Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Londra Erkek Moda Haftası, genç tasarımcıların yükselen sesiyle artık modaya dair yeni cümlelerin herkes tarafından kurulabileceğini ve duyulabileceğini kanıtlıyor.
Yüksek modanın en haylaz, isyankar, devrimci ve protest ruhları Londra’dan çıkıyor. Alessandro Michele’nin Londra’ya taşıdığı Gucci Cruise 2017 koleksiyonunda bile yüksek dozda punk ve Viktoryen esintisi hissettiysek, bu şehrin karanlık ve bir o kadar da yenileyici referans noktaları tartışılmaz. Londra, üreten herkese yeni şeyler söylemeyi aşılıyor. Londra Erkek Moda Haftası’nda gördüğümüz tablo, kıyafetlerin değil özgün fikirlerin, özgür düşüncelerin ve en önemlisi bağımsız kimliklerin giyilebilir bir söyleme dönüşebileceğini kanıtlıyor. Özellikle British Fashion Council (İngiliz Moda Konseyi) tarafından desteklenen genç tasarımcıların genelgeçer güzellik algısına baş kadırışları kayda değer. İlhamını çoğunluktan değil azınlıktan alan genç tasarımcıların moda dünyasına kattıkları en önemli lezzet çok seslilik.
Geçtiğimiz aylarda Parsons School of Design’a konuşmacı olarak katılan Alber Elbaz, tasarlamak için hayal kurmanın öneminden bahsetmişti. Yaratıcılık, rakamlarla, siparişlerle, trendlerle beslenen bir süreç değil. Yaratıcılık, rüyalarla, kurulan düşlerle ve anlatılan hikayelerle gelişen hayal gücünün ürünü. Londra merkezli genç tasarımcıların formülü tam da bu: yeni hikayeler anlatmak. Londra Erkek Moda Haftası'nın bu sezon bizlere nasıl bir hikaye anlattığını gelin bir de yaratıcılarından dinleyelim.
Charles Jeffrey, Londra'nın genç yeteneklerinden. Egzantrik tasarım diliyle Londra Erkek Moda Haftası'nın ilk gününde çarpıcı bir açılış yapan Jeffrey bakın Londra hakkında neler diyor: "Bu şehir karakterlerin merkezi. Özgürlüğün ve farkındalığın vatanı Londra. Dünyaya Jonny Rotten, Oscar Wilde, Quentin Crisp, Freddie Mercury gibi özgür ruhları kazandıran bir şehir. Londra'nın stilini kanıtlamaya ihtiyacı yok. Nedeni ise gayet açık ve net. Bu şehrin sıkışmış kalıpları, kısıtlayan sınırları yok."
Craig Green, bu yıl BFC/GQ Designer Menswear Fund'ı kazanan ismi. Otantik üniformarlarıyla erkek giyimini başka bir boyuta taşıyan tasarımcı Londra'yı şu sözlerle anlatıyor: "Hayatımın büyük bir kısmı Londra'da geçti. Bu şehir bana kim olduğumu hatırlatıyor. Karışık enerjisi, geleceğe odaklı akışı ve doğal tezatlığı direkt olarak tasarımlarıma da yansıyor."
Londra'nın kabalalıktan uzak köşelerinde, kendine yeni bir kanal açan punk kültürü ortaya çıkalı tam 40 yıl oldu. Punk'ın 40. yılı Londra Moda Haftası'nda, Paul Smith önderliğinden başka bir isimle ya da farklı bir yerde kutlanamazdı. Punk kültürü, Londra'da hayalleri besleyen önemli bir alt kaynak. Derek Ridgers'ın fotoğraf sergisiyle kutlanan punk, belki de Londra'da duymaya alışkın olmadığımız hikayelerin anlatılmasının başlangıç sebebi.
Bobby Abley, Londra modasını renkli bir oyun parkına dönüştüren genç tasarımcılardan. Geçtiğimiz sezon Brezilya'nın karneval ruhunu Londra'nın gri bulutlarına armağan eden Abley, bu sezon ilham perilerini Alaaddin'in Sihirli Lambası'ndan çıkardı. Bobby Abley'ye göre Londra, değişim demek. Geleceğe geçmişiyle bu kadar yakın duran bir şehirde üretmenin zenginliğinin altını çizen tasarımcı, Londra'nın bir parçası olmaktan son derece mutlu.
İlkbahar/Yaz 2017 koleksiyonunu sunan Topman Design, İngiliz erkek modasını global sahnede temsil eden en büyük markalardan biri. Topman Design, tıpkı genç tasarımcılar gibi klasik çizgilerin yerine Londra'nın alt kimliğini öne taşıyor. İngiliz modasının sürekli kendini yenileyen dilini, köklü markaların da konuşuyor olması bu şehrin özgürlük koktuğunun kanıtı değil mi?