baguette, yalnızca Fendi’nin kült tasarımının mirasını değil, modern çantacılığın yönünü de belirleyen bir sembol haline geldi. Yatay oran, geçmişle bağ kurarken günümüzün ergonomi ve estetik ihtiyaçlarına da cevap veriyor; markalara ise ikonik tasarımlarını çağın ruhuna uygun şekilde yeniden yorumlama şansı tanıyor. Baguette’in asıl gücü de burada: zamansızlıkla güncelliği aynı çizgide buluşturabilmesinde yatıyor. Sonuç olarak baguetteleşme yalnızca bir mikro trend değil; modanın ölçek ve oranlar üzerinden yürüttüğü daha büyük bir tartışmanın güncel yansıması diyebiliriz.