Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Evet bu o, şimdilerde herkesin Instagram hikayelerinde gördüğünüz, el yazısı o meşhur cümlelerin sahibi. Şimdi içeriklerinin etkisi dünyayı sararken Thomas Lelu ile buluşuyoruz.
@thomaslelu son zamanlarda Instagram’ın en çok etkileşim alan hesaplarından biri olarak gösteriliyor, sence bunun sebebi nedir?
Bugünün bu karışık gündeminde içinde yaşadığımız toplumun bireyleri basit “şey”lere dönmek istiyor, sıradan ve herkesin bir parçası haline gelebileceği durumların arayışındayız biraz da. Herkes tükenmez kalemle bir şey yazabilir, benim yazma stilim bu amatörlükte. Bu biçimde bir yazı ile karşı karşıya olmak okuduğunuzu da insanlaştırıyor. Instagram gibi çoğu zaman büyük prodüksiyonların olduğu ve bazen bir canavara dönüşen bu platformda başka bir boyut yaratmış oluyorum böylece. Diğer yandan tekrar çok önemli bir nosyon. İnsanlar tekrar ettiğinde güvende hissederiz. Bir düşünün bu söylediğimi. Tekrar güven verir. Ben de burada kendimi her gün 5 cümle koymaya zorluyorum. Üşenmiyorum ve bu bir düzen getiriyor. Dolayısıyla da burası bir buluşma noktası haline geliyor. Bir randevu yeri. Neredeyse bir aile buluşması gibi. Bazen ironik, bazen komik, ama her zaman bir hikayesi var. Tek bir cümle değil, her seferinde 5 tane. Bir başlangıcı ve de sonu var. İçinde ve etrafında kaybolduğumuz bir sürü içerik var. Benim içeriklerim bir anlığına durduğumuz ve kendimize, geriye ve ileriye doğru bir bakış aldığımız bir alan.
Cümlelerin insanlara iyi geliyor, insanlarda bir yerlere dokunuyor, sence bu etkiyi ölçmek mümkün mü?
Cümlelerin ve aksiyonların etkisini tam olarak ölçmek mümkün değil. Ve de insanların hayatını değiştirmek konusunun tek bir formülü yok. Okuduğum bir kitap kendin ve başkaları için hayatı değiştirme konusunu “her gün kendinle yaptığın düzenli bir buluşma” olarak özetliyordu. Bunu nasıl yapacağın sana kalmış ama kendinle olan bu düzenli buluşma önce seni sonra da çevreni değiştiriyor. Bunu bir egzersiz gibi düşün. O gün iyi de gitse kötü de gitse ben kendimle her gün buluşuyorum. O buluşmayı hiç ertelemiyorum. Ve tekrarlanan bu buluşmaların sonrasında çok büyük bir gücü oluyor. Unutmamak lazım bu tekrarlı buluşmalar gibi bazen bazı cümleleri de tekrarlamak gerekir. Zira hayata söylemek istediğiniz şey bazen ancak 10 kere söyledikten sonra duyulur. Söyledikleriniz duyulana kadar söylemek istediğinizi tekrar etmelisiniz. Bu sorduğun aklıma bir anımı getiriyor. Bu anı bu konunun bir kuralının olmadığının da iyi bir göstergesi bence. Sanat okulunun son sınıfındaydım. O yılın o zamanı çok zorlanıyordum. Hele de spesifik olarak bir gün vardı ki diyordum ben bu okulu bitiremeyeceğim, ne kadar kötü hissettiğimi anlatamam. Okuldan o halde çıktım. Karşı kaldırımdan bir kadın geçiyordu. Bana öyle bir gülümsedi ki, sanki her şeyin düzeleceğini söylüyordu. Bu gülümseme sadece o günümü değiştirmedi, içimde bir şeyleri çevirdi. O kadını öncesinde tanımıyordum sonrasında da hayatım boyunca bir daha görmedim. Attığımız her adım sandığımızdan daha büyük bir etkiye sahip olabilir. Söylediğimiz, yazdığımız her bir kelime de.
Kariyerine bakınca sen aslında daha çok görsel sanatların içindesin, içeriklerinin çoğu ise sadece kelimeler, bunun sebebi nedir?
Ben son 20 yıldır müzelerde ve galerilerde sergiler yaptım ama aslında işin özünde hep metinlerle çalıştım, yaptığım her işin altında dil vardı. Dil dediğimiz platform her ürünün kaynağıdır. Burada bu yazdıklarımı biraz hayatla konuşmak ve hayatla dalga geçmek için başlatmıştım. En doğal ve sıradan halimle. Yazdıklarımı hiçbir zaman güzel yapmaya çalışmadım, eğer yazarken bir hata yaptıysam o şekilde bıraktım. Bunun kendi içinde bir estetiği var. Kelimeler herkesin. Ve yazdıklarımın da bu kadar kişi tarafından paylaşılıyor olması bunun göstergesi.
Yazmanın geleceğini nasıl görüyorsun?
Geleceği hiç düşünmüyorum aslına bakarsan. Dolayısıyla geleceği de pe görmüyorum. Bununla beraber konu eğer yazmaksa her şeye ve bütün değişikliklere rağmen - sanal gerçeklikten sosyal medyaya – gerçek büyüme ve de gerçek paylaşım dil aracılığıyla oluyor. Dil metne, metin de yazmaya bağlı. Ve bu noktada kitap hep var oldu, var olmaya da devam edecek. Unutmayalım ki yazı aynı zamanda da çoğu zaman şiirseldir, şiir ise her şeye rağmen yaşayacak. Şiir bir insan ihtiyacıdır. Şiir biz insanları hayata açar, şiirsiz bir insan sıkıcıdır. Gelecek şiirindir.
Diyelim ki Instagram’da son bir içerik paylaşacaksın, bu bundan sonra hayatının sonuna kadar yapacağın son paylaşım, ne yazardın?
“See you tomorrow” ya da “See you yesterday”.