Kültür-Sanat Gurularından Enerjinizi Yükseltecek Tavsiyeler: Efruz Çakırkaya

Fotoğraf: Miguel Reveriego, Moda editörü: Konca Aykan

Günlerimiz, cevabı olmayan sorularla birlikte akıyor. Bahar ve yaz aylarında gitmeyi planladığımız festivaller, etkinlikler ve konserler birer birer iptal oluyor. Fakat her şeye rağmen bizi hareketlendiren müzikler, günün en beklenmedik anlarında içimizde sesini yükseltiyor, en sevdiğimiz sanatçıların o unutamadığımız konser sahneleri zihnimizde birden yüzeye çıkıp sisleri dağıtıyor, görüşümüzü netleştirip hayat motivasyonumuzu artırıyor.

Vogue Türkiye moda koordinatörüMerve Bayram, işte bu iyi hissetme halini sürdürecek serotonin artıran öneriler için işi bilenlere başvurdu. Bu yazı dizisinde, kültür-sanat ve eğlence sektörlerine yön verenlerin evde neler dinlediklerini, neler izleyip okuduklarını ve bu süreçte neler hissettiklerini bulacaksınız.

Efruz Çakırkaya, İstanbul Müzik Festivali direktörü

Neler dinliyorsunuz?

Evden çalıştığımız bu günlerde uyandığım andan itibaren özellikle iki Fransız radyosu hep açık oluyor; eklektik bir içerik sunan FIP ve Radio Classique. Son birkaç gündür ise güne başlarken bu yıl festivalde de konuk edeceğimiz İzlandalı piyanist Víkingur Ólafsson’un geçen hafta piyasaya çıkan Debussy – Rameau albümünü dinliyorum. 

Hangi ruh halinde olursam olayım beni her zaman yukarı çeken J.S. Bach ve Arvo Pärt sıklıkla dinlediğim besteciler. Klasik müzik dünyasının birçok yıldız ismi, bu yıl 250. doğum gününü kutladığımız besteci Beethoven’ın eserlerini seslendirdikleri yeni kayıtlar yaptılar. Bariton Matthias Göerne ve Polonya asıllı genç piyanist Jan Lisiecki’nin Beethoven repertuvarı kaydı ile Fransız müzisyenler Renaud Capuçon, Gautier Capuçon ve Frank Braley’nin birlikte seslendirdiği Beethoven’ın piyano üçlüleri Hayalet ve Arşidük kayıtları da bu aralar dinlediklerim arasında.

The Two Popes

Neler izliyorsunuz?

En son izlediğim iki film Parazit ve The Two Popes oldu. Netflix’te ise Dünyanın En Sıra Dışı Evleri, Gezegenimiz, Explained, The Goop Lab, Bebekler ve II. Dünya Savaşı’nın En Önemli Olayları serilerini izliyorum.

Gelen İyiliğin Habercisi

Neler okuyorsunuz?

İstanbul Müzik Festivali’nin programını 2011 yılından bu yana bir tema etrafında kurguluyoruz. Festival programını geniş bir artistik çerçevede zenginleştirmemize olanak sağlıyor bu. Ben de bu anlamda, önümüzdeki yılların festival temaları ve festival programına dahil edeceğimiz özel içeriklerle alakalı bazı okumalar yapıyorum. Bunların arasında Thomas de Hartmann ile 200’e yakın eser bestelemiş olan Ermeni-Yunan asıllı Gürcü filozof ve besteci G. I. Gurdjieff’in Gelen İyiliğin Habercisi, Yaşar Kemal’in Binboğalar Efsanesi ile enerji, çevre, teknoloji, popülasyon ve kamu politikaları üzerine birçok makale ve kitabı olan Çek asıllı Kanadalı bilim insanı Vaclav Smil’in Energy and Civilization: A History kitabını sayabilirim.

Son yıllarda Türkiye’de izlediğiniz, sizi en çok heyecanlandıran konser hangisiydi? 

Geçtiğimiz yıl festival programımızda yer alan, Berlin Radyo Korosu’nun yepyeni bir sahne düzeniyle kurguladığı Brahms’ın Alman Requiem’inin sahne uyarlaması Human Requiem konserini düşündüğümde hâlâ tüylerim diken diken oluyor. Koronun izleyicilerin arasına karıştığı ve sahne üzerinde onlarla birlikte hareket ettiği; müziğin ve insan sesinin iliklerinize kadar işlediği performans, hayatım boyunca unutamayacağım konserler arasında.

Bu aralar herkesin yolu sık sık mutfağa düşüyor. Sizin de mutfağa girip denediğiniz tarifler oldu mu?

Evde geçirdiğimiz bu dönemde herkes gibi ben de bol bol yemek yapıyorum. Denediğim son tarifler, balkabağı çorbası ile kararmış muzları değerlendirmek için yaptığım muzlu ekmek.

Evde kalma sürecinde hayata dair ne gibi çıkarımlarınız oldu?

Hayatı, insanlığı ve geleceğimizi sıkça sorguladığımız günler yaşıyoruz. Şapkamızı önümüze koyup gelecek için neyi değiştirmeliyiz, neyi daha iyi yapmalıyız diye hepimiz düşünmeliyiz. Özellikle tüm bu yaşananlarda büyük payı olduğuna inandığım iklim krizinin önüne geçmek, çevre bilincini artırmak için hepimizin yapması gerekenler var. Örneğin çok da gerekli olmayan birçok kişisel tüketimi azaltmak, aldığım önemli kararlardan biri. Yaşadığım çeşitli rahatsızlıklar nedeniyle değiştirdiğim beslenme alışkanlıklarıma, beden ve ruh sağlığım için uyguladığım yoga ve meditasyon gibi pratiklerime daha büyük bir disiplinle devam edeceğim. Ve elbette, bir süredir sadece bilgisayar ve telefon ekranlarından görebildiğim ailem ve dostlarıma tüm bu zor günler geçtikten sonra daha sıkı sarılacağım.