Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Çok İyi İşler yayınının kurucusu Rumeysa Kiger, Eskişehir’de kurulan Ye’r Community’i ve açılış sergileri Bi’ Yer’i anlatıyor.
İstanbul ve Ankara gibi şehirlerin Türkiye'nin sanat üretimindeki tarihsel ve kültürel ağırlığı her zaman hissedilse de, ülke genelinde sanat alanında çok büyük gelişmeler yaşandığı bir gerçek. Her geçen gün sayıları artan müzeler, bienaller, galeriler ve sanatçı kolektifleri, yerel sanat sahnelerini zenginleştirdiği gibi, diğer şehirlerle kurulan kültürel bağları da sağlamlaştırma arayışındalar. Genç nüfusu ve birçok sanat bölümüne ev sahipliği yapan üniversiteleriyle bu canlanmanın önemli merkezlerinden biri haline gelen Eskişehir’den de öğrenci enerjisi ve genç dinamizmi sayesinde sürekli yeni ve yaratıcı proje haberleri duyuyoruz.
Fotoğraf: Ahmet Cankurt
Bunlardan biri de geçtiğimiz sene dört yaratıcı ve girişimci zihnin bir araya gelmesiyle doğan Ye’r Community. Ece Ebrar Sözkesen, Şamil Burhan Öztürk, Ozan Batman ve Saltık Doğa Özsar öncülüğünde hayata geçirilen ve sanatçılar, tasarımcılar, mimarlar ve diğer disiplinlerden kültür üreticilerini bünyesinde barındıran bu yeni topluluk, Anadolu şehirlerinin genç ve yerel sanatçı potansiyelini ortaya çıkarma ve onları kurumsal çevrelerle bir araya getirme amacını taşıyor. Bir yandan yereldeki sanatçılara ifade alanı yaratırken, diğer yandan da bu kişileri farklı projeler üzerinden yerel yönetim ve özel sektör kurumlarıyla bir araya getirmeyi hedefleyen komünite, böylece hem yerel düzeyde sanat ve tasarım algısını pozitif yönde geliştirme yönünde adımlar atmayı, hem de birlikte çalışmanın yaratıcı enerjisini kullanarak Eskişehir’in kamu ve iş dünyası için kaliteli hizmetler sunmayı planlıyor.
Ye’r Community aynı zamanda, Eskişehir’in 2027 yılında Avrupa Gençlik Başkenti unvanını alması yolundaki başvuru sürecinde aktif rol alarak, belediyeyle bir protokole imza atmış durumda. Hedefleri, tasarım ve sanat dünyasının iç içe geçişini vurgulayarak herkes için bir arada çalışabilecekleri bir ortam yaratmak. Sanat ve tasarımın sadece estetik bir değer taşımakla kalmayıp, aynı zamanda toplumsal ve ekonomik bir katkı sunabileceği inancını taşıyan topluluk üyeleri sergiler, kamusal alan projeleri, etkinlikler, panel oturumları, söyleşiler ve seminerler düzenlemenin yanı sıra, genç sanatçı ve tasarımcılara destek olacak yöntemler geliştirmek ve profesyonel ağlarını genişletmelerine olanak tanımak için bir seri etkinlik planlıyor.
Fotoğraf: Merve Terzioğlu
Bireysellikten topluluğa; “Bi’ Yer” Açılış Sergisi
Eskişehir Havacılık Parkı II. Numaralı Hangar’da devam eden sergi, belediyenin çok sayıda etkinliği ağırlamak üzere tasarladığı ancak sergi yapmak için ilk bakışta pek de uygun görünmeyen bir alanda gerçekleşiyor. Hedefledikleri sanat ve tasarımın kesiştiği alanlarda yerelde bir etki oluşturma niyetinin ilk somut örneğini, sergi mekanında İlke Çolak’ın uyguladığı tasarım çözümlerinde görebiliyoruz. Ecem Naz Çakır küratörlüğünde hazırlanan “Bi’ Yer” isimli serginin içeriği ise Ye’r Community’nin kurulmasını ve bu süreç içinde topluluk üyelerinin yaşadığı çeşitli duygu durumlarını takip eden bir izleğe sahip.
