Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Lüks moda sektörü 2025’te düşüş yaşarken, tüketici artık etik, kalite ve özgünlük arıyor.
2025’in ikinci çeyreği, lüks moda sektörünün uzun süredir yaşadığı en sert düşüşleri ortaya koyuyor. Dünyanın en büyük iki lüks moda grubu olanKering ve LVMH, bu dönemde ciddi gelir kayıpları yaşadı. Kering’in toplam gelirleri yılın ilk yarısında yüzde 18 oranında azaldı.Grubun amiral gemisi Gucci ise tek başına ikinci çeyrekte yüzde 25'lik satışdüşüşü yaşadı. Bu durum, markanın yeni kreatif yönünün tüketiciyle yeterince bağ kuramadığını ortaya koydu. LVMH cephesinde ise, grubun ikinci çeyrek satış artışı yalnızca yüzde 1 ile sınırlı kaldı. Moda ve deri ürünleri kategorisinde isesatışlar yüzde 9 oranında düştü. Bu veriler, lüks tüketimde yavaşlamanın geçici değil, yapısal olduğunu düşündürüyor.
Fotoğraf: Dior Book Tote
Fiyat–değer dengesi, lüks markalara olan ilginin azalmasındaki en belirleyici faktörlerden biri haline geldi. Artık birçok tüketici, sadece bir marka logosu için binlerce Euro harcamak istemiyor. Bu noktada, 2025’te sosyal medyada geniş yankı uyandıran Dior'un book tote çanta skandalı öne çıkıyor. Çin’de yalnızca 13–15 USD maliyetle üretilen bu çantaların, Avrupa’da 2.600 Euro’ya satılması, büyük tepki topladı. Kullanıcılar, çantanın düşük kaliteli malzeme ve işçilikle üretildiğini vurgulayarak, “lüks” adı altında sunulan ürünlerin artık o sıfatı hak etmediğini ifade ettiler. Benzer şekilde, bazı kullanıcılar düşük kalitedeki ürünlerin yalnızca pahalı etiketlerle “lüks” olarak pazarlanmasından şikayet ediyor. İlk dokunuşta bile kalite hissi vermeyen, birkaç ay sonra modası geçen ürünlere harcanan yüksek tutarlar, tüketicide hayal kırıklığı yaratıyor.
Solda: Gucci, Jackie/ Sağda: Coach, Hamptons Hobo
Bir diğer önemli neden ise özgünlük ve yaratıcılık eksikliği. Lüks moda uzun yıllar boyunca farklılık, estetik, hikâye ve hayal gücüyle tanımlanırken, günümüzde bu değerlerin yerini benzer siluetler ve daha önce yapılmış olanı tekrar etme eğilimi aldı. Tüketiciler, “her marka birbirine benziyor” ya da “artık ruhsuz ve sıkıcı” yorumlarıyla bu değişimi açıkça dile getiriyor. Gucci, yeni kreatif direktörü eşliğinde 2024'ün sonunda yeniden yapılanmaya gitmişti. Ancak bu dönüşüm 2025’te tüketiciyi ikna edemedi. Satışların yüzde 25 oranında düşmesi, yalnızca ürünlere değil, markanın anlatmak istediği hikâyeye de olan ilginin azaldığını gösteriyor. Tüketiciler artık sadece ürün değil; fikir, estetik duruş ve anlam arıyor.
Son yıllarda lüks moda markalarının etik dışı üretim koşulları da kamuoyunun tepkisini çekiyor. 2025’te Dior, Armani, Loro Piana ve Max Mara gibi markalar, İtalya’da kuralsız şekilde çalıştırılan işçilerle üretim yaptıkları gerekçesiyle incelemeye alındı. Saati1–2 Euro ücretle çalıştırılan işçilerin, neredeyse kölelik koşullarında çalıştıkları ortaya çıktı. Bu ürünlerin binlerce Euro’ya satılması ise hem etik hem de duygusal olarak tüketiciyle marka arasındaki güven bağını kopardı. Bugünün tüketicisi, artık yalnızca ürünün nasıl göründüğüne değil, nasıl üretildiğine de dikkat ediyor. Lüks moda, şeffaflık ve adalet duygusu olmadan sürdürülebilirliğini koruyamıyor.
Tüketici artık sadece bir ünlünün tavsiyesiyle alışveriş yapmıyor. Öne çıkan yeni beklenti; güçlü hikâyeye, zamansızlığa ve uzun vadeli değere sahip ürünler. “Ürün değil, anlam arıyoruz” diyen tüketici, birkaç sezonda eskiyecek değil; yıllar içinde karakter kazanacak ürünler istiyor. Özellikle belirsizliklerin arttığı bir dönemde, insanlar parasını “gerçek lüks”e, yani duygusal ve fiziksel olarak tatmin eden, uzun ömürlü eşyalara harcamak istiyor. Markalar ise hâlâ yalnızca yeni koleksiyon, sezon indirimi ya da reklam kampanyasıyla bu bağı kurabileceklerini sanıyor. Ancak özgün bir duruş, etik değerler ve kalıcı estetik sunulmadıkça, “lüks” yalnızca fiyatla sınırlı kalıyor.
Bu olumsuz tabloya rağmen, bazı markalar öne çıkmayı başardı. Hermès, 2025’in ikinci çeyreğinde satışlarını yüzde 9 artırdı. Markanın başarısının ardında; sınırlı üretim, yüksek kaliteli malzeme, sadık müşteri kitlesi ve zamansız tasarımlar yer alıyor. Ürünlerin el işçiliğiyle hazırlanması ve hiçbir sezon trendine bağlı kalmaması, Hermès’i ayrıcalıklı kılıyor. Benzer şekilde Prada, ikinci çeyrekte yüzde8’lik gelir artışı elde etti. Markanın sürdürülebilirliğe yaptığı yatırımlar, etik üretim politikaları ve kreatif yaklaşımı, bilinçli tüketicilerin ilgisini çekiyor. Bu da gösteriyor ki kalite, kimlik ve şeffaflık sunan markalar hâlâ büyüyebiliyor.