Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Bee Goddess’ın kurucusu ve kreatif direktörü Ece Şirin yeni işbirliklerini ve gelecek hayallerini anlatıyor.
Bee Goddess’ın Anadolu’nun ana tanrıça mitlerinden ilham alınarak hayatımıza ışıltı eklemeye başlamasının üzerinden 14 yıl geçti. Markanın bugüne dek Madonna, Rihanna, Kate Winslet, Cate Blanchett, Gwen Stefani, Kylie Minogue, Maria Sharapova, Paris Hilton gibi isimlerin üzerinde gördüğümüz tasarımları ise son olarak “Emily In Paris” dizisi için özel istek üzerine bir koleksiyonla ekranda parladı. Ve parlamaya devam edecek gibi görünüyor!
Markanın Avrupa'nın en büyük alışveriş merkezlerinden KaDeWe’nin daveti üzerine başlayan Berlin yolculuğundan Türkiye Voleybol Federasyonu ile başlattıkları işbirliğini Bee Goddess’ın kurucusu ve kreatif direktörü Ece Şirin’den dinliyoruz.
Bee Goddess 14 yılı geride bırakmaya hazırlanıyor. Markanın ilk günlerinden itibaren süren bu yolculuktan biraz bahsedebilir misiniz?
Bee Goddess’ın hikayesi bir yeniden doğuş, bir dönüşüm, kendini keşif hikayesi aslında. 14 yılın ardından markanın başlangıcını tetikleyen hikaye ile bugün hala dünyadaki tüm kadınlara aynı mesajı iletme arzum baki. Bu yolculuk, bugüne kadarki tüm manevi arayışlarımın bir meyvesi aslında. Dev markalarla çalışıp tecrübe kazanırken, kişisel yolculuğum ve içsel keşiflerim daima önceliğimdi. Arıların birçok çiçeğin özünü toplayarak dünyanın en tatlı besinini üretmesi gibi ben de insan olmanın, kadın olmanın, içsel yolculukların ve kişisel tılsımların özünü biriktirerek bu markayı “doğurdum” diyebiliriz. Çeşitli kaynaklardan topladığım ışıkla oluşturduğum bu tılsımlar, eşsiz tasarımlara dönüştü ve Bee Goddess, dünyanın önemli noktalarında güçlü markaların yanında duran ve önemli isimlere ulaşarak kadını güçlendiren bir marka oldu. Yoğun araştırmalar sonucunda sembollerin içsel sihrimizi ve bilgeliği evrensel bir şekilde taşımasından etkilenerek, 2008 yılında ilk 12 tılsım mücevher tasarımım ile Bee Goddess markası ortaya çıktı. Dünyanın çeşitli bölgelerindeki kadim uygarlıkların ezoterik sembollerini taşıyan bu ilk tasarımlar, kullanan kişileri içsel yolculuğunda desteklemesi niyeti ile hazırlanmıştı.
Çok eski çağlardan beri değerli bir taşı, belirli niyetlerle oyulup hazırlanmış bir tılsımı üzerinde taşımanın, o nesnenin temsil ettiği gücü üzerinde taşımak anlamına geldiği biliniyor. Dünyanın kadim zamanlarda olduğu gibi kişiyi güçlendirecek, öz gücüyle bağını kuvvetlendirecek, kalabalığı takip etmektense kendi destanını yazmaya yönelmek için ilham olacak tılsımlara ihtiyacı var. Bee Goddess ile ben özellikle kadınlara böyle güçlü, kendi sihrini çoğaltan tılsımlar sunmak istedim. Çünkü kendi gücümüzle ve güzelliğimizle bu yoğun dişi enerjiyi üzerimizde taşır ve yayarsak, dünyanın çok daha güzel bir yer olacağına inanıyorum.
Markanın bugünkü konumunu siz nasıl değerleniyoruz?
Bee Goddess bugün Anadolu’nun ana tanrıça mitinden doğan ve evrensel ezoterik sembollerle tılsımlar üreten bir markaya dönüştü. Türkiye Voleybol Federasyonu sponsorları arasına katılmamız, dünyanın en lider markalarının yanında özel butiklerimizle yer almamız ve ünlü isimlerle anılıyor olmamız, aslında 600 senelik Türk zanaatının dünyaya takdim edilmesidir. Bunun verdiği gurur ve daha da ileri gitme arzusuyla, genç kadınların kendi hayat destanlarını yazması için örnek teşkil etmek istiyorum.
Bee Goddess isminin hikayesi nedir?
Anadolu’nun ana tanrıça mitlerinden ilham alarak dünyaya getirdiğim Bee Goddess’ın ikonik simgesi olarak “arı” sembolünün yeri çok özel. Yüzlerce farklı arı tasarımını da içeren koleksiyonlarımızı ve markayı, büyük bir ışık kovanı şeklinde hayal ediyorum ve bu tılsımlı mücevherlerle kadınlara, tasarımları taşıyanlara ve tüm dünyaya mistik sembollerin gücüyle iyilik yayacağına inanıyorum. Arı sembolü saflığı, hizmeti ve dişi gücün birlikteliğini temsil ediyor. Arılar bitki özlerini bala dönüştürerek ışığı sonsuz şifaya dönüştürmüş oluyor aslında. Bee Goddess tasarımları ile bu manevi bilgeliği hayatımıza tat katacak bir mücevhere, bir ışığa dönüştürüyorum. Arı sembolleri de dahil Bee Goddess çatısı altında sunduğum tüm tasarımlarımın manevi gücü besleyen, ışığı güçlendiren tılsımlar olarak kullanılmasını istiyorum. Kişinin en yüce potansiyelini gerçekleştirmesi için bu antik sembollerin ilham vereceğini düşünüyorum.