22 sanatçının işlerine yer veren serginin ilk bölümü, kişisel hikayeler ve topluma eleştirel bir bakışla başlıyor. Reyhan Mente ve Beyza Tosunoğlu’nun işleri, içsel çatışmaları ve dönüşüm arayışını temsil ederken, Gökçe Hiçyılmaz toplumsal kalıpların sınırlarını zorlayan kafes biçimindeki yerleştirmesiyle sergiye katılıyor. Esra Mengülerek ve Ahmet Hamdi Başsöz’ün işleri topluluk olma potansiyelinin gücünü vurgularken, Şamil Burhan Öztürk’ün çalışması, bireysel hikayelerden öğrenilen derslerle eyleme geçme aşamasına gelen bireyin durumunu görselleştiriyor.
“Bi’ Yer” sergisinin ikinci bölümü, topluluğun bir araya geliş anını vurgulayan enerjik bir hareketle başlıyor; Şahsenem Altıparmak’ın eserleri algoritmik tesadüfler ve seçici algılarla şekillenen buluşmaları yansıtıyor. Barkın Coşkun’un eserleri özgünlüğün önündeki engeli kaldırarak hayal gücünün serbest kalmasını teşvik eden bir manifesto görevi görürken Ece Ebrar Sözkesen kişisel dönüşümlerin güçlendirici anılarını ortaya koyuyor. Yıldırım Yazganarıkan’ın kendini modellediği ışıklı tuval izleyicileri kendi içsel yolculuklarına bir davet olarak yorumlanabilecekken, Aytuğ Aykut’un nesli tükenmiş hayvanları betimleyen işleri ise hayalleri ve potansiyelleri tükenen gençlere dair bir metafor olarak öne çıkıyor. Bu kısmın devamında sergilenen Ozan Batman’a ait seri, kaotik bir düzen ve yenilik arzusunu simgelerken Semanur Özdemir aile bağları ve kimlik arayışı temalarını işliyor. Topluluğun parça-bütün ilişkisi ise Büşra Kara’nın metal heykelleri ve Saltık Doğa Özsar’ın güvenli alanları temsil eden çalışmaları üzerinden vurgulanıyor. Serginin ikinci kısmı, M. Cevahir Akbaş’ın bir perde etkisi yaratan ve merdivenlere asılı bir kazı-kazan kaplaması ile üst kattaki üçüncü bölüme bağlanıyor.
Fotoğraf: Deniz Altan
Beraberken ne kadar güçlü olunabildiğinin ve gerçekten birlikte hareket etmeye başlanırsa her şeyin nasıl değiştiğinin işaretlerini veren bu son bölümde de Musa Alpar’ın işleri kendi hikayemizi yeniden yazma cesaretini sergilerken, İmren Yaman'ın video enstalasyonu kişisel potansiyelin farkındalığını ve yeniden doğuşu işaret ediyor. Ayşenur Sarı’nın camdan yüz figürlerinden oluşan yerleştirmesi farklılıklarımızın birleştiğinde nasıl bir uyum ve güzellik yaratabileceğine odaklanırken, Naz Yılmaz da kültürel birlikteliğin önemini ortaya koyuyor. Son olarak Duygu Deniz Bilgin ve İpek Yücesoy’un işleri, topluluğun birlikte yolculuğunu ve bu yolculuğun güçlü bir aile fotoğrafını temsil ediyor.
Eskişehir Havacılık Parkı II. Numaralı Hangar’da devam eden sergi 3 Şubat’a kadar 12.00-17.00 saatleri arasında görülebilir ve Yer Community’nin etkinlikleri yercommunity.com sitesinden takip edilebilir.