Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
90’lardan günümüze yeniden yükselişe geçen sneaker mules, spor ayakkabının konforunu mule’un zahmetsiz şıklığıyla buluşturarak moda dünyasının en dikkat çeken hibrit trendlerinden biri hâline geliyor.
Sneaker mules, günümüz modasının en sıra dışı ve aynı zamanda en çok konuşulan hibrit tasarımlarından biri olarak dikkat çekiyor. Bir yandan spor ayakkabının rahat ve fonksiyonel yapısını korurken, diğer yandan mule tasarımının kolay giyilip çıkarılabilen şıklığını sunan bu model, aslında yeni bir tasarım değil. İlk kez 1990’ların sonu ve 2000’lerin başında Nike ve Reebok gibi spor giyim devleri tarafından piyasaya sürülmüştü. O dönemde “backless sneaker” olarak adlandırılan bu modeller, pratiklikleri kadar farklı görünümleriyle de merak uyandırmış fakat kısa sürede gündemden düşmüştü.
Yıllar sonra, modanın döngüsel doğasına uygun şekilde, sneaker mule yeniden sahneye çıktı. Bu kez arkasında sadece spor markaları değil, lüks moda evleri de vardı. Özellikle Miu Miu’nun 2022 İlkbahar/Yaz koleksiyonunda sunduğu Miu Miu x New Balance sneaker mules, trendin geri dönüşünün sinyallerini verdi. Miu Miu’nun imza estetiği olan preppy şıklığını provokatif dokunuşlarla birleştiren tasarımları, sneaker mule’u yalnızca pratik bir ayakkabı olmaktan çıkarıp bir stil manifestosuna dönüştürdü. Bir anda moda haftalarının sokak stillerinde, influencer paylaşımlarında ve dergi çekimlerinde en çok görülen ayakkabılardan biri hâline geldi.
Fotoğraf: Miu Miu
Miu Miu’nun açtığı bu yolu Maison Margiela x Salomon işbirliği takip etti. Margiela’nın avangard tasarım anlayışı, Salomon’un outdoor spor estetiğiyle buluşarak sneaker mule’a bambaşka bir yorum kazandırdı. Geleneksel spor ayakkabı formunu bozarak arkası açık, tabanı alçaltılmış, renk ve malzeme oyunlarıyla zenginleştirilmiş modeller, sneaker mule’u bir kez daha deneysel modanın merkezine taşıdı. Buradaki amaç yalnızca rahat bir ayakkabı sunmak değil; aynı zamanda modanın sınırlarını zorlayan, silüet algısını değiştiren bir parça yaratmaktı.
Lüks markaların öncülüğünde yeniden yükselen bu trend kısa sürede yaygınlaştı ve hazır giyim markaları da kendi yorumlarını piyasaya sürdü. Steve Madden, şehirli ve genç kitleye hitap eden daha ulaşılabilir fiyatlı sneaker mule’lar tasarlarken, Alohas sürdürülebilir malzemeler kullanarak modern ve çevre dostu bir yorum geliştirdi. Dolce Vita ise sneaker mule’u daha minimalist, her dolaba kolayca uyum sağlayabilecek bir formda sundu. Böylece, sneaker mule yalnızca moda elitlerinin değil, geniş kitlelerin de gardırobuna girmeye başladı.
Fotoğraf: Maison Margiela x Salomon
Sneaker mule’u cazip kılan en önemli unsur, estetik hibritliği diyebiliriz. Spor ayakkabıdan beklenen rahatlık ve fonksiyonellik, mule’un zahmetsiz şıklığıyla birleşiyor. Bu da ayakkabıyı son derece çok yönlü hale getiriyor. Soket çoraplarla ve bol paça pantolonlarla birlikte sportif bir görünüm yaratırken, pileli etekler veya midi elbiselerle kombinlendiğinde feminen parçalarla çarpıcı bir kontrast oluşturabiliyor. Bazıları onu ofis şıklığının parçası olarak sade pantolon ve kazaklarla tercih ederken, bazıları ise rengârenk çoraplar, zincirli bileklikler ve aksesuarlarla daha eğlenceli bir tarza dönüştürüyor.
Bu yönüyle sneaker mule, aslında modanın son yıllarda izlediği genel eğilimi de yansıtıyor: tek bir kategoriye sığmayan, farklı kimlikleri ve stilleri bir araya getiren hibrit parçalar. Artık spor giyim yalnızca spor salonuna ait değil, topuklu ayakkabılar yalnızca gece davetlerinde giyilmiyor. Sneaker mule da bu kırılmanın güçlü bir örneği olarak sokak stilinde yerini alıyor.