Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Kendine has tarzı ve sanatsal yaklaşımıyla en iyi süper modellerden biri olan Stella Tenannt’ı adına yakışır bir şekilde yıldızlaştığı Vogue fotoğraflarıyla anıyoruz.
Fotoğraf: Steven Meisel, Vogue, Mayıs 2011
Ünlü model Stella Tennant’ın 50. Yaş gününü kutladıktan kısa bir süre sonra gelen vefat haberi moda dünyasında derin bir üzüntü yarattı. 11.Devonshire Dükü’nün torunu olan Tennant’ın sahip olduğu asil duruş, onun grunge stiliyle benzersiz bir şekilde uyumlanarak kendi sektörünün en başarılı süper modellerinden biri haline getirdi. En gösterişli çekimlerden en avant- garde defilelere kadar Stella, dahil olduğu her konsept ve her kıyafeti yükselten özel bir isimdi.
Steven Meisel, Craig McDean, Arthur Elgort ve Irving Penn gibi pek çok fotoğrafçının hikâyelerine de ilham kaynağı olan Stella Tennant’ın Winchester Sanat Okulu’nda heykel öğrencisi olması da onun modellik kariyerine daha sanatsal bir açıdan yaklaşmasını sağladı. Bu yüzden de her zaman daha farklı ve sınırları zorlayan çekimlerde yer almayı tercih etti.
Vogue Amerika’nın üç kez kapak yıldızı olan Tennant,, fotoğraf karelerinde sofistike bir feminenliği yansıtırken, minimalist kesimler adeta onun için yaratılmıştı. Ancak süper modelin en akılda kalıcı fotoğrafları, tıpkı Arthur Elgort tarafından çekilen, ofis kıyafetleriyle havuza atladığı ân’ı ölümsüzleştiren aykırı kareler oluyordu.
Ancak Stella Tennant sadece görünüşten ibaret olan bir model değildi. İşine duyduğu sevgi ve profesyonel tavrı ona uzun yıllar süren iş birliklerinin kapılarını açtığı gibi fotoğrafçılar, editörler ve tasarımcılar ona saygı duymanın ötesinde aynı zamanda karakter özelliklerinden dolayı oldukça değer veriyorlardı. Tıpkı Donatella Versace’nin dediği gibi “Stella güçlü, zeki, kendi görüşü olan ve işine adanmış bir modeldi. Bu yüzden onun Vogue’daki fotoğraflarına baktığınız zaman hiç kimsenin onun yerini dolduramadığını ve asla dolduramayacağını anlıyorsunuz.”