Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
New York Moda Haftası bu sezon daha önce hiç olmadığı kadar sansasyonlu ve endişeli bir atmosferle başladı.
Fotoğraf: Instagram/@tomford
New York Moda Haftası bu sezon daha önce hiç olmadığı kadar sansasyonlu ve endişeli bir atmosferle başladı. Tom Ford defilesini Los Angeles'a taşıdı. Jeremy Scott davetiyeleri göndermesine rağmen şovunu iptal etti. Tommy Hilfiger Londra’yı seçti. Joseph Altuzarra 2017’den bu yana Paris’te, New York takvimine dönmesi zor. Ralph Lauren ise resmi takvimde, yani evde yok!
Tüm bu gelişmeşlere baktığımızda New York Moda Haftası için durum pek iç açıcı değil. Biraz dramatik bir kıyas olacak belki ama bu karamsar tablo neredeyse 11 Eylül 2001 saldırılarında yaşanan tedirgin iklimi hatırlatıyor. Hatırlarsanız saldırıların maddi ve manevi bilançosunu ağır bir şekilde ödeyen şehir yaşadığı güç ve prestij kaybını Anna Wintour önderliğinde atlatmıştı. Wintour imkansızı zorlayıp şehrin tüm kreatif insanlarını bir araya getirdi, yaratıcı bir üs ve ittifak kurdu ve New York Moda Haftası yoluna daha da güçlenerek devam etti.
Geçen 18 yılda moda şehri kimliğini istikrarlı bir şekilde korumaya çalışsa da, gelinen noktada New York'un global bir moda şehri olarak kan kaybettiğini görüyoruz. Amerika'daki Moda Tasarımcıları Konseyi (CFDA) Başkanı Tom Ford da yeni bir pazar yaratma çabasıyla doğruluyor bunu. En başta kendisi New York'tan çekilerek ilgiyi Los Angeles'a taşıyor. Bunun için çok büyük bir çaba sarfetmesine gerek yok. Zira New York'un artık Amerikan modasının merkezi olmadığı aşikar. Ünlü moda editörleri, stylist'ler ve genç yaratıcılar... Herkes LA'de! Bu yüzden Amerikalı tasarımcıların Hollywood ile daha yakın bir bağ kurması gerektiğini savunuyor Bay Ford. “Film endüstrisi ile moda çok güçlü bir ikili. Globalleşmek adına bu ilişkiden beslenmeliyiz. Akademi Ödülleri’nin gerçekleştiği bir haftadan söz ediyoruz ve dünyanın hiçbir yerinde Los Angeles’tan daha yıldızlı, daha ünlü bir sahne yok!”
Fotoğraf: Instagram/@tomford
Bay Ford'un New York Moda Haftası'nı baltaladığını düşünen de var, haklı gören de. Başkanlığa yeni gelmiş bir ismin New York'u yeniden canlandıracağına, New York moda sahnesi için çalışacağına yönelik beklentiler büyüktü lakin Tom Ford'un bu önemli konuda vitrin görevi gördüğü için kolaylıkla hedef haline gelebileceği unutulmamalı. Dolayısıyla New York Moda Haftası’nın güncelliğini yitirmesi sırf Bay Ford’a mal edilemez.
Asıl konuşulması gereken mesele New York’un neden eskisi gibi rağbet görmediği. En önemli gerekçelerden biri Amerikan moda sektörünün New York sınırlarını aşmış olması. Günümüzde Teksas da bir üretim merkezi, Wisconsin de. Şikago da en az New York kadar gerekli bir moda şehri, Los Angeles da. Mesela Rodarte elbiselerini Los Angeles'ta üretmeye başladı. Eski New York'lu tasarımcı Jonathan Simkhai da stüdyosunu West Hollywood'a taşıdı. Tasarımcılar bir bir şehri terk ederken, LA'in yeni bir moda oluşumunun merkezi haline gelmesi su götürmez bir gerçek.
Ayrıca New York Moda Haftası'nı yöneten, kontrol eden güçlerin kendi aralarındaki iletişimsizlikleri de es geçilmemesi gereken bir etken. Fransa'da, İtalya'da veya İngiltere'deki gibi oturmuş, köklü bir konsey sistemi henüz yok Amerika'da. Camera Moda veya British Fashion Council işlevi gören CFDA iş birliği gerçekleştirdiği IMG gibi kurumlarla çoğu zaman ortak bir vizyonda, noktada buluşamıyor. Önlenemeyen bu çatışmalar da New York Moda Haftası'na olumsuz etki ediyor haliyle. Üstüne üstlük genç tasarımcıların karşılamakta zorlandıkları defile maaliyetleri de eklenince eldeki bütün veriler New York'un aleyhine işliyor.
Ya oturup "Nerede o eski New York Moda Haftası?" diye nostaljiden dem vuru iç geçireceğiz ya da değişimi erken fark edip daha yaratıcı iletişim formülleri üzerinde çalışacağız. Neticede New York Moda Haftası'nı Stockholm Moda Haftası gibi tedavülden kaldırmak da bir seçenek, önerilere kulak verip etkili bir dönüşüm sağlamak da. Şimdilik tüm gözler Los Angeles'ın üzerinde...