Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Girlhood akımıyla gelen tüm bu fiyonklar, fırfırlar ve danteller, filozof Alain Badiou’nun teşhisiyle “erken olgunlaşma sıkıntısı”ndan muzdarip günümüz kadını için bir çıkış noktası olabilir mi?
Bembeyaz krem şantiyle kaplı bir pastanın üzerinde, kristal kadehlerin incecik saplarında, süslü bir yılbaşı ağacının tepesinde ve Simone Rocha’nın geride bıraktığımız 2023-24 Sonbahar/Kış sezonu defilesinde göz altlarında, boyunda ve kulak memelerinde... Envaiçeşit boyuttaki fiyonklar, gül aplikeleri, fırfırlar ve danteller, pastel renklerdeki satenler ve tüller bir süredir -eminim sizin de çoktan fark ettiğiniz üzere- her yerdeler. Onlara eşlik eden kabarık kollar, Peter Pan yakalar, okul önlüklerini çağrıştıran kıyafetler ve rugan Mary Jane topuklularla birlikte... Ultra feminen bir görünüm, Simone Rocha, Sandy Liang, Carolina Herrera ve Nina Ricci’nin 2024 İlkbahar/Yaz defilelerinde de ana çerçeveyi çiziyordu ve aslına bakarsanız Simone ve Sandy’nin tüm marka imajları bunun üzerine kurulu. Simone Rocha’nın gördüğüm andan beri aklımdan çıkmayan kalp şeklindeki kutu çantasını ve incilerle dizili sapını, sedefimsi parlak yüzeyini kafamda canlandırırken bu 975 dolarlık çantayı hangi okazyonlarda kaç kere kullanabileceğimi (#girlmath mi dediniz?) ve annemin “yaşına göre giyinme” konusundaki son derece sıkıcı önerilerini düşünüyorum. Yaşa göre giyinmek keskin sınırları olan bir mit ve günümüz koleksiyonları ile #girlhood akımının getirdikleri bu miti kesinlikle yerle bir ediyor. Küçük bir kızken giydiğimiz kırmızı rugan ayakkabıları anımsatan Mary Jane topuklulara yatırım yapıyor, ofisten eve döndüğümüzde buzdolabındaki şarküteri peynirlerle #girldinner hashtag’li TikTok videolarındaki tabaklardan hazırlamaya çalışıyor ve en yumuşak beyaz dantelli külotlu çorabı bulmak için vintage satan e-mağazaları tarıyoruz. Sofistike zevkleri ve maaşı olan küçük kız çocukları gibi olduğumuzu ve bundan da inanılmaz keyif aldığımızı inkar edebilir miyiz? Zihnimde daima 'power suit' giyen o güçlü kadın imajı, şu anda pastel pembe renginde tafta kumaştan bir elbise giyiyor! Peki, bu dönüşümü neye borçluyuz?
Simone Rocha 2024 İlkbahar/Yaz
Filozof Alain Badiou, Gerçek Yaşam, Gençliği Yoldan Çıkarmaya Yönelik Bir Çağrı isimli kitabında kadınlara ve erkeklere dair tespitlerini ayrı ayrı ele alır. Badiou’ya göre günümüzde “Oğlan çocukları kendi içlerinde taşıdıkları asla yetişkin olamama riskiyle karşı karşıyayken, kız çocuklar, aktif olarak olmaları gereken yetişkin kadın haline çoktan dönüşme riskiyle karşı karşıyadır.” Yetişkin erkeklerin “ebedi ergen” kaldığı -bu lükse nail olduğu- günümüz düzeninde “kimseye ihtiyaç duymadan erken olgunlaşarak yetişkin halini almış bir tür kız-kadın” neslinden geliyoruz ve emeğin yeniden üretimi gibi bu kız-kadın neslini yeniden ve yeniden üretiyoruz. Erkenden olgunlaşarak kendi ayakları üzerinde durmayı öğrenen, kendi parasını kazanarak ihtiyaçlarını kimseye gerek kalmadan gideren güçlü kadın imajı, görsel hafızamızda hep maskülen bir şekilde canlanır. Bu kadın koyu renkli power suit’i içinde maskülen bir siluete sahiptir ve hal ve tavırları da bunu destekler niteliktedir. İşte #girlhood akımı bu masküleniteyi alaşağı ediyor ve feminen imaja sahip bir kadının kırılgan, güçsüz olduğu savını çürütüyor. Tory Burch’ün 2024 İlkbahar/Yaz koleksiyonundaki pembe çember elbiseyi açıklarken dediği gibi, “Bu yeni siluet, kadınlara özgürlük duygusu aşılıyor.” En nihayetinde gerçek özgürlüğü, nostaljinin çekiciliğine de karşı koyamayarak, küçük bir kız çocuğu olduğumuz zamanlarda bulabilir miyiz?
The Atlantic’te yardımcı editör olan Isabel Cristo’ya göre evet, bulabiliriz ancak bu çeşit bir özgürlük, aslında kendimiz bile olmadığımız, henüz hayata karşı bakış açımızın oluşmadığı ve pek çok meseleye dair bir fikrimizin olmadığı bir döneme (yani gerçekten çocuk olduğumuz bir döneme) ait bir özgürlük. Isabel, bu dönemin aynı zamanda feminizmin ana çerçevesini oluşturan meselelerden önce gelen bir dönem olduğuna dikkat çekiyor. Yani evlilik, çocuk yetiştirme, kariyer gelişimi, ev işleri, seks ve cinsellik... Tüm bu seçimlerin sonuçlarından arınmış bir zaman olan çocukluğa öykünme, günümüz kadınının düşünce dünyası için alarm verici olabilir mi? Hele de çağdaş feminizmin içinde olduğu çıkmazı düşünürsek...
Neyse ki tüm kadınlar Isabel kadar karamsar değil. Söz konusu makalesinin yayımlandığı The Cut’ın Instagram hesabındaki bir yorum beni umutlandırıyor: “Kadınlar, çoğu zaman elinden hızla alınan kızlık duygusuyla yeniden bağlantı kurmak ve çok yönlü kadınlığı kutlayarak eğlenmek istiyor.” Mükemmel Mary Jane ayakkabıyı hâlâ bulamadım ama biraz daha görsel referans elde etmek ve mood’a girmek için çocukluk albümlerimi karıştırmayı ve bir hafta sonunu Sofia Coppola filmografisini baştan sona izleyerek geçirmeyi düşünüyorum.