Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Kim Kardashian’dan Skims ve Lizzo’dan Yitty… Şekillendirici giyimin yükselişi sürerken bu giysilerin bizim için anlamını pozitif beden imajı ışığında yeniden tanımlamayı başarabilecek miyiz?
Kim Kardashian’dan Skims ve Lizzo’dan Yitty… Şekillendirici giyimin yükselişi sürerken bu giysilerin bizim için anlamını pozitif beden imajı ışığında yeniden tanımlamayı başarabilecek miyiz?
Grammy ödüllü bir sanatçı olmanın yanı sıra ürettiği beden algısına dair içeriklerle de tanıdığımız Lizzo, geçtiğimiz aylarda şekillendirici giyim (shapewear) markası Yitty’i şöyle tanıttı: “Sadece bir korse değil, bedeniniz üzerinde hak talep etmek ve güzellik standartların yeniden tanımlamak için bir fırsat.” Kendini beden aktivisti olarak tanımlayan ve Sports Illustrated kapağında yer alan ilk büyük beden model olarak tanıdığımız Ashley Graham de yakın zamanda şekillendirici giyimin tanınır markalarından Spanx ile işbirliğini duyurdu. Kim Kardashian’ın markası Skims’in değeriyse 2022’nin Ocak ayında 3.2 milyar dolar olarak belirlendi. Tüm bunların bize gösterdiği bir şey varsa o da medyada en son 2000’lerin başında bu kadar sık karşılaştırdığımız şekillendirici giyimin geri döndüğü. Fakat bu kez başka bir anlayışla.
1950’lerden reklamlara baktığımızda önce aynada kendini beğenmeyen, korseyi giydikten sonraysa yüzü gülen kadın çizimleri eşliğinde “Kendimi daha genç hissediyorum ve öyle görünüyorum”, “Mucize yarattı” gibi sloganlar görüyoruz. Düşük bel jean pantolonlar ve vücuda oturan mini elbiselerin ön planda olduğu 2000’lere geldiğimizde korselerin vaatleri “kusur”ları görünmez kılmak üzerine odaklanıyor. Şekillendirici giyim, doğduğu günden beri daha iyi görünmek, sorunları çözmek ve üstümüze tam anlamıyla uymayan kıyafetleri “giyilebilir” hâle getirmek üzerine odaklandı. Uzun yıllar başarılı olan bu pazarlama stratejileriyse artık yerini yenilerine bırakıyor.
XS’den 6X’e dek geniş bir beden aralığında şekillendirici ürünler sunan Yitty, “moda endüstrisinde bir ilk”, “suçluluk duygusu yaratmadan yüz güldürün korseler” gibi sıfatlarla tanıtılıyor. Bu yıl Gilded Glamour temalı Met Gala’da Marilyn Monroe’nun ikonik elbisesine sığmak için sıra dışı yöntemlerle yaklaşık yedi kilo verdiğini gururla anlatan ve eleştirilerin haklı hedefi olan Kim Kardashian’ın Skims’i bile kendini “beden olumlama ve kapsayıcılığa odaklanan” bir marka olarak tanımlıyor. Kim Kardashian’ın beden olumlama mesajları vermek için ideal bir figür olmadığı açık olmakla birlikte Skims’in bu söylemi haksız sayılmaz çünkü beden ölçülerinde 4X’e uzanan bir ürün yelpazesine sahip. Peki bu zamana dek “ideal” şekle kavuşma vaadiyle pazarlanan korselerin beden kabul yolculuğumuzun bir parçası olması mümkün mü?
2024’te 6.4 milyar dolarlık bir endüstri hâline geleceği öngörülen şekillendirici giyim, artık nasıl göründüğümüz değil nasıl hissettiğimize odaklanıyor. Versace podyumunda yürüyen ilk büyük beden model ve Skims kampanyalarının bir parçası olan Precious Lee, Refinery29’a verdiği röportajda bu konuya dair bakış açısını şu şekilde ifade ediyor: “Şekillendirici giyim nedir? Bedeninizi şekillendiren her şeyin bu sınıflandırmanın bir parçası olduğunu söyleyebiliriz. Bence sütyenler ve vatkalar da şekillendirici giyimin birer parçası. Geniş omuzlar, dikleştirilmiş memeler… Bunlarla ince bir kumaşın altına giyilen korselerin farkı tam olarak nedir? Dar elbisenizin içinde sürekli karnınızı içinize çekmek konusunda endişelenmemek kendiniz daha özgür hissetmenizi sağlayabilir. Bu tamamen o âna, giyilen şeye ve onu giyen kişiye bağlı. Korsesiz kendimi daha çirkin mi hissediyorum? Hayır. Podyumda straples bir elbise giyerken straples bir sütyenle kendimi daha iyi hissediyor muyum? Evet. Ya hep ya hiç düşüncesine sahip olmak zorunda değilsiniz. Bu bir tercih.”
Büyük beden bir kadın olarak Lee’ye katılıyorum. Medyada yıllarca gördüğümüz “Şu kilonun üzerindeyseniz bunları giymeyin”, “Vücut şeklinize göre giyinmenin 13 yolu” gibi moda seçimlerimizi kısıtlayan içeriklerin ardından herhangi bir giysinin yasak kategorisine girdiği hiçbir anlayışın sağlıklı olduğunu düşünmüyorum. Bu bakımdan şekillendirici giyim de pekala daha konforlu ve rahat hissetmek için bir araç olabilir. Nasıl bikini giymeyi veya giymemeyi artık başarıyla ya da utançla özdeşleştirmiyorsak korselerin de özel bir anlam taşıması gerekmiyor. Bununla birlikte bilinçli bir alıcı olmayı dolayısıyla da bir markanın verdiği mesajların arkasında gerçekten durup durmadığını önemsiyorum.
Reklam endüstrisinin, kapsayıcılığı bir pazarlama taktiği olarak kullandığına şüphe yokken bu durumu temsiliyeti artırdığı ve değişimin önünü açtığı için kabul ediyoruz. Yine de bu imajı kullanarak milyarlarca dolar değerinde bir marka yaratırken davranışlarıyla bunu tam aksine negatif beden algısını tetikleyen Kim Kardashian’ın Skims’i yerine, tanıdığımız günden bu yana kapsayıcı söylemleri olan Lizzo’un Yitty’sini tercih etmek, üreticileri markalarının mesajlarıyla uyumlanmaları konusunda motive etmek için elimizden gelen tek yol gibi görünüyor. Günün sonunda şekillendirici giyimin kusurları saklayan gizli bir kısa yol imajından kurtulup bir pazarlama tekniği olarak dahi olsa konforumuzu ön plana çıkarması moda endüstrisinin geleceği için umut vaat ediyor. Artık korseler dahi bizi şekillendirmeye çalışmak yerine bizim taleplerimize uyumlanarak kendilerini yeniden şekillendiriyor.