Kadim zamanlarda dünyayı döndüren dişi enerji, şimdi modern zamanlarda yeniden uyanıyor ve dengeleniyor. Dişil gücün yaratıcı kabiliyetini, üretkenliğini, bilgeliğini ve şefkatli dokunuşlarını en sihirli şekilde temsil eden arı tılsımı, yaşamın merkezindeki bilgelik ışığına bağlı olmayı ve hayata ballı, lezzetli ve şifalı mucizeler katmayı sembolize ediyor.
Nelerden, kimlerden ilham alırsınız?
Köpeğimle olan aşk dolu ilişkimden tutun da, yaşamdaki tüm ilham kaynaklarından yararlanıyorum, çünkü ışık her yerde! Tıpkı arıların çiçeklerin arasında dolaşması, en özel polenleri seçip taşıması gibi, sezgisel bir yolla içsel bilgeliğime kalbimi açıyorum. Herkesin içinde var olduğuna inandığım bir öz-ilham kaynağı var, mümkün olduğunca bu kaynakla bağlantıda kalmaya çalışarak üretiyorum ve tasarımlarımın da kullanacak olan kişilere benzer kaynaklarla bağlantısını kuvvetlendirmesi için ilham olması niyetiyle çalışıyorum. Öz kaynaklarımın yanında elbette insanlığa hizmet etmiş, varlığıyla ve stiliyle dünyamıza faydalı olmuş insanlardan da ilham alıyorum. Rumi’den tutun da Coco Chanel’e kadar birçok ışık taşıyan insan bana ve çalışmalarıma ilham veriyor.
Tasarımlarınızda hangi materyalleri kullanıyorsunuz?
Çağlar boyunca güneş ışığının ve koşulsuz sevginin, içsel bilgeliğin simgesi kabul edilmiş altın, elbette en sık kullandığımız materyallerden biri. Bunun yanı sıra beyaz ve çeşitli renklerde pırlantalar, zümrüt, turmalin, aventurin gibi çok güçlü değerli taşlar da kullanıyorum.
Bee Goddess tasarımlarını bugüne kadar nerelerde gördük? Gelecekte nerelerde görmeye devam edeceğiz? Sizin bir gün tasarımlarınızı üzerinde görmek istediğiniz isimler var mı?
Bugüne dek Madonna, Rihanna, Cate Blanchett, Gwen Stefani, Kylie Minogue, Maria Sharapova, Paris Hilton gibi yıldız isimlerin Bee Goddess tasarımlarını tercih ettiğini gördük. Yeni Avatar filminde canlandırdığı karakterin simgelediği cesur kadın imajının sembolü olarak Kate Winslet, filmin galasında Bee Goddess’ın “Sword of Light” serisi küpelerini takmayı tercih etti. Ayrıca “Emily In Paris” dizisi için de özel istek üzerine bir koleksiyon hazırladım, uluslararası çapta ilgi çeken bir yapımda Bee Goddess tılsımlarının yer alması da elbette gurur verici.
Bee Goddess’ın yeni başlayan bir Berlin macerası var bir de…
Avrupa’nın ikinci en büyük alışveriş merkezi olan KaDeWe’nin daveti üzerine başladı bu yolculuğumuz. Butiğimiz de; ferah, mücevher tasarımlarını bütünleyen sihirli ve özgün bir tasarım tercih ettik. Butik mağazada sergilenen mücevher koleksiyonu da tasarım dünyasına yön veren Berlin’e yaraşır ikonik tasarımlardan oluşturuldu.
Bee Goddess ve Türkiye Voleybol Federasyonu (TVF) nasıl bir araya geldi? Bu işbirliği kapsamında neler göreceğiz, neler amaçlanıyor?
TVF’nin güçlü kadın imajını öne çıkaran ve ülkemizin başarı ışığını tüm dünyaya taşımayı önceliklendiren yaklaşımı ile Bee Goddess’ın mesajı aslında oldukça örtüşüyor. Bu sponsorluk projesi ile Türkiye Milli Voleybol Takımlarımızı desteklerken Türkiye’nin milli mücevher markası olarak mesajımızı tüm dünyaya ulaştırma fikri gerçekten de çok heyecan verici. Türkiye Milli Voleybol Takımlarının resmi sponsorları arasına giren ilk kadın marka kurucusu olmanın gururunu yaşıyor olmam bir yana, sembolik olarak bu işbirliğinin taşıdığı mana da çok kıymetli. Bee Goddess tılsımlarıyla, takımın ışığını önce tüm Türkiye’ye, sonra da dünyaya yaymak adına bu heyecan verici sponsorluk projesinde yerimizi alarak “Türkiye’nin milli mücevher markası” konumuna ulaştık. Bu proje ile takımı her yönüyle desteklerken aynı zamanda oyuncuların sahada, bizimse seyirci olarak takımın birer parçası olduğumuzu hissettirmeyi hedefledik. Bu anlaşma kapsamında Türk bayrağının birlik ve beraberlik enerjisinden esinlenen ana koleksiyonumuz “I Love You to The Moon and Stars” ile , ekip ruhu motivasyonunu ve gücünü temsil eden “Turnuva” koleksiyonu, voleybolcuların öz cevherlerini yansıtan “Süper Güçler’’ koleksiyonunu yarattık. Bu özel serilerin satışlarından elde edilen gelirlerle de TVF’ye fon yaratarak, genç voleybolcuların yetişmesine katkı sağlamayı hedefledik.
Bee Goddess’ın gelecek hedefleri neler, siz neler hayal ediyorsunuz?
Bee Goddess bugün dünyanın çok özel noktalarında, dünya markalarıyla yan yana duruyor; bunu daha da büyütmek, ışığı ve tılsımların büyüsünü tüm dünyaya yaymak, daha fazla kadına ilham olmak istiyorum.