Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
İtalyan sanatçı Maurizio Cattelan'ın Alessandro Michele'nin romantik düşlerini gerçeğin içerisinde geçen bir rüyaya dönüştürdüğü 'The Artist is Present' sergisi 10 Ekim'de Çin'de.
Fotoğraf: Instagram/@gucci
Devasa tabloların, Antik Roma heykellerinin, zombi elleri ve kalpleri taşıyan altın röliklerin, çiçek açan halıların, duvar kağıtlarının, bebek ejderhaların ve bilinmeyen yaratıkların bir araya geldiği bir rüyada bahsediyoruz. Düşün sahibiyseGucci’nin kreatif direktörü Alessandro Michele. Sonbahar/Kış 2018-19 koleksiyonunu etkisi altına alan bu düş, global sanat sahnesine de ilham veriyor.
Fotoğraf: Instagram/@gucci
Satirik heykelleriyle tanınan İtalyan sanatçı Maurizio Cattelan, Michele'nin düşlerini gerçeğin içerisinde geçen bir rüyaya taşıyor. Bu sefer mekan Michele'nin eşsiz zihni değil, Çin'in en büyük metropollerinden biri olan Şanghay. 10 Ekim'de kapılarını açacak 'The Artist is Present' isimli sergide "Rüya dediğiniz realitein kopyası değil midir zaten?" sorusunu yönelten Cattelan, yaratıcılığa global bir bakış açısıyla yaklaşıyor.
The Artist is Present, bu global yaratıcılığın görsel ve dijital yansıması. 5 dakikalık bir kısa filmle verilmeye çalışılan mesaj tam olarak şu: Yaratıcılık yapıbozumundan beslenir. Yaratmak için önce bozmak gerekir!
Alessandro Michele'nin Gucci'de gerçekleştirdiği devrimlerin bu kadar etkili ve başarılı olmasının en büyük nedeni, 10 yılı aşkın Gucci tecrübesi. Yıllar önce asistan tasarımcı olarak Gucci ailesine dahil olan Michele, son yıllarda özellikle aksesuar tasarımı konusunda uzmanlaştı. Markanın DNA'sını ezbere bilen kreatif direktör, Gucci'nin Tom Ford döneminde de oradaydı.
Alessandro Michele 1972 doğumlu ve Romalı. Bu yüzden tasarımlarıyla bi nevi 'Rönesans' yaratması, doğduğu topkraklarla doğrudan ilişkili.
Alessandro Michele'nin evini ziyaret eden herkes, bir müzeye girmiş kadar oluyor. Sanat ve antika tutkusuyla birleştirdiği objeleri, resimleri kendine has bir dekor anlayışıyla yorumlayan Michele'nin evi, Rönesans zamanından kalmış gibi.
Alessandro Michele'nin en sevdiği renklerden biri ise pembe. Pembe rengi, onu hem koleksiyonlarına, hem de kendi aksesuarlarına çokça yansıyor.
Michele, modaya ilgi duyduğu ilk zamanlarda, eğitimine Accademia di Costume e di Moda'da kostüm tasarımcısı olarak başlamış. Bu eğitim onun tasarım duygusunu ve zekasını hala etkiliyor. "Tasarım yaparken trendden önce bir karakter hayal ediyorum." diyor Michele.