Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Couture çizgisi ve zarif tasarımlarıyla moda dünyasının en kıymetli isimlerinden biri olan Oscar de la Renta’yı ölümünün 7’inci yılında yeniden anıyoruz.
Fotoğraf: Duane Michals, Vogue, 1976 Eylül
İnce tüller, romantik geçişler ve abartıdan uzak bir gösteriş... Oscar de la Renta kendine has çizgisiyle moda dünyasının rafine yanını temsil eden isimlerden biriydi. Hafızalarda yer eden pek çok gelinlik ve kırmızı halıda ışıkları üzerine çeviren sayısız elbise onun imzasını taşıyordu. Dominik’li tasarımcı henüz kendi yolculuğuna başlamadan İspanya’da Cristóbal Balenciaga, Paris’teyse Antonio del Castillo’yla çalışma fırsatı yakalamıştı.
İlk tam zamanlı işiniyse 1960 yılında bir başka köklü marka olan Lanvin’de couture asistanı olarak yaptı. 1965 yılında ilk koleksiyonunu sunan de la Renta, gelinlik, parfüm ve dekorasyon olmak üzere farklı alanlarda başarı yelpazesini genişletti. Asil ve zarif vizyonuyla kısa sürede tanınarak geçmişte Jacqueline Kennedy, güncel dönemdeyse Gisele Bundchen, Anne Hathaway ve Liv Tyler gibi ünlülerin favori tasarımcısı oldu. 2014 yılının Ekim ayında aramızdan ayrılan Oscar de la Renta’yı bilinmeyen yönleriyle yeniden hatırlıyoruz.
Fotoğraf: Steven Meisel, Vogue, 2005 Temmuz
Oscar de la Renta soyut çalışmalar yapan bir ressam olmak istiyordu.
Henüz 19 yaşındayken sanata olan tutkusu ağır bastı ve Madrid’de bulunan The Academy of San Fernando’da okumak için evini terk etti.
Domino oynamayı çok seviyordu.
Anna Wintour bir röportajda tasarımcı hakkında şu bilgiyi vermişti; “Dışarıdan bakıldığında fazla ciddi bir adam gibi görünse de mutfaktaki şefiyle domino oynamak en keyif aldığı aktivitelerden biriydi.”
Fotoğraf: David Sims, Vogue, 2006 Temmuz
Kendisi albümü olan bir şarkıcıydı.
1996’da Oscar de la Renta Recordando Amores Imposible adında İspanyol aşk şarkılarından oluşan bir albüm çıkarttı.
Tam bir yardımseverdi.
Köklerine son derece bağlı olan tasarımcı doğduğu yerde Casa del Niño adında bir yetimhane açtı. Ayrıca kanser araştırmaları için de bağışta bulunmaya devam ediyordu.
Doğa onun için çok önemliydi.
Ünlü tasarımcının Punta Cana’da bulunan evinde oldukça emek harcadığı ve vakit geçirdiği bir bahçesi vardı. Hayatında ve tasarımlarında sık sık doğadan ilham alan de la Renta şu sözleri söylemişti; “Yaşadığınız her günün kıymetini bilin. Hayat bahçe gibidir, güzel çiçeklerin büyümesi için önce tohum ekmeye zaman ayırmalısınız.”
Fotoğraf: Steven Meisel, Vogue, 2011 Aralık