Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Patara’nın uçsuz bucaksız kumsalında hayal edin kendinizi. Gün batımında turuncuya dönen kum tepeleri üzerinde yürürken size eşlik eden esintiyi ya da kayaların arasına sıkışmış isimsiz bir koyda turkuaz suyun içinde birden beliren caretta caretta’larla birlikte yüzdüğünüzü… Tatil sizin için de sadece plajda uzanmak değilse, her gün başka bir yerde güneşi batırmak isterseniz, en doğru yer Kaş.
Likya bölgesinin tarihine ve doğasına olan hayranlığımız, 2010’dan itibaren her yaz bizi Kaş’a getirdi. Bu Kaş seyahatleri zamanla iple çektiğimiz, kavuşmak için gün saydığımız bir ritüele dönüştü. 2020 yılındaki seyahat yasaklarıyla hayatı daha fazla ertelememeye karar verdik ve planlarımızı öne çekerek Kaş’a taşındık. Çok sevdiğimiz Kaş’ı önce evimiz, Mayıs 2021 itibariyle de işimiz yaptık. Şimdi hem Kaş’ın tarihi çarşısında bulunan küçük pansiyonumuz Kuytu Terrace’ı işletiyoruz hem de Kaş’taki tarih ve doğa keşiflerimizi Kaş’ı sevenlerle paylaşıyoruz. Kaş keşfetmekle bitmez ama Kaş’a kısa süreli tatile gelenler için yardımcı olacak bir liste hazırladık.
KAŞ'IN EN GÜZEL PLAJLARI
Kaputaş Plajı
Her gelişte denizi ne renk göreceğimizin heyecanındayız ve her görüşte bu renklerle yeniden büyüleniyoruz. Kaputaş, iyi ki bizim ülkemizdesin, bize göre dünyanın en güzel plajısın. Kanyondan gelen buz gibi yer altı suyu denize karışır, dalgası hiç durmaz, çakıl taşlarında yürümek çok zordur, hele o merdivenleri ne siz sorun ne biz söyleyelim. Ama işte tüm bunlar sayesinde rengi eşsizdir. Bu renk Kaputaş rengidir. Kaputaş Plajı’nın en güzel hâlinin tadını çıkartmak istiyorsanız, dalgaların daha az olduğu sabah 9 - 11 arası gitmenizi ve şezlong kalabalığından uzaklaşmak için, kendi şemsiyeniz varsa kanyonun merdivenden inince sağ tarafına, şemsiyeniz yoksa sabahları gölgede kalan sol tarafına oturmanızı tavsiye ederiz. Kaputaş Plajı, Kaş’ın merkezinden 21 km mesafede, Kalkan’a yakın. Özel aracınız yoksa merkezdeki Kaş Otogarı’ndan Kaputaş Plajı ve Patara Plajı’na giden dolmuşlar kalkıyor.
Küçük Çakıl Plajı
Dünyanın en küçük ve en güzel plajlarından biridir Küçük Çakıl. Kaş limanından 300 metrelik bir yürüyüşle ulaşabilirsiniz. Plajı saran kayaların arasından sızan buz gibi bir su kaynağı bulunuyor. Bu sayede gün içinde plajın berrak sularında yüzerken turkuazın her tonunu görebilirsiniz. Plajın solunda Çınarlar Beach, sağında Derya Beach var. İsterseniz Küçük Çakıl’ın plajından denize girebilir ya da etrafındaki özel plajları tercih edebilirsiniz.
Limanağzı Koyu
Kaş limanındaki kooperatif tekneleriyle 15 dakikada ulaşabileceğiniz Limanağzı Koyu pırıl pırıl, dalgasız denizi ve beyaz rengin hâkim olduğu mütevazı tesisleriyle tam bir cennet. Koya ulaşmak için yapacağınız kısa tekne yolculuğu da koyun kendisi de harika bir Kaş deneyimi. Kaş’tan kalkan tekneler önce ilk koydaki Bilal’in Yeri’nde duruyor. Koyun ortasında bir yarımada gibi uzanarak koyu ikiye ayıran burunda, bize her gördüğümüzde hayaller kurduran taş evi göreceksiniz. Teknenin ikinci koydaki durağıysa Nuri’s Beach. Nuri’s Beach’in hemen yanından başlayan patikayı yürüyerek, Limanağzı’daki Likya Kaya Mezarları’na ulaşabilirsiniz.
