Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Başarıya giden yol hiçbir zaman düz zemin üzerinden ilerlemez ve aslında günün sonunda başarmak dediğimizin ardında bizi buna ulaştıran pek çok deneyim rampası vardır. Sizin için bir araya getirdiğimiz 5 ünlü kadın bu yolu kendine has hikayeleriyle nasıl geçtiğini anlatıyor.
“Hep denedin, hep yenildin. Olsun. Gene dene, gene yenil. Daha iyi yenil.” Samuel Beckett
Başarı, aslına baktığımızda oldukça göreceli bir kavram. Hepimizin başarı olarak adlandırdığı ya da gördüğü çok farklı şeyler vardır, ancak bizi ortak paydada buluşturan, başarı hikayelerinin ardında saklanan başarısızlık hikayeleridir. Genelde zirveye ulaşıldığı zaman geçmişte yaşanılan deneyimlerle çok fazla ilgilenilmediğini düşünürüz. Halbuki zirveye giden o yolu yaratan bir dizi öğreti, zorluk ve pes etmenin uçurumuna göz kırpan kıyılar vardır. Ancak kararlı bir şekilde ilerlediğiniz zaman bütün bu yaşananlar sizi daha çok parlatan “olması gerekenler”dir. İstek, bu işin ilk tetikleyicisi olsa da sabır ve dirayet daima el ele yürür ve hepsini de tutku dediğimiz o ruhtan yanan ateş kaplar.
"Hayatta bir tek başarısızlık vardır o da denememektir." Robin Sharma
Bu yüzden başarısızlık diye tanımladıklarımız çok değerlidir. Evet, sizi zorlar, umutla aranıza mesafe sokar ama bir kez farklı bakmayı öğrendiğinizde önünüzdeki rampaların size nefes aldıran duraklar olduğunu görürsünüz. Başarısızlık size durup gözlemlemeyi öğretir ve nerede farklı tepki vermeniz gerektiğini anlatmaya çalışır. Çok büyük başarı hikayelerinden sonra başarısızlık hikayelerini okumak iyi gelir ama kendimiz aynı başarısızlık dönemindeyken geleceği flu bir camın ardından izliyormuş gibi hissederiz. Muhtemelen bu beş kadına da o dönemde denk gelsek onlar da aynı duyguları bizimle paylaşıyor olurdu. Ama şimdi baktığımızda bu başarı hikayelerinin bize vermek istediği; o süreçlerin de geçici olduğu ve yola devam etmenin önemi. Emma Stone’dan J.K Rowling’e başarının başarısızlıktan geçtiğini kanıtlayan isimlerin paylaştıkları size bu yolda eşlik eden ufak hatırlatıcılar olabilir.
Fotoğraf: Mert Alas & Marcus Piggott, Vogue USA, 2016 Kasım
Emma Stone oyunculuk serüvenine başladığında üç yıl boyunca hiçbir rol ayrımı yapmadan seçmelere gitti. Teen Vogue’a verdiği bir röportajında bu dönemi şu sözlerle ifade ediyor; “Hiçbir şey yolunda gitmiyordu ve her gittiğimde reddedilmek çok ağır geliyordu. Size bu süreci yaşatan olayların aslında sizi bulunduğunuz yere getirebileceğini asla tahmin edemiyorsunuz.”
Yakın bir zaman önce Ralph Lauren'nin 2021 İlkbahar/Yaz defilesinin sunumundaki muhteşem performansıyla izlediğimiz Janelle Monae, günümüzün en başarılı şarkıcılarından biri olmasının yanı sıra üst düzey moda zevkiyle de en ilham verici isimlerden biri. Onun kariyer yolculuğu ise ofis malzemeleri satan bir dükkanda başlıyor. Orada çalıştığı dönemde altı kızla aynı evde yaşayan Monae bir yandan kendi kayıtlarını oluşturmaya başlıyor. Yaptığı çalışmaları online olarak paylaşan şarkıcı için aldığı risk özellikle şirket bilgisayarı kullandığı için çok fazla. O dönem bilgisayar alacak parası olmadığı için bu yola başvurduğunu söyleyen Monae'nin durumu fark edildikten sonra işten kovulması da uzun sürmüyor. Ancak onu kovan patronun söylediği "Buraya ait değilsin git ve sevdiğin işi yap." cümlesi onun kariyerini başlatan en büyük tetikleyicilerden biri oluyor.
Dünya çapında artık bir ikona dönüşmüş olan Madonna’nın dansçı olmakla başlayan hayalleri ufak bir donut dükkanında kısa süreliğine son bulmuştu. Zor koşullarda bulduğu işinden kovulduktan sonra cebinde çok az parayla bulabildiği her işe girdi ve aynı dönemde adı çok fazla bilinmeyen dans gruplarına yedek dansçı olarak katıldı. Hatta bir gece iki kişi tarafından soyguna uğradı. Bütün bunlara rağmen pes etmeden devam eden Madonna, The Breakfast Club olarak bilinen bir gruba dahil olarak şarkıcılık kariyerinin ilk adımlarını attı ve bir süre sonra Sire Records’un kurucusu Seymour Stein tarafından keşfedildi.
Fotoğraf: Jason Schmidt, Vogue USA,2020 Şubat
Göz alıcı gelinliklere ve tasarımlara imzasını atmadan çok önce Wang, artistik buz pateni yapan bir sporcuydu. Verdiği bir röportajda yaşadığı süreci şu şekilde anlatıyor; “Buz pateni oldukça zor bir spordur muhteşem bir disiplin ve çalışma ister. Ancak ben ne kadar çalışsam ne kadar emek harcasam da asla istediğim yükselişi yaşayamadım ve bırakmaya karar verdim. Bırakmaya karar vermek de benim için bir başarısızlıktı. Uzun bir süre hayatımda beni bu kadar heyecanlandıracak başka bir şey bulacağımı düşünmüyordum. Bu durumu kabullenmek ve bu şekilde ilerlemek çok zaman aldı. Bunu bir kere kabul ettiğiniz zaman önünüzde çok farklı kapılar açılıyor ve aynı heyecanı bulabileceğiniz yeni fırsatları görmeye başlıyorsunuz.”
Fotoğraf: Annie Leibovitz, Vogue USA, 2017 Eylül
Medya’nın en önemli ve güçlü isimlerinden Oprah Winfrey, 25 sezon süren The Oprah Show’un öncesinde sırf kendi yorumunu kattığı için akşam haberlerini sunduğu kanaldan kovulmuştu. Daha sonrasında tek başına ilerlemeye karar verdiğinde ise basında çıkan “Oprah kendi başına pek bir şey yapamaz” eleştirileri de yaşadığı sürecin üstüne eklenmişti. Bütün bunları geçirdiği dönemde büyük bir hüsran yaşayan ve haftalarca ağladığını itiraf eden Winfrey şimdi geçmişe dönüp baktığında işten kovulmasının sebebi olan “kendi yorumunu” katmanın onun aslında en büyük süper gücü olduğunun da altını kalın bir çizgiyle çiziyor.