Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Paris'e 1,5 saat uzaklıkta, bundan önce hiç kamuya açılmamış Feÿ Şatosu, kapılarını deneysel ve çok yönlü bir sanat festivaliyle açtı.
Eser Kredisi: Alexandre Silberstein, Fotoğraf Kredisi: Romain Darnaud
Avrupa'nın çıkış yapan genç sanatçıları, Paris'e 1,5 saat uzaklıktaki tarihi Feÿ Şato'sunu estetik bir deney için laboratuvarları yaparsa neler olur?
2018’de bir grup sanatçı ve küratör tarafından kurulan multidisipliner sanatlar festivali Feÿ, bu yıl ikinci kez 19-22 Eylül tarihleri arasında gerçekleşti. Burgonya bölgesinde yer alan, bundan önce hiç kamuya açılmamış Feÿ Şatosu, farklı ülke ve arka planlarlandan gelen yeni nesil sanatçıların hayal gücüyle, kreatif ve deneysel bir sanat kasabasına dönüştü.
Eser Kredisi: Alexandre Silberstein, Fotoğraf Kredisi: Romain Darnaud
2019 Fey Festivali'nin sanat sergisi Bels animal, teknoloji ve mitolojik efsaneler ile metaformoz olan bedenlerini sanatlarının konusu olarak işleyen, yükselen Avrupalı görsel sanatçıları buluşturdu. 19 Eylül’de festivalle kapılarını açan Bels animal sergisi 10 Kasım’a kadar devam etti. Feÿ Festivali’ni yakından keşfetmek için festivalin kurucularından ve Bels animal sergisinin küratörü Chloé Royer ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.
Feÿ, sanatın farklı disiplinlerinde konumlanan bir grup çocukluk arkadaşının kolektif bir proje yaratma isteğinden ortaya çıktı. Arkadaşımız Jessica Angel, Feÿ şatosunun restorasyonunu üstlediğinde, şatonun kreatif bir deney için mükemmel bir oyun alanı olabileceğini zihninde tasarladı. Şato hiç kamuya açılmamıştı ve 10 yıldır satılıktı. Şatonun, Paris’in dışıda taşra bir kasabada olması ve ortam olarak sanatın tipik metropol öznesi beyaz küplerle çelişmesi bizi çok heyecanlandırdı. Çağdaş sanat, performans, müzik, sinema, yayıncılık ve gastronomi gibi 6 farklı disiplinin toplanmasıyla ortaya çıkan Feÿ’in ilk sürümü Ekim 2018’de gerçekleşti. Bu yıl, mimari, konuşmalar ve DJ performansları da listeye eklendi.
Bu yıl biz site özelindeki enstelasyon ve performansları cesaretlendirmek adına mekana daha çok dikkat çekmeye karar verdik, bence bu deneyimi oldukça eşsiz kıldı! Tüm şatoyu ve harika ormanı ele geçirdik, atmosfer fazlasıyla şiirsel ve büyüleyiciydi. Sanat sergisinin başındaki kişi olarak, özellikle müzisyen, şef ya da dansçıların sanatçıların işleriyle bağlantı halinde olmasını sevdim. Şatonun salonunda konumlanan MORPH’un fonksiyonel sanat parçalarıyla dans eden Vinson Fraley ile sürreal anlar yaşandı!
Bels Animal sergisi, beden konusunu sorgulayan yükselen sanatçıların diyalog kurma arzusuna dayanıyor. Her bir sanatçı kendi yolu, kodları ve algının bireyselliğiyle konuyu işliyor. Sergi, ilhamını Aristoteles'in Poetika’da güzelliği sorgularken fabl’ı bir örnek olarak kullanmasından alıyor. Aristotales burada, başarılı olmak için canlı bir organizma olarak kurulma zorunluğunun altını çiziyor; “güzel hayvan” farklı uzuvların harmonik bütünlüğünü gösteriyor. 2019 Feÿ’in sergisi de filozofun bu ifadesinden yola çıkarak, hibrit ve deforme, diğer bedenleri ve hikayelerini sunuyor. Bugün genç sanatçılar arasında beden konusunu farklı şekillerde ele alma eğilimi var; organik formlar ile nasıl birleştiğini göstermek, hayvan ve bitkilerin alışılmış algılarını bozmak ve son olarak madde, cinsiyet ve doğayla ilişkimizi sorgulayan yeni bir formlara yaklaşmak...
Feÿ Şatosu’nda birçok farklı iç ve dış mekan var, serginin fikri farklı alanlarla oynama ve her sanatçıya bir yeri değerlendirme ve yatırım yapma imkanı vermeye dayanıyor. Bels animal'ı Alice Harikalar Diyarı’nın bizim dünyamızdaki balatı olarak özetleyebiliriz. Patika boyunca farklı evrenlerin diyaloguna tanıklık eden ziyaretçiler, bir hikayeden başka birine geçti. Sanatçı duo’su Laura Sellies ve Amélie Giacomini, Julie Villard ve Simon Brossard’ın enstelasyonlarıyla başladı macera, ardından ziyaretçiler Alexandre Silberstein’in eseri olan mektuplarla bahçenin farklı alanlarına başka performans sanatçılarıyla tanıştırılmak üzere davet edildi. Şatonun önünde Bulgar sanatçı Zśofia Keresztes’in heykeli ile karşılaşırken, Hollanda’dan kolektif sanat ekibi MORPH da oturma odasını ele geçirdi. Ve sonunda her gece ormanda, sanatçı Alexandre Silberstein’in gölge tiyatrosu performansıyla son buldu.
Yaratıcı, tutkulu ve canlı.