Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Farklı rota önerileri aldık; Fransa’dan İtalya’ya uzanan seçenekler var önümüzde. Şimdi sıra sizde: Hangi yolculuğa çıkacağınıza karar verin!
Her yaz tekrar eden kalabalık destinasyonlara artık bir alternatif aranıyor. Daha sessiz, daha doğal, daha az poz verilmiş... Stilist ve yaratıcı danışman Hanna MW ile içerik çalışmaları yürüten Ro Brahmand, işte tam da bu hissin peşinden gidiyor. Onlarla yaz mevsiminin en özel, en az bilinen ama bir kere gidince unutulması zor köşelerini konuştuk. Her ikisinin de önerileri birbirinden farklı; ancak ortak noktada buluştukları bir şey var: Yaz sadece denizle değil, bulunduğun yerle kurduğun bağla anlam kazanıyor.
Ro Brahmand için bu yazın en büyüleyici durağı Korsika. Ona göre, özellikle adanın güneydoğu kıyıları yazın ruhunu en sade ama etkili haliyle taşıyor. “Korsika kesinlikle büyüleyici —özellikle güneydoğu kıyıları. Fransız ve İtalyan kültürünün çok güzel bir kesişim noktasında yer alıyor. Kristal berraklığında deniz, harika yemekler, kültürel zenginlik… Ancak bunların hepsi, Avrupa yazı boyunca sıkça karşılaşılan ‘gösteri yapma’ halinden uzak, çok daha içten bir şekilde yaşanıyor. İyi anlamda gösterişsiz bir yer” diyor.
Fotoğraf: instagram.com/robrahmand - Korsika
Korsika’nın onu bu kadar etkilemesinin nedenini ise şöyle açıklıyor: “Korsika’nın özellikle sessiz ama kendine güvenen bir havası var. Deniz olağanüstü mavi, deniz ürünleri inanılmaz taze ve nasıl giyinmen veya nasıl davranman gerektiğiyle ilgili hiçbir baskı yok. Görünmekle ilgili değil; gerçekten bulunduğun yeri yaşamakla ilgili. Bu da yaz aylarında Avrupa’nın bazı bölgelerinde nadir bulunan bir his olabiliyor. Brahmand’ın listesinde ikinci sıradaysa Ibiza kırsalı var. Ancak kulüp kültürüyle anılan o tanıdık adaya bambaşka bir gözle bakıyor. “Tam anlamıyla gizli bir destinasyon olmasa da, Ibiza kırsalı da tekrar tekrar dönmek istediğim yerlerden biri” diyerek başlıyor anlatmaya.
Fotoğraf: instagram.com/robrahmand - Korsika
“Ibiza’nın iç bölgelerindeki daha yavaş tempo çok rahatlatıcı bir his veriyor —adanın daha enerjik, hızlı temposuna mükemmel bir denge sağlıyor (ki konaklamanız sırasında birkaç gece o tarafta olmak da hâlâ çok eğlenceli). Casa Lhaca’da bahçe terasında akşam yemekleri, Jondal’da deniz kenarında öğleden sonralar, Formentera adasında öğle yemeği molasıyla tekne gezileri...” diye devam ediyor. Ona göre Ibiza, merkezin uzağında kaldıkça daha da derinleşiyor.
Öte yandan Hanna MW, rotayı tamamen İtalya’ya çeviriyor. Favorisi, Palermo yakınlarındaki küçük ama unutulmaz bir ada: Filicudi. Bu adayı özel kılan detayları anlatırken neredeyse gözlerinde bir parıltı hissediliyor: “Yaz için herkese önerebileceğim favori yerlerimden biri, Palermo yakınlarındaki küçük bir ada olan Filicudi. Adada neredeyse hiç trafik yok ve harika bir beach club’ın yanı sıra birkaç sevimli yerel restoran bulunuyor.”
Filicudi onun için sadece bir yaz tatili değil, neredeyse başka bir zaman ve ruh hali: “Rahat ve özgür bir havası vardı, adeta terkedilmiş bir cennet gibiydi. Scooter’la adayı gezip turistik olmayan gizli yerleri keşfetmek deneyimi çok kişisel ve özel kıldı.”
Fotoğraf: Alamy Stock Photo - Filicudi
Hanna’nın bir diğer vazgeçilmezi ise Sicilya’daki Tonnara di Scopello. Eski bir balıkçı köyünde yer alan bu sahil noktası, onun yaz tanımına mükemmel uyuyor:
“Oldukça otantik bir atmosferi var ve keşfedilecek birçok sevimli yer sunuyor.” Adanın onda bıraktığı hissi ise şöyle özetliyor: “Tonnara di Scopello, adeta bir vaha gibiydi —huzurlu, samimi ve öyle büyüleyiciydi ki ayrılmak istemedim.”
Kimi zaman en iyi tatil rotaları çok bilinmeyenler değil, çok hissettirenler oluyor. Hanna ve Ro’nun önerileri, yazın neye benzeyeceğini yeniden düşünmek için güzel bir davet.
Yazın tatlı sıcağında ve denizin dinginliğinde, sadece rotanızı değil, duraklarınızı da özenle seçmek gerekiyor. Bu noktada, Ro Brahmand ve Hanna MW’nin önerileri, sadece gezilecek yerlerle sınırlı kalmıyor; keşfedilmesi gereken özel restoranlar ve saklı cennetler de işin içine giriyor.
Fotoğraf: Alamy Stock Photo - Filicudi
Ro Brahmand, özellikle Corsica ve çevresinde mutlaka deneyimlenmesi gereken birkaç mekânı işaret ediyor: “La Ferme. Corsica ile Sardinya arasında, yalnızca tekneyle ulaşılabilen küçük bir adacıkta yer alan bir restoran. Manzaralar nefes kesici ve masalarda hem Fransızca hem İtalyanca konuşuluyor; bu da büyüsüne büyü katıyor. Tüm günü planlamaya değer bir yer.” Bununla kalmıyor; Güney Corsica’da doğayla iç içe, neredeyse dokunulmamış hissi veren bir başka mekan daha var: Domaine de Murtoli. “Domaine de Murtoli de gerçekten eşsiz. Geniş bir alan üzerine kurulu villalar doğanın içine oyulmuş gibi. Yemekler tamamen yerel malzemelerle hazırlanıyor ve manzara özel sahil şeritlerine açılan tepelerden oluşuyor.”
Hanna MW ise İtalya’nın küçük adası Filicudi’de kendine has atmosferiyle öne çıkan özel adreslere dikkat çekiyor: “Mutlaka önerdiğim yerlerden biri La Sirena — harika, rahat atmosferli bir butik otel ve restoran. Eğer pizza ve makarnadan kısa bir mola vermek isterseniz, adada bir Japon restoranı var: Osteria Giapponese. Yemekleri büyüleyici, servisi de olağanüstü. Gerçek bir gizli hazine. Tonnara di Scopello’de ise Alimentari’yi kaçırmayın — hem taze makarna satın alabileceğiniz hem de otantik Sicilya lezzetlerini tadabileceğiniz şirin bir yerel dükkân ve restoran. Basit, yerel ve kesinlikle çok lezzetli.”
Fotoğraf: Hanna MW