Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Stella McCartney ve Gabriela Hearst, Vogue Global Conversations’ta sürdürülebilirliğe dair güçlü mesajlar verdi.
“Sürdürülebilirlik birdenbire çok sık kullanılan bir kelimeye dönüştü” diyor Stella McCartney, Gabriela Hearst ve Vogue İspanya’dan Eugenia de la Torriente ile birlikte katıldığı, Vogue Global Conversations kapsamında düzenlenen panelde. Tasarımcılar, koronavirüs pandemisi süresince nasıl çevreye duyarlı ve iyimser kaldıklarını konuşmak için genel yayın yönetmeniyle bir araya geldi.
“Benim için sürdürülebilirlik bir ruh hâli. Nihayetinde denge kurmakla alakalı. Bence en önemli şey tabiat ananın bize sunduğu doğal kaynakları kullanmak ve bunu düşünceli, onları tüketmeyen bir şekilde yapmak” diyor McCartney.
Hearst de aynı fikirde: “Sürdürülebilirlik bir eylem; her eylemde olduğu gibi zorlayıcı ama başarılabilir bir şeyle başlamanız gerek. Kendinize güveniniz ve tatmininiz arttıkça sıradaki zorluğa geçebilirsiniz.”
Yarım saatten uzun süren konuşmada, tasarımcılar kendi sürdürülebilirlik pratiklerinden detaylar sunup, endüstrinin nasıl daha çevre dostu süreçler benimseyebileceğine dair fikir alışverişinde bulundular. “Eski sisteme geri dönebiliriz ama umarım öyle olmaz” diyor McCartney ve ekliyor: “Eskiden bizim gibi düşünmeyen insanlar, şimdi bir başka yöntemin de mümkün olduğunu görmeye başladı. Bu bana ümit veriyor. Başka bir yol olduğunu biliyorum, umarım diğer insanlar da artık bunu görebilir.”
Ve konuşmalarında öne çıkan üç nokta:
Sürdürülebilir Olmak Zaman Alır
Çevreye duyarlı ürünler üretmek zaman alıyor, genel anlamda endüstrinin anlaması gerekenlerden biri de bu. “Stella McCartney’de, çevreye faydamızın yüzde 60’tan fazlası, kaynak malzemeye bakıp yıllar öncesinden çalışmaya başlamış olmamızı baz alıyor” diyor McCartney. “Birçok lüks modaevinin çalıştığı imalathanelerle çalışıyorum ama hammaddelerimi daha etkili kullanabilmek için çok önceden çalışmaya başlıyorum. Materyallerin daha verimli bir şekilde taşınmasını ve daha az pestisit kullanılmasını istiyorum. Tabii bu da daha uzun sürüyor.”
Hearst, alternatif üretim metotları bulmanın basit bir süreç olmadığı konusuna katılıyor: “2021 itibariyle ürünlerimizin en az yüzde 80’inin geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilmesini hedefliyoruz. Resort ve bahar sezonumuz için aylardır çalışıyor, kendi deyimimle ‘avcılık ve toplayıcılık’ yapıyoruz.” Hearst bu bahar, her ürünün tepeden tırnağa nasıl üretildiğini ayrıntılarıyla anlatan QR kodlu etiketi “The Garment Journey”i tanıtacak.
“Umarım, insanlar geri dönüp zamanlamayı da göz önünde bulundurur” diyor McCartney: “Umarım bir şeyleri daha iyi yapmanın biraz daha zaman aldığı gerçeği saygı görür.”
Atık Bir Tasarım Hatası
“Sürdürülebilir olmak kısıtlamalar ve parametrelerle çalışmayı öğrenmek demek ki bence bu yaratıcılık için harika bir şey” diyor Hearst. “Stella’nın da bahsettiği gibi, doğal kaynakların asla tükenmeyeceği bir bolluk dünyasında yaşamıyoruz. Üretim ve tüketimi dengelemeliyiz. Günün sonunda atık, bir tasarım hatası. Doğada var olan bir şey değil.”
“Durmamız ve atık üzerine düşünmemiz gerek. Bu konu artık kontrolden çıkmış durumda” diyerek karşılık veriyor McCartney ve şubat ayındaki karantinada Çin’deki karbon emisyonunun yüzde 25 azaldığını belirten verilere değiniyor: “Doğanın ne kadar muhteşem olduğunu, bir anlığına bile olsa elimizi çektiğimizde ne kadar hızlı iyileşebildiğini böylesine kısa bir sürede gördük. Bu son derece ümit verici. Dünyayı iyileştirebilecek miyiz? Öyle görünüyor. Umutlu olmalıyız ve aşırı tükettiğimizin farkına varmalıyız.”
Her iki tasarımcı da atığı azaltmanın bir yolunun ileri dönüştürülmüş malzemeler ve sürdürülebilir kumaşlar kullanmak olduğuna dikkat çekti. “Stella McCartney’de kaynak kullanımı dışındaki en büyük çevresel fayda hayvan öldürmemek. Bu da çevresel kâr ve zarar anlamında çok ama çok büyük, son derece olumlu bir ayak izi. Bu bir gerçek. Belki de tüm bunlar iyi bir sonuç doğurur, insanlar yavaşlar, daha fazla soru sorar ve çevre konusunda biraz daha düşünceli davranır” diyor McCartney.
Sürdürülebilirlikte Nitelik, Nicelikten Önemli
“Tabii neticede, ürünümüze kattığımız tüm iyi değerler insanların bu ürünü satın almasını sağlamak için yeterli değil” diyor Hearst açık sözlülükle. “Harika bir ürün olduğu, iyi tasarlandığı için almalılar. Kimse sizin iyi niyetinizden dolayı ürünlerinizi satın almaz.”
Hearst konuşmasına, Uruguay’da bir çiftlikte büyümenin ona nitelik ve sürdürülebilirliğin ayrılmaz bir biçimde el ele olduğunu öğrettiğini söyleyerek devam ediyor: “Sürdürülebilirliği son derece faydacı bir bakış açısından öğreniyorsunuz. Uzun ömürlü ürünler üretmek zorunda kalıyorsunuz. Hep pek az şeyle yaşadık biz ve az şey tükettik ama öylesine kalitelilerdi ki, doğanın yıpratıcı gücüne karşı dayanabiliyorlardı.”
“İşimizi nicelikten ziyade niteliğe önem veren bir prensip üzerine inşa etmeyi öğrendik” diyerek devam ediyor ve sevilen çantalarını toptan satmama tercihinden bahsediyor —ki bu karar tüketilen doğal kaynakları iki katına çıkaracağından şirketini de iki kat büyütebilirdi. “Stratejik bir büyüme yakalama ve piyasaya çok fazla ürün sürmeme konusunda çok bilinçli davrandık.”
“Gabriela’nın da dediği gibi hâlâ muhteşem, arzulanan, şık, iyi yapılmış, zamansız ürünlere sahip olabiliriz ama zaman, onları verimli ve saygılı bir biçimde kullanıp normalliğe yeni bir biçimde dönme zamanı” diyerek konuşmasını şu sözlerle bitiriyor McCartney: “Daha önce bir şeyleri nasıl yaptığımızı hepimiz biliyoruz; bundan sonra daha iyisini yapabiliriz. Bence artık bu soruları sormanın ve gerçekten uygulamaya dökmenin zamanı geldi.”