Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Klasik Kaliforniya rotalarının dışına çıkmak ama yine de estetik, konfor ve zarafetten ödün vermek istemiyorsanız bu rehber tam size göre.
Los Angeles’ın ışıltılı karmaşasından bir adım uzaklaşınca, Kaliforniya bambaşka bir ruha bürünüyor. Sörfçülerin gözdesi sahil kasabaları, dağların eteğine gizlenmiş meditasyon çiftlikleri, kristal dükkânlarının olduğu spiritüel yerleşimler... Eğer siz de klasik Kaliforniya rotalarının dışına çıkmak ama yine de estetik, konfor ve zarafetten ödün vermek istemiyorsanız bu yazı tam size göre. Oluşturduğumuz rota, gün batımında ses banyosu yapabileceğiniz çöl otellerinden okyanusa sıfır kahve molalarına kadar zarif detaylarla dolu.
Moorten Botanical Garden, Fotoğraf: Alamy
Her şey çölün ortasında başlıyor. Palm Springs, 1950’lerin Hollywood kaçamağıydı, şimdi ise retro estetiğin modern wellness'la buluştuğu bir rüya sahnesi. Pürüzsüz çizgili mimarisiyle The Parker Hotel veya minimalist MCM villaları, hem Instagram kareleri hem de zihin detoksu için ideal.
Joshua Tree Ulusal Parkı’nda gün doğumunu izleyin, ardından Integratron’da bir sound bath deneyimi yaşayın.
Moorten Botanical Garden’da 3.000’den fazla kaktüs türünü keşfedin.
Bar Cecil’de akşam yemeği için yer ayırtın.
The Parker’ın havuz başında sabahları palmiyeler arasında kahvaltı yapın.
Fotoğraf: @ojaivalleyinn
Los Angeles’a sadece iki saat mesafede olan Ojai, “LA coolluğu”ndan sıkılanlar için adeta bir spiritüel kaçış noktası. Burası aynı zamanda organik çiftlikler, butik oteller ve sofistike sessizlikle çevrili.
Ojai Valley Inn’in spa’sında Kundalini Restore masajı deneyin.
Meditation Mount’ta gün batımını izleyin.
Bart’s Books’ta açık hava kitapçılığı deneyimleyin.
Topa Mountain Winery’de öğle sonrası şarap tadımı yapın.
Fotoğraf: Alamy
Küçük bir Avrupa kasabasını andıran Carmel, bohem ama zarif bir durak. Zincir mağazaların yasak olduğu bu bölgede her köşe başında lokal kitapçılar, sanat galerileri ve pastel renkte butik oteller var. Plajıysa doğanın saf bir meditasyonu gibi: dalga, rüzgâr ve sonsuzluk.
Carmel Beach’te çıplak ayak yürüyüş yapın.
L’Auberge Carmel’in rustik Fransız mutfağında akşam yemeği yiyin.
Pilgrim’s Way Bookstore’dan Palo Santo ve doğal sabunlar alın.
Galeri gezisi için Dolores Street boyunca yürüyün.
Fotoğraf: @postranchinn
Burada her şey “büyük”: kayalıklar, dalgalar, duygular. Highway 1 boyunca araba sürerken manzaralar öyle etkileyici ki Vogue okuru için bile kelimeler yetersiz kalabilir. Esas güzellik ise kalabalıkların değil, sessizliğin olduğu yerlerde.
Post Ranch Inn’de uçurum kenarında konaklayın. Manzaraya karşı odanızdan çıkmak istemeyeceksiniz.
Esalen Institute’ta gün batımı termal banyo deneyimi alın.
Nepenthe’de okyanusa karşı yemek yiyin.
McWay Falls yürüyüşü yapın.
Fotoğraf: Alamy
San Francisco’dan kuzeye doğru yol aldığınızda, Mendocino karşınıza çıkar. Sisli ormanlar, uçsuz bucaksız okyanus manzarası ve ahşap mimarisiyle adeta Wes Anderson filmlerinden fırlamış gibi. Her şey biraz eski moda ama çok stil sahibi.
Headlands Trail’de sabah yürüyüşü yapın, yanınıza kahve alın.
Gallery Bookshop’ta saatler geçirin, yerel yazarların kitaplarını karıştırın.
Harvest Market’ten alışveriş yapıp sahilde piknik hazırlayın.
Stanford Inn by the Sea’de bitki bazlı bir akşam yemeği deneyin.
Kaliforniya'nın en güzel sırrı sessizlik olabilir! Kaliforniya’yı sadece Venice Beach’ten ibaret sananlara bu rota sessizce cevap veriyor.