Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Yaz sezonu açılmışken 2025’te kapıda vizeyle ziyaret edebileceğiniz Yunan adalarını derledik.
Ege’nin karşı kıyısından usulca esen bir meltem, bu yaz sizi pasaport formalitelerine takılmadan geçebileceğiniz, zarafetiyle büyüleyen Yunan adalarına davet ediyor. Çeşme’den Ayvalık’a, Bodrum’dan Kaş’a uzanan kıyılarımızın tam karşısında, taş sokaklarında tarih fısıldayan, pastel tonlardaki evleriyle estetik bir deneyim sunan, Akdeniz’in dinginliğini adeta bir yaşam biçimine dönüştüren adalar sıralanıyor. Sakız’dan Kos’a ve Rodos’a uzanan bu seçki, doğayla uyum içinde bir estetik arayışını, ilham verici bir kaçışa dönüştürüyor. Yazının devamında sadece kapıda vizeyle keşfe çıkabileceğiniz Yunan adalarını derledik.
Fotoğraf: Alamy Stock Photo
Çeşme kıyılarından sadece kısa bir feribot yolculuğuyla ulaşabileceğiniz Sakız Adası, adını dünyaca ünlü sakız ağaçlarından alıyor. Zarif taş evleriyle süslü köyleri, tertemiz koyları ve tarihi sokaklarıyla ziyaretçilerin ilgisini çekmeye devam ediyor. Doğayla iç içe sakin bir Akdeniz günü geçirmek isteyenler için ideal bir rota oluyor.
Fotoğraf: Alamy Stock Photo
Bodrum’un tam karşısında yer alan Kos, rüzgar sörfü tutkunlarının gözdesi olmaya devam ediyor. Özellikle rüzgarlı Marmari Plajı adrenalin dolu anlar yaşamanıza olanak tanıyor. Tarih, doğa ve sporun iç içe geçtiği bu adada, gün batımı yürüyüşlerini deneyimleyebilirsiniz.
Fotoğraf: Alamy Stock Photo
Ayvalık’tan bakıldığında oldukça yakın görünen Midilli, tarih ve kültür zenginliğiyle adeta bir zaman yolculuğu sunuyor. Roma, Bizans, Osmanlı ve Yunan izlerinin buluştuğu bu ada, aynı zamanda bir gastronomi cenneti diyebiliriz.
Fotoğraf: Alamy Stock Photo
Tarihi dokusu, muhteşem plajları ve gelişmiş turizm altyapısıyla Rodos, geçmiş ile bugünü harmanlayan eşsiz bir tatil deneyimi sunuyor. Şövalyeler döneminden kalan taş sokaklar, UNESCO korumasındaki eski şehir, Hipokrat Meydanı ve Rodos Heykeli’nin efsanevi mirası ile her adımı bir keşfe dönüştürüyor.
Fotoğraf: Alamy Stock Photo
Kuşadası ve Sığacık’tan kolayca ulaşılabilen Samos, On İki Adalar’ın en büyüğü olmasına rağmen hala huzur dolu ve sakin. Antik İyon medeniyetine ait kalıntılar, orman içi yürüyüş parkurları ve tertemiz plajlarıyla dingin bir kaçış arayanlar için birebir. Buraya adım attığınızda, zamanın yavaşladığını hissedeceksiniz.
Fotoğraf: Alamy Stock Photo
Doğayla baş etmeyi sevenler için Kalimnos tam bir açık hava parkı. Bodrum’dan feribotla ulaşabileceğiniz ada, eskiden sünger avcılarıyla tanınırken bugün kaya tırmanışı ve dalış gibi ekstrem sporların merkezi haline geldi.
Fotoğraf: Alamy Stock Photo
Kaş’ın hemen karşısında yer alan ve sadece yarım saatlik bir yolculukla ulaşılabilen Meis, küçük ama etkileyici bir ada. Mavi Mağarası’nın büyüleyici atmosferi, kaya mezarlarının sessiz görkemi ve pastel renkli evleriyle adeta bir film setini andırıyor.
Fotoğraf: Alamy Stock Photo
Sessiz koyları, tarihi dokusu ve doğal güzellikleriyle Leros, tipik bir “kaçış adası” olarak öne çıkıyor. Bodrum’dan kolayca ulaşabileceğiniz bu huzur dolu adada, özellikle Ayos İsidoros Kilisesi gibi manzaraya hakim noktalarda unutulmaz anlar yaşayabilirsiniz.
Fotoğraf: Alamy Stock Photo
Ege’nin kuzeyinde, Gökçeada’nın karşısında yer alan Limnos, kalabalıktan uzak sakin bir kaçış noktası. Mirina’nın denize açılan sokakları, Mondros’un tarih yüklü limanı ve zengin ada mutfağı ile kendine özgü bir karaktere sahip.
Fotoğraf: Alamy Stock Photo
Datça ve Bozburun’un karşısında yer alan küçük ama büyüleyici bir ada: Symi. Renkli neoklasik evleri, dar sokakları ve sıcak liman atmosferiyle gezginlerin ilgisini çekmeye devam ediyor.