Emma Corrin, Favori Karakterlerinizin Hepsini Oynadığını Biliyor

Londra’ya vardığımda yağmur yağıyor, kırmızı göz uçuşundan (gece uçuşu) henüz inmişim. Mayıs ayının başlarında İngiltere sabahlarında kasvetli hava pek de sıradışı değil. Arabam Heathrow’dan şehir merkezindeki bir kütüphaneye doğru yavaş yavaş ilerlerken – burası Emma Corrin’le en son projeleri hakkında konuşmak üzere buluşacağım yer – buluşma mekânına gülüyorum.

Aşk ve Gurur seti. Fotoğraf: Ludovic Robert/Netflix

Aslında bir kütüphane, oyuncuyla ilk kez tanışmak için mükemmel bir yer. Kanepeye birlikte yerleşirken, Corrin bacaklarını altına alarak rahat bir pozisyona geçiyor. İşte o an, bir bakıma Corrin’in işleriyle çevrili olduğumuzu fark ediyorum: Oyuncu, D.H. Lawrence’ın sansasyonel romanı Lady Chatterley’nin Âşığı'nın sinema uyarlamasında rol aldı ve Netflix dizisi The Crown'un dördüncü sezonunda Galler Prensesi Diana’nın gençliğini canlandırdı. Ayrıca yakın zamanda, Netflix’in yakında yayımlanacak Aşk ve Gurur uyarlamasında başrol Elizabeth Bennet’ı oynayacağı açıklandı. Kütüphane ile olan bağlantı sadece kitaplardan ibaret değil: Bugün Corrin, Miu Miu Beauty’nin geri dönüşünün yüzü olarak Miutine Eau de Parfum kampanyasında da başrolde yer alıyor.

“Aslında Aşk ve Gurur’u tekrar okumak üzereyim,” diyor Corrin, yaklaşan rolü hakkında sorduğumda. Bu kitap, muhtemelen Miu Miu’nun çok şık ve oldukça aktif kitap kulübü için yakın zamanda seçilecek eserlerden biri olacak. (Kulüp, her sezon özel tasarlanmış, Miuccia Prada onaylı kapaklarla kitaplar yayımlıyor.) “Okuldayken okumuştum en son.” Austen’in kalıcı romanının bir parodisi olan Aşk ve Gurur ve Zombiler hakkında ne düşündüğünü soruyorum; bana bir bakış atıyor. Hayır, yargılayan bir bakış değil; daha çok, en azından umuyorum ki, kafa karışıklığına işaret eden bir bakış. “Hayır, okumadım. Ama belki bu rol için onu da okurum,” diyor gülerek. Oh, neyse ki. “Gerçi o zaman sette zombiler ne zaman geliyor diye merak edebilirim.”

Koltuk oldukça rahat, özellikle uçaktan yeni inmiş biri olarak normalde beni uyutabilecek türden bir rahatlık, ama Corrin’in enerjisi Miu Miu ile yaptıkları çalışmalar hakkında konuşurken canlı ve dikkat çekici. “20’li yaşlarımın ikinci yarısında, birey olarak çok fazla gelişim gösterdim,” diyor Britanyalı oyuncu. “Marka beni gerçekten dinledi ve bir birey olarak gördü. İçgüdüsel olarak bunun oldukça benzersiz ve özel bir şey olduğunu hissediyorum.”

Fotoğraf: Chaumont Zaerpour 

Usta parfümör Dominique Ropion, Miutine’i (Fransızca “isyankâr” anlamına gelen mutine kelimesiyle kelime oyunu) son derece popüler olan “gourmand” (tatlı, yenilebilir kokular) parfüm kategorisine bir başkaldırı olarak tasarladı. “Klasik bir kokudan yola çıktım ve onu şaşırtıcı bir yankıyla, yaramaz bir ferahlık ve görkemli bir duyusallığın uyumuyla bükerek yeniden yorumladım,” diyor Ropion. Açılış notasında Fransa’da yetişen yabani bir çilek türü olan Mara des Bois yer alıyor ve koku profili, bourbon vanilya özü, paçuli ve hafif bir yasemin dokunuşu ile dönüşümler yaşıyor.

Kokuyu ilk kez, Corrin bana o vintage tarzı şişeyi uzattığında alıyorum: Tatlı, ama baskın değil. İşte tam o anda, işaret parmağında kalın bir yüzük fark ediyorum; bana tek bir şeyi çağrıştırıyor: “Oura yüzüğü mü?” diye soruyorum, sanki sağlıklı yaşam takip cihazlarının gizli diliyle konuşuyormuşum gibi. “Evet, daha yeni takmaya başladım,” diye itiraf ediyor Corrin. “Aslında sağlık ve wellness işlerine çok meraklı değilim, bu da benim giriş noktam oldu.” “Dün gece uykumun puanı 11 çıktı,” diye yakınıyorum ben de.

Güzellik ve sağlıklı yaşam söz konusu olduğunda Corrin, kendisini “kesinlikle az çoktur” (less is more) tarzında biri olarak tanımlıyor. Cilt bakım rutininde Lyma lazer (birkaç yıl önce ABD’ye gelmeden önce İngiltere’de klinik seviyede kullanılan soğuk lazer) ve evde yapılan yüz bakımları yer alıyor, ancak makyaj genellikle sette uygulanıyor. “Etrafımdaki kimse çok makyaj yapmazdı, bu yüzden makyaj konusunda gerçekten acemiyim,” diyor.

Miutine’in arkasındaki felsefe, Corrin’in minimalist güzellik rutinine bu parfümü eklemesinde etkili olmuş. “Onların istediği, bireyselliği, saygısızlığı, eğlenceyi, kuralları yıkmayı ve yaramazlığı temsil eden bir koku olması,” diye düşünüyor. “Bunu bir şişeye sığdırmaya çalışmak oldukça zor ve aslında bu özellikleri hissettirebilmek daha da zor.” Miu Miu Beauty’nin bu duygulara yaklaşımı, eski tarz parfüm reklamları gibi değil; uçurumdan atlayıp okyanusa dalmak ya da kıvrımlı bir yolda araba sürmek yerine daha çok bugün birlikte geçirdiğimiz zamana benziyor, kütüphanede bir arkadaşla (ya da yabancıyla) yapılan samimi bir sohbet gibi.

“Şu an hava gerçekten harika,” diyor Corrin sohbetimizi tamamlarken. “Gerçekten mi?” diye şaşkınlıkla yanıtlıyorum. Ama güneş gerçekten açmış ve köpekleri Spencer yürüyüş için yakında bekliyor. “Londra’da güneş açınca, bundan daha güzel bir şey yok,” diyor.