Büyük Çakıl Plajı
Kaş limanından 1,5 km uzaklıktaki Büyük Çakıl Plajı’nda, gün boyu hizmet veren pek çok işletme var. Bizim son yıllarda favorimiz Omlet. Kaş’tan Büyük Çakıl’a yürümek sıcakta biraz zahmetli olabilir ama son rampada gördüğümüz panoramik Büyük Çakıl manzarası için kesinlikle bu kısa yürüyüşe değer. Gün batımı yaklaşıyorsa Büyük Çakıl’ın en güzel zamanı geliyor demektir. Plaj batıya baktığı için, her gün başka güzellikle bir gün batımına eşlik edebilirsiniz.
İnce Boğaz Plajı
Kaş limanından 1,5 km’lik bir yürüyüşle Çukurbağ Yarımadası’nın başlangıcındaki İnce Boğaz mevkiine ulaşabilirsiniz. İnce Boğaz’ın Bucak Denizi’ne bakan iç kısmında özel plaj işletmeleri bulunuyor. Akdeniz’e bakan kısmıysa tamamen bakir, harika bir plaj. İnce Boğaz’dan yarımada tarafında doğru, sadece başlangıcı rampa olan 700 metre daha yürürseniz Kaş Belediyesi’nin işlettiği halk plajına ulaşabilirsiniz. Burada da deniz mükemmeldir; özellikle çocuklu aileler plaj kısmı konforlu olduğu için çok tercih eder. Bizim bu halk plajında favorimiz ise sağ tarafta platform üzerinde yer alan iskele. Bu daha tenha olan bölümde denize balıklama dalabilir, balıklarla yüzebilirsiniz.
Hidayet Koyu
Çukurbağ Yarımadası’nda İnce Boğaz mevkiinden biraz daha ilerlerseniz Hidayet Koyu’nun enfes manzarasıyla karşılaşıyorsunuz. Kaş limanından 3,5 km uzaklıkta olduğundan sıcakta yürümek zor olabilir, özel aracınız yoksa yarımada dolmuşlarını kullanabilirsiniz. Bu muhteşem koyda o kadar çok balık var ki, deniz gözlüğünü çıkarmak istemeyeceksiniz. Zaten dalış tekneleri de bu koya geliyor. Hidayet Koyu’nun halka açık olan küçük plajını ücretsiz olarak kullanabilir ya da koyda bulunan Blanca Beach’in restoranından ve şezlonglarından faydalanabilirsiniz.
ALIŞVERİŞ
Uzun Çarşı’daki dükkanlarda halılar, antika eşyalar, havlular, kıyafetler, takı ve aksesuarlar bulabilirsiniz. Kaş’tan gerçekten otantik, özgün bir şeyler almak isterseniz Uzun Çarşı’ya ve İlkokul Sokak üzerinde bulunan yerel dükkanlara bakmalısınız. İlkokul Sokak üzerindeki ikinci el eşya dükkanı New Vintage ve Hükümet Caddesi’ndeki seramik dükkanı Gallery Anatolia bizim en çok alışveriş yaptıklarımızdan.
