Lamia Al Otaishan Aydın: “Modern sokak giyimi ile üstün işçiliği dengeleyen bir yaklaşım sunuyoruz.”

Les Benjamins, 2025 İlkbahar/Yaz koleksiyonunda birbirine derinden bağlı iki kültürel mirasın izini sürüyor. Binlerce Kilometre Uzaktan, Koşulsuz Sevgi / From a Thousand Miles Away, Unconditional Love adını taşıyan bu koleksiyon, 1950-1953 yılları arasında gerçekleşen Kore Savaşı sırasında Türk askerleri ve Kore halkı arasında kurulan derin bağı onurlandırıyor. Güçlü terzilik detaylarına sahip siluetler, zarif el işçiliği ve feminen dokunuşlarla zenginleşiyor. Nitekim ortaya Seul’ün dinamik enerjisinden ve İstanbul’un eklektik ruhundan ilham alan bir kadın koleksiyonu çıkıyor. Sınırları aşan ve Les Benjamins kadınını özgün bir şekilde yansıtan koleksiyonun detaylarını Les Benjamins Kadın Koleksiyonu Baş Tasarımcısı Lamia Al Otaishan Aydın anlatıyor.

Lamia Al Otaishan Aydın

Les Benjamins’i kadın modasına başarıyla uyarlamak nasıl bir duygu?

Bu her zaman heyecan verici bir yolculuk oldu. Amaç, markanın temel kimliğini korurken kadın giyimi için benzersiz bir ses oluşturmaktı ve böyle olmaya da devam ediyor. Sokak giyimi ile üstün işçiliği dengelemeyi başardık, böylece kadınlar tasarımlar ile kendi tarzlarında bir bağ kurabiliyor.

2025 İlkbahar/Yaz koleksiyonunuzun adı Binlerce Kilometre Uzaktan, Koşulsuz Sevgi. Aynı zamanda kıymetli bir hikayesi var. Bize bahsedebilir misiniz?

2025 İlkbahar/Yaz koleksiyonu Binlerce Kilometre Uzaktan, Koşulsuz Sevgi / From a Thousand Miles Away, Unconditional Love, mesafeler boyunca süregelen duygusal bağlardan ilham alıyor. Özlem, nostalji ve kopmayan derin bağlar gibi temaları keşfediyor.

Bir süredir Asya’yı keşfediyor ve deneyimliyorsunuz. Seul ve Kore, koleksiyona nasıl yön verdi?

Bu koleksiyonu tasarlarken, siluetler, kesimler ve detaylar açısından Seul’e yaptığımız seyahatlerden büyük ölçüde ilham aldık. Kore modası oldukça çeşitli ve özgün. Farklı tarzlara ve stillere sahip birçok kadın gördüm ve bu çeşitlilik, makyaj yapma biçimlerine kadar uzanıyor. Benzerlikler açısından, belirli kadın gruplarının benzer şekilde giyindiğini ve ortak bir stil anlayışına sahip olduğunu söyleyebilirim.

Moda üzerinden Kore ve Türkiye arasındaki duygusal bağa gönderme yapıyorsunuz. Koleksiyonun verdiği en güçlü mesaj sizce nedir?

Bence koleksiyonun başlığı her şeyi anlatıyor. Kore ve Türkiye arasında, yaşlılara duydukları saygıdan birbirleriyle olan etkileşimlerine hatta yemek kültürlerine kadar pek çok kültürel benzerlik var.

Örneğin, Türkiye’nin meze kültürü ile Kore’nin banchan kültürü aslında aynı konsepte dayanıyor. Ayrıca, Seul’ün sokakları da bana İstanbul’u anımsatıyor; kaotik bir bölgeden geçerken hemen ardından sakin bir alana ulaşabiliyorsunuz. Bu koleksiyonun en güçlü mesajı da tam olarak bu. Farklı coğrafyalarda olsak bile kültürel ve duygusal bağlarımız sandığımızdan çok daha güçlü.

2025 İlkbahar/Yaz koleksiyonunuzun kadın bölümü oldukça kapsamlı ve 167 parçadan oluşuyor. Koleksiyonun DNA’sından bahsedebilir misiniz? 

2025 İlkbahar/Yaz koleksiyonunda, kadın giyim koleksiyonunu genişleterek modern sokak giyimi ile üstün işçiliği dengeleyen bir yaklaşım sunduk. Koleksiyon, Les Benjamins’in DNA’sına sadık kalırken askeri üniforma detayları gibi kültürel anlatıları öne çıkarıyor ve bunu feminen ve minimal bir şekilde yorumluyor.

Modern militer estetiği sokak giyimiyle buluşturdunuz ve zarif detaylarla zenginleştirdiniz. Bu dengeyi sağlarken nelere dikkat ettiniz?

Kadın koleksiyonu için dengeyi sağlamak biraz zorlayıcı oldu, çünkü hem hikayeyi anlatmayı hem de Les Benjamins kadın kimliğinin feminen duruşunu korumayı amaçladık. Geleneksel olarak askeri tarza ait olmayan farklı renkler kullandık ve bunu, özgün desenlerimiz, akışkan kumaşlar ve canlı renklerle yeniden yorumladık.

Koleksiyonu hazırlarken sizi heyecanlandıran ve zorlayan süreçler nelerdi?

Bu koleksiyon oldukça maskülen bir tarza sahipti, bu yüzden doğru dengeyi bulmak biraz zorlayıcı oldu. Ancak sonunda başardığımız şey, hikaye anlatımını ön plana çıkarmak ve bu hikayeyi tasarımlar aracılığıyla kıyafetlere aktarmak oldu.

Les Benjamins’in kadın koleksiyonlarında el işçiliği detayları göze çarpıyor. El işçiliğinin bu koleksiyondaki rolünden bahseder misiniz?

El işçiliği, Les Benjamins kadın koleksiyonlarının temel unsurlarından biri ve 2025 İlkbahar/ Yaz koleksiyonunda tasarımlara derinlik ve özgünlük kazandırmada hayati bir rol oynuyor.

Karmaşık nakış işlemleri, özel süslemeler ve geleneksel zanaat tekniklerini modern bir bakış açısıyla birleştirerek kültürel mirası yansıttık. Bu detaylara gösterdiğimiz özen, sadece estetiği güçlendirmekle kalmıyor, aynı zamanda işçiliğe ve moda aracılığıyla hikaye anlatımına olan bağlılığımızı da pekiştiriyor.

Koleksiyonun Kore ve Türkiye’de nasıl bir etki yaratmasını bekliyorsunuz? Kültürel ve duygusal olarak moda sınırlarını aşıp emsal bir örnek olabilir mi?

Elbette, bu koleksiyonun temel amacı, Kore ve Türkiye arasındaki kardeşliğe ve derin bağa ilişkin farkındalığı artırmak.

Son olarak Ortadoğu modasını ve bölgenin kadınlarını desteklediğinizi biliyoruz. Bu konudaki atılımlarınızdan bahseder misiniz?

Bölgemizde müzikten sanata ve modaya kadar inanılmaz yetenekler var. Daha önce bölgemizden pek çok harika kadınla işbirliği yaptık ve bunun en büyük sebebi, onlara yeteneklerini sergileyebilecekleri ve yaratıcılıklarını ifade edebilecekleri bir platform sunmaktı. Birliktelik benim için çok önemli bir faktör ve birbirimizi destekleyip kutlamak, gücümüzün ve birlikte başarabileceklerimizin sınırsız olduğunu gösteriyor.