Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Emilio Pucci'nin özel müzesi, tarihi markanın modern dünyayla bağlarını ne kadar sıkı tuttuğuna dair yaratıcı bir deneyim vadediyor.
Toskana'daki Pucci villasında, Laudomia Pucci'yle rengarenk koltuklarla dekore edilmiş beyaz duvarlı binayı gezerken, "Burası eskiden atlarımın ahırıydı ve şurası da garajdı!" diye heyecanla anlatıyor.
Pucci aile villasında bir oturma köşesi.
Fotoğraf: Pucci
Koltuklardan birine kendimi atıyorum, üzerinde ünlü "Emilio" logosunu göremiyorum ama bu koltuğun, 1947 yılında Emilio Pucci tarafından kurulmuş ve 1950'lerde jet sosyetenin yükselişiyle uluslararası ün kazanmış markaya ait olduğu her halinden belli.
1947 yılında Pucci'yi kuran İtalyan aristokrat Don Emilio Pucci.
Fotoğraf: @SuzyMenkesVogue
Toskana manzarasında yerini bulmuş ve kuşaklar boyunca Pucci ailesinin kır evi olarak kullanılmış The Villa di Granaiolo şimdi özel bir müzeye dönüştürülmüş.
Toskana'da, Pucci ailesinin arazisindeki The Villa di Grenaiolo.
Fotoğraf: @SuzyMenkesVogue
Her ne kadar tarihi desen tasarımları, tasarımcının fotoğrafları ve Duomo Katedrali'nin çatısında çekilmiş modellerin fotoğrafları gibi geçmişten izler görebilsek de, bu müze ağır bir tarih dersi gibi değil.
1977 yılından Duomo Katedrali'nin çatısında çekilmiş modellerin fotoğrafı, modaevinin altın çağını özetler nitelikte.
Fotoğraf: @SuzyMenkesVogue
Şu an modaevinin bayrağını devam ettiren Emilio'nun kızı Laudomia, "Bütün bu arşive sahiptik ama onu henüz faydalı bir şekilde hiç kullanmamıştık. O yüzden, bu arşivin hepsini bir araya getirip farklı bölümlere ayırarak bu müzeyi hazırladık," diyor.
"Elements" sergisinden bir enstalasyon.
Fotoğraf: Pucci
"Önceliğim bunu en düzgün şekilde yapmaktı ama sıkıcı bir şekilde değil, eğlenceli bir yolla," diyor Laudomia.
Vintage Pucci erkek giyiminden harika örnekler.
Fotoğraf: @SuzyMenkesVogue
Sıkıcı mı? Bu desen yağmuru nasıl sıkıcı olabilir ki? Markanın şu anki Kreatif Direktörü Massimo Giorgetti'yi ve marka 2000 yılında LVMH tarafından satın alındığından beri Pucci'de kreatif direktörlük yapmış Christian Lacroix, Matthew Williams ve Peter Dundas gibi isimleri de hesaba katarsak bu sergiden sıkıcılık değil, renk ve ışık bekleyebiliriz ancak.
Pucci Kreatif Direktörü Massimo Giorgetti, üzerinde bir Pucci şalıyla.
Fotoğraf: @SuzyMenkesVogue
Ama Laudomia, arşivleri dijitalleştirip özel bir müze yaratmaktan çok daha fazlasını düşünmüş. Pucci'nin yeni yetişen yetenekler için bir merkez haline gelmesini istemiş. Londra'daki Central Saint Martins'ten ve Floransa'daki Polimoda'dan öğrencilerin 5 günlük konaklamalı bir ziyaret gerçekleştirebilmeleri için kolları sıvamış. Bu öğrenciler, önce Florentine stüdyosu tarafından bilgilendirildikten sonra Granaiolo'ya geçerek yaratıcılıklarını besleyebiliyorlar.
Pucci'nin konaklamalı öğrenci programı için gelen öğrenciler, Massimo Giorgetti'yle bir atölye gerçekleştiriyorlar.
Fotoğraf: Pucci
Laudomia, "Kendi kendime 'Bu mekanı nasıl yaşatabilirim?' diye sordum. Arşivin ve müzenin akşam olunca kapanmasını, öylece capcansız beklemesini istemiyordum. Central Saint Martins'ten geçen sene kaybettiğimiz Louise Wilson'la irtibata geçtim ve moda küratörü Maria Luisa Frisa'dan sergi üzerine beraber çalışmayı rica ettim," dedi.
Pucci aile villasında gösterilen "Elements" sergisinden bir enstalasyon.
Fotoğraf: @SuzyMenkesVogue
Bu senenin sergisi "Elements", aslında LVMH'nin herkese açık olarak düzenlediği "Les Journées Particulières" etkinliklerinin bir parçası. Bu etkinliklerde, ziyaretçilerin farklı disiplinleri bir arada görerek anlayabilmeleri ve modanın arka planındaki, normalde hiç gösterilmeyen yaratıcı emekler ve detaylar üzerine daha fazla bilgi sahibi olmaları amaçlanıyor.
Emilio Pucci'nin 1950'de ipek eşarpları bir araya getirerek oluşturduğu "üçgen bluz".
