Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
İtalyan&Sri-Lankalı moda tasarımcısı, program dışı ilk koleksiyonunun altın orandan nasıl ilham aldığını ve Deliveroo'nun baskı altındayken onu nasıl ayakta tuttuğunu açıklıyor.
Tasarımcı Andrea Brocca, yaratıcı değerleri hakkında “Önceliğim kendi sınırlarımı zorlamak.” diyor. "Normlara meydan okumak ve sanat yaratmak istiyorum." Ve sahip olduğu bu ilkeler, tam olarak program dışı çıkışı olan Equilibrium ile sunduğu şeyleri yansıtıyor. Ancak 25 yaşındaki İtalyan&Sri-Lankalı tasarımcı, bir dizi övgü kazanarak endüstride bu zamana kadar büyük yankı uyandırdığı için ilk büyük çıkışından pek etkilenmedi.
Sadece Lady Gaga ve İngiliz şarkıcı Rina Sawayama gibileri giydirmekle kalmadı, aynı zamanda iki saygın moda kurumuna katıldı: Paris'in École de la Chambre Syndicale de la Couture Parisienne ve Londra'da bulunan Central Saint Martins… 16 yaşında Brocca, ayrıca Guinness Rekorlar Kitabı'nın “en genç modacı” prestijli unvanını aldı. “Yedi yaşımdan beri modayla ilgilenmek istiyordum ve bunu son derece ciddiye aldım.” diyor. "Ünvanı aldığımda, tasarımda standardı yükseltmek için büyük bir sorumluluk hissettim."
İlk koleksiyonu, İtalyan matematikçi Fibonacci'nin doğada sıklıkla görülen ve aynı zamanda "altın oran" olarak da bilinen dizisiyle ilgili logaritmik sarmaldan esinleniyor. Nihai sonuç? Ustaca beceri ve hassasiyetin sanatsal bir görüntüsü. Aynı zamanda malzemeleriyle çevre bilincine de sahip. Brocca, "Her şey ipek hareli, organze ve sürdürülebilir deri gibi kumaşlardan yapıldı." diyor.
Vogue, 5 Temmuz'da Paris'te yaptığı sunumu öncesinde genç tasarımcıyla son koleksiyonunu, bugüne kadarki etkileyici özgeçmişini ve haute couture'un geleceğinin neden demi-couture'da olduğunu konuştu.
Modayla ilgili en eski anınız nedir ve giyime olan ilginiz nasıl başladı?
Annemin kıyafetlerine takıntılıydım ve dolabına bakarak saatler harcardım. Lüks İtalyan stilini ve kalitesini seviyordu, bu yüzden özellikle Gianfranco Ferré'nin özel tasarım parçalarına yatırım yapardı. Bu yüzden onun çalışmalarından çok ilham alıyorum. Sonra yedi yaşımdayken de tarihi giysiler çizmeye kafayı takmıştım.
École de la Chambre Syndicale de la Couture Parisienne ve Central Saint Martins'e katılmak çalışmalarınızı nasıl etkiledi? Ayrıca, eğitiminiz için hangi iş deneyimleri hayati önem taşıyordu?
École de la Chambre Syndicale, bol miktarda beceri ve teknik öğrendiğim yerdi. Oradaki eğitimimi bitirdikten sonra Central Saint Martins'e geçtim; ki inanılmaz derecede iddialı bir kurumdu ve daha çok sosyolojik bir deneyim oldu benim için. Biraz komik bir zaman çizelgem var. 14 yaşındayken, Londra'da Temperley'de çalışmaya başladığımda drape yapmayı öğrendim. 16 yaşımda Dubai'de kendime özel gece kıyafetleri yaptığım yerde kendi markamı ve mağazamı açtım, ama yaratıcı bir şekilde istediğim yere gidemediğim için kapandı. Daha sonra üniversite eğitimim sırasında bol bol Prabal Gurung ve Ellery'de, deri ile çalışmayı ve dış giyim yapmayı öğrendiğim Bottega Veneta'da çalıştım.
Andrea Brocca estetiğini nasıl tanımlarsınız?
Benim estetiğim romantik ve mimari. Tüm ilham kaynaklarım çok kültürlü geçmişimden geliyor: Ortadoğu'da yetiştirilme tarzımın yanı sıra İtalyan ve Sri Lankalı mirasımdan.
Sizi haute couture sanatına yönelten şey nedir?
Couture benim için modadaki en yüksek sanat biçimi ve kendimi giyilebilir sanatlar yaratan biri olarak düşünmeyi seviyorum. Ayrıca kesinlik ve tekniğe de takıntılıyım, bu yüzden doğal olarak her şeyin ustalığına yöneliyorum.
Couture dünyası, sizin gibi genç tasarımcıların sahneye çıkmasıyla değişiyor. Haute couture'un geleceği nedir?
Modada çok fazla seri üretimimiz var ve demi-couture, lüks hazır giyim ve ısmarlama parçalar arasında mükemmel bir denge oluşturuyor. Sürdürülebilir ve gerçekten geleceği temsil ediyor. Ayrıca ticarete aşırıya kaçmadan yaklaşmanın, tasarımcı ve müşteri ilişkilerini sürdürmenin sağlıklı bir yolu.
İlk koleksiyon ve referansları hakkında biraz detay verebilir misiniz?
Lars von Trier'in 2013 yapımı Nymphomaniac filmini izliyordum ve bir sahnede çocukluk anılarını tetikleyen logaritmik sarmalı gördüm. Küçük bir çocukken Fibonacci dizisinden ilham aldım çünkü Orta Doğu'da büyüdükçe matematiğe dayalı birçok Arap sanatı gördüm. Ardından, düz kumaşlardan üç boyutlu bir hacim yaratan, devamında kıvrımlı pilelerle bir teknik geliştirdim. Böylece tüm koleksiyon alt yapılarla sağlamlaştırılan spiral kesime dayanıyor.
Yapılması en zor parça hangisiydi? Bize bunun hazırlık sürecinden de bahsedebilir misiniz?
Soyut bir yapı oluşturmak için kollardan aşağı doğru logaritmik spirali uzattığım deri ceketin en zor parça olduğunu söyleyebilirim. Omuzlardan güçlü bir yapı uygulamak onu süper teknik ve karmaşık bir parça haline getirdi. Kalıbı yaklaşık 15 kez düzeltmem gerekti.
Bu kadar sabır ve hassasiyet gerektiren bir koleksiyon tasarlarken devam etmenizi sağlayan şey neydi?
Dürüstçe söylemem gerekirse yaptığım şeye takıntılıyım, bu yüzden gerçekten her şey tamamen yaratımlarım ve onun süreciyle ilgili. Bunu seviyorum. Mesela bu koleksiyonu yaparken biriyle çıkmaya çalıştım ve tabii ki gerçekleşmedi.
Modaya girmeye çalışan diğer genç tasarımcılara tavsiyeleriniz var mı?
Kendinize meydan okuyun, kişisel teknikler geliştirin ve nihayetinde zanaatınızda ustalaşmak için elinizden geleni yapın. Henüz tam olarak oraya ulaştığımı sanmıyorum, ama saplantılı bir şekilde bunun üzerinde çalışıyorum!