Flaş Işıklarından Uzak: Kris Jenner'ın Kişisel Cenneti

Kris Jenner’ın Los Angeles, Hidden Hills’te konumlanan evinin oturma odasında, özel yapım bronz şömine.

Televizyonda gördüğünüz her şeye inanmayın. Kris Jenner’ın 2007’den beri devam eden, zamanın ruhunu yansıtan Keeping Up With The Kardashians dizisinde Le Corbusier ile Le Courvoisier’ı karıştırması gibi komik durumların gerçek olmadığını bilin örneğin. Momager yani “anne-menajer” kavramının yaratıcısı Jenner, Corbu’nun kim olduğunu pekala biliyor. Zira devasa, şık giyinme odasının orta yerinde onun Pierre Jeanneret ile ortak tasarladığı bir sandalye duruyor. Jenner, burada oturup renk seçenekleriyle çiçek dürbününden bakıyormuşsunuz gibi görünen onca ayakkabı ve çanta arasından o gün kullanacaklarını seçiyor.

İkonik sandalye, Jenner’ın Los Angeles, Hidden Hills’ta yer alan yeni evindeki, milyonlarca hayranını hayrete düşürecek tek öğe değil elbette. İç mimar Waldo Fernandez ile anne-oğul tasarımcı ikili Kathleen ve Tommy Clements ortaklığıyla dekore edilen alçakgönüllü ev, 20. yüzyıl dekoratif sanat tanrılarının imzalarını taşıyan parçalarla dolu: Charlotte Perriand, Jean Prouve, Jean Royere, Pierre Guariche, Aldo Tura, Paolo Bua ve Oscar Niemeyer... Şöhretli annenin yeni yuvası, Keeping Up With The Kardashians dizisine set olarak kullanılan evinden hayli farklı.

Jenner, dekorasyon konusundaki ilk tecrübelerini anımsayarak gülüyor: “Hayatım boyunca ev kurdum, eşya koleksiyonu yaptım; farklı stillerde birçok evim oldu. 80’lerde yatak odam, bir lavanta rengi basma kumaş üreticisinin deposu gibiydi. Robert Kardashian, (o zamanki eşi ve çocukları Kourtney, Kim, Khloe ile Robin’ın babaları) bana hep destekti.”

“Evi ilk gördüğümde, içinde dolaşırken gözyaşlarımı tutamadım. Her köşesi bana büyük haz veriyor. Her yerde bir başka güzellik, bir başka tatla karşılaşıyorsunuz. Her gün evime dönmek için sabırsızlanıyorum.”

 Jenner, Saint Laurent gömleği, Celine pantolon ve kemeri, Manolo Blahnik ayakkabılarıyla evinin bahçesinde, François-Xavier Lalanne heykellerinin yanında poz veriyor.

Kris Jenner, spot ışıklarının ve peşinde dolaşan paparazzilerin önünde geçen onca yıldan sonra artık sakinlik arıyor. “Akşamları çıkmayı da eskisi kadar sevmiyorum. İşim zaten kaotik derecede meşgul edici. Sürekli maraton koşuyor gibiyim. Evimin bir sığınağa benzemesini bu yüzden istedim; huzurlu ve sessiz.”

Özel yapım oturma grupları, Oscar Niemeyer sandalye ve puf, bir Lalanne kuzu heykeli ve Vincent Dubourg sehpa büyük salonda uyum içinde; lamba, Waldo’s Designs. 

Tasarımcıları hayrete düşüren Jenner, bu zenvari sığınağına ilişkin vizyonunu açıklayıp geri kalan işi ekibin ellerine bırakmış. Kathleen, şöyle diyor bu konuda: “Doğasına aykırı olmasına rağmen bize tamamen güveneceğini, kararlarımıza saygı duyacağını söyledi.” Tommy, “Kris tam anlamıyla bir patron” diye ekliyor: “O yüzden bu kadar başarılı zaten. Endişe duymaz, uzun süre düşünüp taşınmaz. Kararını verir ve ilerler.”

Sıcak ve konforlu bir yaşam alanı hedefiyle yola çıkan tasarımcılar, çoğunlukla monokrom odalar tasarlayıp, bu odaları ipek, süet, alpaka, kuzu derisi ve benzeri lüks döşemeli, kaliteli mobilyalarla donatmışlar. Büyük salonu ele alalım: Evin günlük yaşamından kopuk, yalnız ve kocaman bir oda yerine, Jenner’ın rahatça kullanabileceği, devasa sürgü kapılarla bir uçtan havuza, diğerinden mutfak ve kahvaltı alanına açılan bir salon yaratmışlar. Özel yapım büyük koltuk ve sandalyede kullanılan Kerry Joyce döşemeliğin bile ismi Fuzzy Wuzzy; insanda yumuşaklığı, sıcaklığı çağrıştırıyor.

Duvarları süsleyen modern sanat eserlerinden göz kırpan renkler ortama ayrı bir keyif katıyor. Yemek odasına hakim Yoshimoto Nara tablosu, büyük salonun yanındaki Yves Klein imzalı Blue Venus heykeli ya da zemin katındaki koridorun sonunda parlayan neon Tracey Emin heykeli gibi. Jenner, koleksiyonundaki sanat eserleri ile evinin gayet uyumlu kucaklaşması için “Her biri bu evi bekliyordu sanki” yorumunu yapıyor.

Kendisine özel tasarlanan Versace sabahlığı ve La Perla pantolonuyla Kris Jenner, makyaj odasında.

“Kris, son derece sofistike bir zevk anlayışına sahip” diyor Waldo Fernandez. “Prouve divan, Jeanneret sandalyeler, Les Lalanne... Bunlar onun kişisel koleksiyonundan. Bu ev, sanat ve tasarım aşkını sergileyebilmesi için mükemmel bir fırsat oldu.” Efsanevi Hollywood dekoratörü, Clements’lerle yaptığı işbirliğini ise şöyle yorumluyor: “Birbirimizin zevkine güvenip saygı duyuyoruz. Herkes bir diğerinin yersiz, uyumsuz bir konseptle çıkıp gelmeyeceğinden emindi zaten. Birlikte çalışmak, projeye bakış açımızı taze tutmamızı sağladı.”

En gençleri Kendall ve Kylie de dahil olmak üzere Kris’in çocuklarının kurdukları o muhteşem evleri düşününce, Jenner/Kardashian ailesinde dekorasyonun adeta bir yarış olduğunu düşünüyor insan ister istemez. Ana kraliçe, “Konu ev olunca aramızda hiç rekabet yok” diyor kesin bir dille. “Evlerimizin yakın olması bizim için büyük şans, birbirimize gidip gelmeyi seviyoruz, herkes birbirinin evinden keyif alıyor. Çocuklarımın kendilerini ve tutkularını keşfedip ona göre yaşamlar kurmuş olmalarından bir anne olarak müthiş gurur duyuyorum.”

Söz kendi yuvasına geldiğinde, Jenner’ın en öncelikli duygusu şükran. “Tasarımcılarıma sonsuz güven duydum” diyor. “Evi ilk gördüğümde, içinde dolaşırken gözyaşlarımı tutamadım. Her köşesi bana büyük haz veriyor. Her yerde bir başka güzellik, bir başka tatla karşılaşıyorsunuz. Her gün evime dönmek için sabırsızlanıyorum.”