Fotoğraf: @SuzyMenkesVogue
Laudomia, Emilio Pucci'nin 1950'de tasarladığı üçgen bluzu oluşturan desenli eşarpların, çağdaş bir biçimde tekrar yorumlanması gerektiğini düşünüyor. Emilio'nun ilk kez geometriyi kullanması, Duomo Katedrali'nin çatısındaki çiçek dürbününü andıran desenlerden ilham aldığı eşarpları tasarlarken gerçekleşmişti.
Emilio Pucci'nin Floransa'daki Duomo Katedrali'nde bulunan geometrik desenlere dair soyut bir çalışması.
Fotoğraf: @SuzyMenkesVogue
Bu yüzden, aynı konsept bu sefer 2016 eşarplarına uygulanmış ve ortaya modern bir görünüm çıkmış. Bunlar sadece öğrencilerin garip fikirlerinden yola çıkılarak yapılmıyor. Bu fikrin destekçileri arasında Yoox'un ve Net-a-Porter'ın CEO'su Federico Marchetti de var.
Pucci CEO'su Mauro Grimaldi, solda, Laudomia Pucci ve Pucci'nin Kreatif Direktörü Massimo Giorgetti'yle beraber.
Fotoğraf: Pucci
Maria Luisa Frisa, küratöryel zekasını kullanarak bu eski binayı başarılı bir şekilde bölümlere ayırmış. Pucci'nin şu anki sergisi 3 ayrı bölümde sergileniyor. İlk bölüm "Forms" (Formlar) olarak adlandırılmış. Bu bölümde iki boyutlu tasarımların nasıl gerçekliğe dönüştüğü gösteriliyor. Sergi boyunca, kıyafetlerin yanındaki tarihler hep şaşırtıyor. Örneğin, bir üst ve Aztek desenlerine sahip şortun 1952 tasarımı olduğuna inanamıyorsunuz.
Emilio Pucci'nin 1952 tasarımı Aztek desenli şort takımı. Bu takımın tasarlandığı tarih, modayla spor giyim buluşmasının yeni yeni başladığı dönemlere denk geliyor.
Fotoğraf: @SuzyMenkesVogue
"Bu sergide, oyuncak mağazasına girmiş bir çocuk gibi hissediyorum kendimi," diyor Massimo Giorgetti, "Örneğin dün desenler üzerine çalıştık ve harikulade etnik desenlere denk geldim."
İçgüdüleri güçlü olan birçok tasarımcıda gördüğüm gibi, tasarımlar hep kendi dönemlerinin ilerisinde. 1960'larda tasarlanmış çizmeler, bugün bile giyilebilirler.
Sportif, ipekten bir Pucci parkası, 1950.
Fotoğraf: @SuzyMenkesVogue
Pamuk ve kadife plaj pelerinleri, eskiden ahır olan bu mekanın ahşap tavanlarına doğru yükseltilerek sergilenmiş. Bunlardan biri 1968'de Emilio Pucci tarafından, öteki de 2004'te Lacroix tarafından tasarlanmış. Üzerinde burç simgelerinin olduğu elbiseyi ise Laudomia, babasının öldüğü sene tasarlamış.
Pamuk ve kadife plaj pelerinleri, 1968 Emilio Pucci tasarımı (solda) ve 2004 Lacroix tasarımı.
Fotoğraf: Pucci
Emilio Pucci'nin kızı Laudomia tarafından tasarlanan "Burç" elbisesi.
Fotoğraf: @SuzyMenkesVogue
Küratör Maria Luisa Frisa'nın, Emilio Pucci'nin ve diğer Pucci tasarımcılarının tasarımlarını harmanlayarak sergilemesi hoşuma gitti. Küratör aynı zamanda Pucci'nin sadece ipek kumaşlardan ve canlı desenlerden ibaret olmadığını de oluşturduğu birçok farklı bölümle kanıtladı. Laudomia, farklı dönemlerden ve tasarımcılardan tasarımların bir araya getirilmesinin sebebinin benzerlikleri göstermek olduğunu belirtiyor.
Pucci'nin çekici arşivine bir bakış...
Fotoğraf: Pucci
Kıyafetlerin yanı sıra, couture ihtişamını gözler önüne seren birçok fotoğraf da sergiye eşlik ediyor. Bir yandan tarih sergilenirken, öbür yandan o tarihi modern zamana taşımanın yolları bulunmuş. Örneğin, Pauline Saglio'nun "Interactive Scarves" olarak adlandırdığı, ışık ve sesle zenginleştirilmiş bir Emilio eşarbı enstalasyonunu da bu sergide görmek mümkün.
Pucci'nin 1977'de tasarladığı Palazzo pijama pantolonları, arkaplanda yine Floransa'daki Duomo Katedrali bulunuyor.
Fotoğraf: @SuzyMenkesVogue
Müze, şu an özel bir müze olabilir ama ardında yatan konsept, özellikle de her bölümde bulunan ve ziyaretçilerin şekilleri, materyalleri ve desenleri incelemesini sağlayan telefon uygulamaları, modern dünyayla uyum içinde.
Tıpkı Emilio Pucci'nin kendisi gibi.