Her gün başka bir yerde güneşi batırmak isterseniz
Kaş her gün harika gün batımlarına sahne oluyor. Mor - pembe arası her tonu görebileceğiniz gökyüzünü fark etmeme şansınız yok gibi. Gün batımı “ne yapıyorsan bırak, gel beni izle” diyerek sizi çağırıyor olacak. Kaş’ta pek çok yerden rahatlıkla gün batımını izleyebilirsiniz ama Kaş içinde birkaç kısa yürüyüş yaparak bu gün batımı saatlerinin tadına daha çok varabilirsiniz. Anadolu’daki deniz cepheli nadir tiyatrolardan Antiphellos Antik Tiyatrosu’nda en az bir gün batımını izlemek, Kaş seyahatinin eşsiz anlarından biri. Gün batımı yaklaşırken M.Ö. birinci yüzyıldan kalan tiyatronun 26 basamağını tırmanabilirsiniz. Tiyatroya erken gelen en üst, en sağ köşeyi kapar. Kaş merkezdeki Dejavu Bar’ın terası gün batımında bir şeyler içmek için güzeldir, limanın üzerine düşen günün son ışıkları benzersiz bir manzara sunar. Kaş limanından Küçük Çakıl’a doğru yürürken üstteki Hükümet Caddesi’ni değil de, Meis feribotlarının durduğu liman içi yolunu takip ederseniz, bu yol sizi Kaş limanı, fener ve fonda gün batımı manzaralı Likya Lahdi’nin önüne çıkartacak. Bu Likya lahdinin çevresindeki kayalıklara oturup gün batımını izlemek çok keyifli. Güneşi Büyük Çakıl Plajı’nda batırmak da unutulmaz Kaş anlarından biri. Kaş’a aracınızla geldiyseniz, bir gün batımını mutlaka Patara’da izlemelisiniz.
ANTİK ŞEHİRLER
Işık Ülkesi” Likya’dan kalanlar,
Kaş’taki her anınızda karşınıza çıkacak. Teke Yarımadası’na yayılmış onlarca antik kentte Likya Medeniyeti’nin izini sürebilir, Likya Yolu rotalarında yürüyüşler yapabilirsiniz. Likya tarihi meraklılarına, bizim de başucu kitabımız olan Prof. Dr. Nevzat Çevik’in Lykia Kitabı’nı edinmelerini tavsiye ederiz. Kaş merkezinde Antiphellos Antik Kenti’nden kalanları yürüyerek keşfedebilirsiniz. Uzun Çarşı’da bulunan Kral Mezarı (M.Ö. 4. yüzyıl), Likya Caddesi’ndeki merdivenlerden kolayca ulaşabileceğiniz kaya mezarları, Süleyman Çavuş Caddesi üzerindeki patikadan ulaşabileceğiniz dor tipindeki ev tipi mezar yapısı Akdam (M.Ö. 4. yüzyıl), Hastane Caddesi üzerindeki tapınak yapısı ve Antiphellos Antik Tiyatrosu (M.Ö. 1. yüzyıl), Kaş merkezde görebileceğiniz yapılardan başlıcaları. Kaş’a gelmişken görebileceğiniz harika antik kentler var ama bunlar arasından görmeden dönmeyin diyeceğimiz dört antik kent Patara, Xanthos, Letoon ve Myra.
Patara
Likya Birliği’nin başkenti Patara. Eşen Çayı’nın Akdeniz ile buluştuğu deltada yürümek, kum tepelerinde dalga seslerini dinlemek, Patara Antik Kenti’nde M.Ö. 13. yüzyılın izini aramak, dalgalı denizinde çocuklar gibi eğlenmek, güneşi plajda yürüyerek batırmak, sonrasında plajı caretta caretta’lara emanet etmek eşi benzeri olmayan bir deneyim. 18 km uzunluğundaki Patara Plajı, Türkiye’nin kum krallığı gibidir. Yaz dönemi saat 15:00’ten gün batımına dek burada harika vakit geçirebilirsiniz. Patara’da gün batımını kum tepelerinden ya da plajdan izleyebilirsiniz.
Xanthos ve Letoon
1988’den beri UNESCO Dünya Miras Listesi’nde olan Xanthos ve Letoon birbirine 4 km mesafede, ikisini de aynı gün ziyaret edebilirsiniz. Özgürlüklerine çok düşkün bu ışık ülkesi insanlarının Eşen Çayı etrafına bıraktığı sessiz hikayelerini dinleyebilirsiniz. Xanthos, Likya dilindeki ismiyle Arnna, sokaklarında dolaşmamız, tiyatrosunun basamaklarında oturup burada oynanan oyunları hayal etmemiz için yaklaşık 2700 yıldır ayakta. Tiyatronun arkasına uzanan patikayı takip edip, seyir terası olarak bilinen yüksek taş platforma oturup, Eşen Çayı’nın sesini dinlemek de eşsiz bir keyif. M.Ö. 8. yüzyıldan beri bir tapınma merkezi olan Letoon, tüm Likya’nın ortak sunağıdır. Letoon’da mitolojinin izini sürebilir, Leto, Apollon, Artemis tapınaklarından kalanları, tiyatrosunu ve sular altında kalmış portikosunu görebilirsiniz.
