Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Holon Teknoloji Enstitüsü'nde Endüstriyel Tasarım ve Görsel Kompozisyon üzerine çalışan Yosef Kara ile sosyal etki yaratan Greentouch projesini konuşuyoruz.
Senin için "Sosyal Etki" ne demek?
Sosyal etki insan evriminin bir parçası. Fark edelim veya etmeyelim her an birbirimizi etkiliyoruz. Dolayısıyla farkındalık içeren bir etkileme eylemi ile karşı karşıya olduğumuzda veya bu eylemin içinde olduğumuzda daha çok sorumluluğumuz var. Sosyal etki bir kültür yaratma biçimidir; bizi birbirimize bağlar ve farklı bilinç seviyelerini algılamamızı sağlar. Bir arkadaşımıza bir şarkı gönderdiğimizde veya bir cümle söylediğimizde de sosyal etki gerçekleşiyor.
Bugün sosyal etki yaratma biçimleri değişiyor mu?
Sanal dünya ve çok katmanlı teknolojik gelişmeler etki süreçlerini çok daha demokratik kılıyor ve daha geniş kitlelere açıyor. Bu da beraberinde yeni sorumlıuluk biçimleri getiriyor, sadece sorumluluk değil, yeni sorumluluk biçimleri. Bir tasarımcının bugün artık başka türlü sorumlulukları var. Mesela bugün bir tasarımcı kültürel hassasiyetler ile toplumsal bilinç arasındaki köprüde ne şekilde yürüyecek? Bir ihtiyaca yönelik mi çalışacak yoksa toplumun hedeflediği konulara mı eğilecek?
Greentouch projesini anlatır mısın?
Greentouch teknoloji ve doğayı interaktif bir deneyim üzerinde bir araya getiren inisiyatifin adı. Burada amaç doğaya bağlı duyusal bir meditatif deneyim yaratmak ve böylece de varoluşumuzun yaydığı farklı frekans dalgalarını deneyimlemek. Proje hem oyuna hem de terapi ve konsantrasyona dair öğeler içeriyor. Playtronica isimli teknolojik bir aracın yardımıyla elektrotları bitkilere bağladık. Bu büyük saksının üzerinde gördüğünüz bitkilerin içinden elektronik dalgalar aracılığıyla frekanslar yayılıyor. Siz her bitkiye değdiğinizde zaten halihazırda bir bitkinin size ilettiği frekansın üzerine bir de bizim önceden tasarladığımız frekanslar geliyor. Bir nevi arttırılmış bir gerçeklik ve arttırılmış bir frekans deneyimi. Burada bitmiyor. Bunu tek başınıza deneyimleyebilirsiniz ama yanınıza oturan kişilerin elini tutmaya başlarsanız bu frekans bir boyut daha kazanıyor. Böylece bitkiye dokunarak doğanın gücüne başka frekanslar da ekleyerek hipnotik meditasyona kadar gidebilecek güçlü bir deneyim yaratıyoruz.
Bu fikir nasıl doğdu?
Son yıllarda kişisel farkındalık konusunda ben de daha çok çalışmaya başlamıştım. Aile evine yaptığım bir ziyaret sırasında doğada yaptığımız bir yürüyüşün ardından çocukken yaptığım gibi ağaçlara sarılmayı ne kadar özlediğimi fark ettim. Küçükken ağaçları duymakta bence çok daha iyiydik. Şimdi tekrar onların canlı olduğunu ve aramızdaki bu unuttuğumuz ilişkiyi nasıl tekrar hayata getirebileceğimizi hatırlamak istedim. Dinleme eyleminin etki alanını genişletebilmek için de teknolojiden yararlandım. Elektrik döngüsü ile doğanın gücünü birleştirerek insanlara bir şey ile bağ kurmanın aslında ne kadar basit olduğıunu hatırlatmak. Hepimiz aslında aynı şeyden meydana geldik, sadece bunu hatırlamamız gerekiyor.
Peki bundan sonra ne var?
Frekanslarla iyileşmek konusu çok ilgimi çekiyor. Bu deneyim bir terapi yöntemi olarak kullanılabilir mi bunu alanında uzman kişilerle çalışmak istiyorum. Bununla birlikte bu projenin çok yoğun tempoda çalışan iş alanları ve ofislerde kullanılabilecek bir araç olabileceğine inanıyorum. Hızlı bir şekilde asıl gerçekliğimize dönmek için bir araç.