Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Karl Lagerfeld, tasarımda olduğu kadar dijital dünyaya uyum sağlamakta da usta.
Fotoğraf: Indigital
Hayallerinizdeki defileyi sorsalar... Herhalde ön sıradaki herkes altın varaklı sandalyelerde oturuyor olurdu; mankenlerin giydiği bütün ayakkabılar rahatlıkla görülüyor olurdu; pembe tüvitten mavi kota kadar bütün kumaşlar size istediğiniz an dokunabileceğiniz yakınlıkta olurdu ve böylece mankenlerin boyunlarındaki büyük parlak incileri de yakından tek tek sayabilirdiniz.
İşte Karl Lagerfeld, Chanel defilesinde bu hayali gerçek kılmış. Güneşin cam kubbeden içeri dolduğu Grand Palais'te boylu boyunca uzayıp giden tek sıralı bir oturma düzeni oluşturmuş.
Fotoğraf: Indigital
Karl, "Bu defilede herkes ön sıraya layık ve koleksiyon, günlük hayata dair," dedi. Bunu derken, istendiğinde fermuarla açılıp dekolteli hale getirilebilen diz boyu eteklere gönderme yapıyordu. Bu etekleri, günlük hayatta her kadın nasıl tercih ediyorsa öyle giyebilirdi. Günlerden, Dünya Emekçi Kadınlar Günü'ydü ve Karl bu güne dair güçlü bir mesaj veriyordu.
Fotoğraf: Indigital
Fakat defilenin en önemli noktası, düz ayakkabıların eşlik ettiği sportif ve modern kıyafetler değildi. Detaylı Chanel haute couture işçiliğine rağmen defilenin gayet dengeli olması da değildi. En can alıcı nokta, modanın artık sadece elitler için olmadığı mesajıydı. Artık moda, sosyal medyanın yön verdiği dünyaya açılmış durumda.
Fotoğraf: Indigital
Defile, Pharell Williams'tan Asyalı müşterilere, Anna Wintour'ı fotoğraflayan blogger'lardan Ines de la Fressange'a ve onun televizyon ekibine kadar ve hatta tüylü köpeğiyle uyumlu tüylü çantasıyla oturan o kadına kadar herkes için mükemmel Instagram fotoğrafları çekebilecekleri bir pozisyon sunuyordu. Herkese eşit instagramlama hakkı...
Fotoğraf: Indigital
Ben de bir Instagram kullanıcısıyım, o yüzden anında fotoğraflayıp paylaşma olanağının yarattığı değişimlere karşı duyarlıyım. Bazen kendimi mankenin üzerindeki detaylara mı dikkat etsem yoksa diğer mankene geçmeden önce telefonumla hemen fotoğrafını mı çeksem diye ikilemde kalırken bulabiliyorum. Oradaki gerçekten de bej bir Chanel yağmurluğu muydu? Gerçi dün, moda haftası başladığından beri Paris'teki tek yağmursuz gündü ama ne kadar şık ve modern bir yağmurluktu...
Fotoğraf: Indigital
Ve daha da önemlisi, defile fotoğraflarının son manken de podyumdan geçtikten yarım saat sonra hızlıca dünyaya yayılabildiği bu zamanda, kendi bakış açımı, kendi gözlerimle sunduğum vizyonumu nasıl koruyabilirim?
İşte ben Chanel 2016-17 Sonbahar/Kış koleksiyonunu böyle yorumluyorum: Karl, kendi baştan çıkarıcı, norm-core şık defilesiyle Coco'nun stilini bir kez daha güncel ve modern dünyaya taşıyabilmişti. Kapitone ceketin deriye uyarlanması, bir omuzdan düşürülen büyük sweatshirt'ler, perçinli kazaklar, dijital gül desenleri olan geniş pantolonlar, Chanel giyinmenin pragmatik bir yolunu mümkün kılmış. Aşırı pahalı gözüken hiçbir şey yoktu, görkemli olması beklenen gece elbiseleri bile sadece siyah-beyaz renklerdeydi.
Fotoğraf: Indigital
Sonra bir de Matmazel Chanel'in damgası haline gelmiş inciler vardı... Karl, büyük ışıltılı krem rengi incileri, tüvitten küçük siyah elbiseye, kolyeden şapkaya dek her şeye iliştirmişti. Çok havalıydı. Çok Coco'ydu. Instagram için çok çok uygundu. Karl ustalığını bir kere daha kanıtladı.