Myra
Myros Vadisi’nden Demre Ovası’na, oradan Akdeniz’in sularına uzanan antik bir metropol Myra. Myra’da M.Ö. 5. yüzyıldan kaldığı düşünülen Likya Dönemi kaya mezarları, inanılmaz bir masalın kayaya oyulmuş kapıları gibi duruyor. Myra’da göreceğiniz maske kabartmalar ise Roma Dönemi’nde tiyatroyu süslüyordu. 11 bin kişi kapasiteli tiyatro, Likya’nın en büyük tiyatrosu. Myra Antik Kenti’ne 3 km uzaklıktaki liman Andriake’de 2016 yılında açılan Likya Uygarlıkları Müzesi’ni ziyaret etmeden buradan ayrılmamalısınız. Andriake’deki agoranın altında bulunan eski sarnıcın içine merdivenlerle indikten sonra kendinizi havada asılı su damlacıklarından oluşan büyük bir boşlukta bulursunuz. O boşluk günün sıcağını bir anda unutturur size. Likya Medeniyeti’ni daha iyi tanımak, anlamak ve tarihe ışık ülkesi olarak geçen bu topraklardan ders çıkarmak için bu müze bize kalan bir kitaplık gibi.
KEKOVA TEKNE TURU
Kıyıda Üçağız (Teimiussa) kasabası, denize kıvrılan yarımadanın en ucunda 54 haneli, 250 nüfuslu Kaleköy, antik ismiyle Simena köyü. Ve Simena’nın tam karşısında boylu boyunca uzanan Kekova Adası. Tarihi ve doğal zenginliklerle dolu bu kıyılarda tekneyle dolaşmak, muhtemelen dünyadaki en etkileyici günübirlik tekne turlarından biri. Dolkisthe Antik Kenti’nin kalıntılarını Kekova kıyılarından geçerken görebiliyorsunuz. 1990 yılından beri sit alanı olan adaya çıkmak ve antik kentin kıyısında dalış yapmak yasak. Kekova’da sadece Tersane Koyu’nda yüzebiliyorsunuz, isterseniz karaya çıkabiliyorsunuz. Tersane Koyu bu dünyada doğa güzelliğini ve antik kent kalıntılarını bir arada görebileceğiniz eşsiz yerlerden biri. Kekova’da birbirini saran iki küçük ada arasında oluşan doğal koyun ismi ise Akvaryum Koyu. Akvaryum Koyu’nun eşsiz rengine dalıp, balıklarla yüzmek hiç bitmesini istemeyeceğiniz bir rüya gibi. Tarihi M.Ö. 4. yüzyıla dayanan Simena Antik Kenti, stratejik önemi olan Likya şehirlerinden biriydi. Kaleköy’de tepenin üzerindeki ortaçağ kalesinden masalsı manzarayı izlemek için sıcağa aldırış etmeden merdivenleri takip etmeniz ve yukarı çıkmanız gerekiyor. Eğer kaleye çıkarsanız Kaleköy, Üçağız ve Kekova manzarası karşısında nefesiniz kesilecek. Kaleköy’deki Ankh Pansiyon’un keçi sütünden yaptığı muzlu, fındıklı ve şeftalili dondurması sıcak havanın en lezzetli ilacı. Üçağız’dan kalkan Kekova tekne turunu tercih ederseniz Kekova’da ve Kaleköy’de daha fazla zaman geçirebilir, Korsan Mağarası, Gökkaya Koyu, Burç Koyu’nu görebilirsiniz. Kaş’tan kalkan tekneleri tercih ederseniz Kaş-Kekova arasını denizde geçtiği için yolda biraz vakit kaybediyorsunuz ama bu yolda karadan araçla ulaşımı olmayan Yağlıca Koyu’nu ve İnönü Koyu’nu görebiliyorsunuz.