Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Her ne kadar Fransa denince akla ilk olarak Paris gelse de Fransa'nın diğer bölgeleri de son derece büyüleyici…
Sizi Marseille, Provence, Nice, Cannes, Saint-Tropez, Lille ve Biarritz gibi mutlaka ziyaret edilmesi gereken yerlere doğru bir yolculuğa çıkarıyoruz. Her bir destinasyon, benzersiz deneyimler, büyüleyici manzaralar ve unutulmaz anılar vadediyor.
Fransa'nın güney kıyısında yer alan ve ülkenin ikinci büyük şehri olan Marsilya, zengin tarihi ve kültürel çeşitliliğiyle dikkat çekiyor. Şehrin canlı ve dinamik atmosferi, ziyaretçilere eğlenceli dakikalar sunuyor. Şehirde mutlaka görmeniz gereken yerler arasında Vieux-Port bulunuyor. Marsilya'nın kalbinde yer alan bu hareketli limanda, taze deniz ürünleri sunan restoranlarda yemek yiyebilirsiniz. Tepe üzerinde yer alan Basilique Notre-Dame de la Garde, şehrin ve denizin nefes kesen manzaralarını sunuyor. Manzaranın yanı sıra ikonik bazilikanın içine girip büyüleyici mozaikleri incelemelisiniz. Marsilya'nın en eski mahallesi olan Le Panier, dar sokakları, renkli binaları ve bohem havasıyla keşfetmeye değer. Modern mimarisi ve enteresan sergileriyle MuCEM, Akdeniz kültürünü ve tarihini derinlemesine keşfetmek için mükemmel bir yer.
Fotoğraf: Alamy Stock Photo
Provence, kırsal Fransız manzarasının en güzel örneklerinden biri. Yaz aylarında lavanta tarlalarıyla dolup taşan bu bölge, tarihi kasabaları ve lezzetli mutfağıyla ünlü. Lavanta tarlaları, yaz aylarında Sault ve Valensole çevresinde tam anlamıyla göz kamaştırıcı manzaralar sunuyor., Görkemli Palais des Papes ile bilinen ve orta çağ tarihiyle çağdaş kültürü harmanlayan Avignon’a mutlaka gidin. Vincent van Gogh'un birçok başyapıtını yarattığı Arles’te, Roma tarihini derinlemesine gözlemleyip, etkileyici amfitiyatroyu ve antik kalıntıları inceleyebilirsiniz. Luberon bölgesinin muhteşem manzaralarını sunan tepe köyü Gordes’te taş binaların ve dar sokakların arasında yürüyerek Provençal yaşama şahit olabilirsiniz.
Nice, Fransız Rivierası'nın ihtişamını, rahat bir Akdeniz havasıyla birleştiriyor. Promenade des Anglais’de, Akdeniz'in masmavi sularına karşı yürüyüş yapabilir veya sadece manzarayı seyredebilirsiniz. Canlı pazarları, şirin kafeleri ve Barok mimarisiyle dolu labirent gibi sokakları keşfetmek için rotanızı Vieux Nice’e çevirin. Colline du Château’nun parkında Fransızlar gibi piknik yapmadan geçmeyin deriz! Ve son olarak sanatseverler için bir cennet olan Marc Chagall Ulusal Müzesi’ni ziyaret edin.
Fotoğraf: Alamy Stock Photo
Cannes Film Festivali zamanı yıldızlar geçidine dönen şehir lüks ve stil ile eş anlamlı. Cannes’a gittiğiniz zaman sahil boyunca uzanan görkemli bulvar La Croisette’de kendinizi kaybedeceksiniz… Lüks butikler, şık oteller ve özel plajlara hayran kalacaksınız, bizden söylemesi! Cannes'ın eski mahallelerinden olan Le Suquet, dar sokakları, şirin evleri ve tepe noktasından sunduğu panoramik manzaralarıyla modern lükse karşı hoş bir tezat oluşturuyor. Palais des Festivals; film festivaline katılmasanız bile, bu ikonik mekanı ziyaret etmek mutlaka yapılması gerekenler arasında. Cannes'a kısa bir tekne yolculuğu mesafesinde yer alan Îles de Lérins’de, huzur dolu doğal güzellikler, tarihi yerler ve kristal berraklığında sular bulabilirsiniz.
Lüks tatil yerlerini tercih edenlerin vazgeçilmez lokasyonu Saint-Tropez; plaj kulüpleri, canlı gece hayatı ve pitoresk eski şehriyle dikkat çekiyor. Pampelonne Plajı, Saint-Tropez'in en ünlü plajı diyebiliriz. Güneşin tadını çıkararak şık bir gün geçirmek için gidebilirsiniz. Vieux Port, lüks yatları izlemek ve limanı çevreleyen restoran ve kafelerin canlı atmosferinin tadını çıkarmak için harika bir yer. Haftada iki kez kurulan pazar yeri Place des Lices’de, yerel ürünlerden antikalara kadar birçok şeyi satın alabilirsiniz. Şehrin ve Akdeniz'in panoramik manzaralarını sunan Saint-Tropez Kalesi’ne çıkmadan dönmeyin!
Kuzey Fransa'da yer alan canlı şehir Lille; zengin sanayi geçmişi, etkileyici mimarisi ve hareketli kültürel sahnesiyle öne çıkıyor. Flaman binalar ve canlı kafelerle çevrili olan Grand Place’de şehrin tadını çıkarın. Taş döşeli sokakları, iyi korunmuş 17. yüzyıl mimarisi ve şık butiklerle dolu Vieux Lille’de gastronomik turlara çıkabilirsiniz. Fransa'nın en büyük müzelerinden Palais des Beaux-Arts’da Avrupa resimleri, heykeller ve seramiklerin yer aldığı koleksiyondan çok etkileneceksiniz! Pitoresk bir parkla çevrili olan yıldız şeklindeki Lille Kalesi’nde keyifli bir yürüyüş veya piknik yapabilirsiniz.
Fotoğraf: Alamy Stock Photo
Bask kıyısında yer alan Biarritz, muhteşem plajları, sörf kültürü ve zarif Belle Époque mimarisiyle gelenleri kendine hayran bırakıyor. Sahil boyunca şık kafeler ve dükkanlar bulunan Grande Plage’da deniz keyfi yapabilirsiniz. Yaya köprüsüyle ulaşabileceğiniz ikonik kaya oluşumu Rocher de la Vierge’de muhteşem fotoğraflar çekeceksiniz! Atlantik Okyanusu'nun deniz yaşamını keşfetmek ve Biarritz'in balıkçı köyü olarak geçmişini öğrenmek için Biarritz Akvaryumu’nu ziyaret edebilirsiniz. Özellikle çocuklu aileler mükemmel bir seçenek. Yine aileler ve sörf meraklıları için önereceğimiz yer ise Cité de l’Océan müzesi…