Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Yakın zamanda seyahat kısıtlamalarını kaldıran bu hızlı şehrin hızlı gündemine süratli bir giriş yapıyoruz.
Burada herkes ve her şey harekette. Tel Aviv’in sahilinde yürürseniz bunun ne anlama geldiğini hemen anlarsınız. Sahil şeridinde göreceğiniz insanlar ya koşuyor, ya adım başı kurulmuş açık hava spor alanlarında pratik yapıyor ya da şehrin milli sporu olan matkot oynuyor. Sörf yapanları da unutmayalım. Bu tam olarak da şehirdeki genç nüfusla alakalı bir konu değil, yaşlarından bağımsız bu şehrin insanları hareketi önemsiyor.
Bu hareket şehirdeki yeme içme sahnesinde de karşılığını buluyor. Ünlü şef Shirel Berger hiç durmadan şimdilerde şehrin en hip restoranı olarak anılan Opa'da her hafta yeni bir menü hazırlıyor. Tamamen meyve ve sebze odaklı bu menü ilhamını fermentasyon süreçlerinden alıyor. Menünün büyük bir kısmı onun aylarca kavanozlarda beklettiği atık malzemelerden oluşuyor. Bu noktada Tel Aviv'in ruhuna aykırı bir durumdan bahsedebiliriz; duran, bekleyen ve zamanın akışını izleyen bir yaklaşım.
Burada onun 8 ay boyunca beklettiği kavun kabuklarından yaptığı tatlı var. Bu sürdürülebilir yaklaşımı benimsemesinin sebebi onun bu malzemelerin uzun süre bekledikten sonra ortaya çıkardıkları tatlarına olan inancı. Şehirde bir şef restoranına kıyasla fazlasıyla hızlı servis veren George & John da bu yaklaşımı destekliyor. Odağına malzemenin kendisini koyan restoran yediğiniz ürünün tadını olabildiğince ayırt edebilmeniz için tabaklarda sade bir hamleye gidiyor.
İlk yaşamını tamamlayıp ikinci yaşamına başlayan ürünler de kendi yöntemleriyle şehrin hızına dahil oluyorlar. Loni Vintage ve de Love me Two Times şehirde ünlü moda evlerinin vintage'larını bulabileceğiniz iki iyi durak. Ben Ya'ir sokakta kurulan ikinci el markette ise birçok tasarım ürün bulabilirsiniz.
Tel Aviv Modern Sanat Müzesi de hız konusunda kendi payına düşeni yapıyor ve dünyada kalıcı koleksiyonunu en sık değiştiren müzelerden biri olarak anılıyor. Ziyaretçilerine geniş koleksiyonu sergilerken yeni sergileri de görme şansını veriyor.
Sanat Tel Aviv'de sadece müze veya galerilerde durmuyor, sanat eserleri sokak ve mahallelere de yayılmış durumda. Hızlı da yürüseniz şehirde etrafınıza bakmayı ihmal etmeyin.
Şehri keşfederken özellikle tarihi binalara ve de mimarilerine göz atın. Binalara yaklaştığınızda duvarlarında UNESCO koruması altında olduklarına dair bilgilerin bulunduğu kartlar göreceksiniz.
Tasarım sahnesi de son yıllarda iyice hareketlenen şehir, birçok yerel yeni markaya ev sahipliği yapıyor. Konsept mağazalar Montefiore caddesi başta olmak üzere şehrin birçok bölgesine yayılmış durumda. Loulou Roma listenin başında.
Peki yeme içme ve de şehrin hayatına dair bu hız konu eğlenceye gelince nerede can buluyor? Yeni açılan Soho House Tel Aviv Jaffa konuya cevap veriyor. Şehrin kültürel olarak en hareketli noktalarından Jaffa'da açılan ve eski bir okul olan bu şatovari bina şimdilerde şehrin en iyi davetlerine ev sahipliği yapıyor. Dünyanın farklı yerlerinden özel etkinlikler için gelen müzisyenler veya her gün gerçekleşen farklı bir sanatsal/kültürel etkinlik burayı şehrin en hareketli yerlerinden biri yapıyor.
Bu kulüp ve otelin havuzu ise dünyanın her yerindeki Soho House'larda olduğu gibi yaratıcı insanların buluşma noktası. Şehrin farklı kreatif endüstrilerinde çalışan insanların çoğu burayı gündüzleri bir ofis olarak kullanıyor.
Akşamları burası bir eğlence mekanına dönüşünce ise bütün o insanlar terasta yerini alıyor. Fazla ve bazen hızlı bir şekilde dans ettikten sonra dinlenmeye ihtiyacınız olduğunda oteldeki her (rahat) yatağın üzerinde mutlaka olan 7 adet yastık sizi dinlendirmek için hazır bekliyor oluyor. Odanın içinde çevrenizi saracak tasarım ürünlerini ve eklektik tarzıyla size nerede olduğunuzu bir kez daha düşündüren dekorasyonu da unutmayalım.
Peki böylesine hızlı yaşayan bir şehri gezerken nasıl bir metot uygulamak gerekiyor? O hıza yetişmek için sürekli koşmak ve hafif FOMO (bir şeyleri kaçırmak korkusu) ile her şeyi yakalamaya çalışmak mı? Belki en azından sadece farkında olmak. Şehri iyi duymak ve de neyin ne hızda ilerlediğini anlamak. Sonrasında neresine ne kadar dahil olmak istediğimize bakmak. Belki de günün sonunda ne kadar hızlı yaşadığımız değil o hızı ne kadar yaşayabildiğimizdir önemli olan.