Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Sosyal medyada tekrar gündeme gelen mikro flört ve mikro aldatma kavramları romantik ilişkilerin yeni düşmanı.
Instagram’dan like atmak, kalp emojisi gibi jestler yapmak, iltifat içeren yorumlar yazmak ya da eski sevgilinin “yanlışlıkla” fotoğrafını beğenmek... Eğer tek eşli bir ilişki içerisindeyseniz, tüm bunlar başka birini baştan çıkarmak için bir araç olabilir mi? Tek bir emoji, tek bir yorum bunun için yeterli mi?
Ya da şöyle soralım: Partneriniz dışında biri için kendinize daha fazla özen gösterip daha flörtöz davranışlar sergiliyor musunuz? Partnerinizin duygusal ilgisini ve enerjisini başka bir kişiye odaklamasını ya da paylaşmasını onaylıyor musunuz? Tüm bu sorular, bizi, bir süredir hayatımızda olan ve sosyal medyanın yoğun kullanımıyla yeniden ortaya çıkan micro cheating (mikro aldatma) kavramına götürüyor.
Romantik bir ilişkiye dair umut kırıntıları serpmek breadcrumbing, alkolün olmadığı mekanlarda tanışmak dry-dating ve flörtöz davranışlar sergileyerek aldatmak micro cheating... İşte böyle uzuyor flört trendleri... Bir sonraki adım ne dersiniz? X’te politik atışmalar yaşadığınız hater’ınıza âşık olmak olabilir mi? Bunu bilemeyiz ama mikro aldatma bugünlerde daha görünür oldu ve sosyal medyada yeniden gündeme oturdu. Öyle ki, en son TikTok’ta bir kullanıcının mikro aldatma ile ilgili bilgi verdiği video, bir milyondan fazla izlendi. Mikro aldatma hashtag’leri X’te birçok tartışmaya yol açtı. Yorumlara baktığımızda, kimisi bunu mikro bir eğlence olarak görüyor, kimisi bunu rahatça yapabilen birinin mega hileyi, yani aldatmayı da kolaylıkla yapacağını savunuyor. Mikro aldatmadaki artıştan ise sosyal medya sorumlu tutuluyor.
Evet, dijital platformların mikro aldatmayı kolaylaştırdığı için tercih edilen bir yere dönüştüğü rahatlıkla gözlemleniyor. Ve arkadaşlık ile flört etmek arasında bir yerlerde yüzen, nezaketle karışık bu küçük eylemleri sadakatsizlik olarak tanımlamak oldukça zor... Peki, tam olarak nedir bu mikro aldatma? Soruyu akademisyen, psikolog Dr. Gizem Sürenkök’e yönelttik. Ve mikro aldatmayı konuşurken, Y, Z kuşağı gibi jenerasyonlar arasındaki farklara odaklanmadık. Çünkü Dr. Sürenkök, yeni nesil trendlerin, jenerasyon fark etmeksizin herkesi etkilediğini düşünüyor.
Tam olarak aldatma olmayan ama yeterince arkadaşça da bulunamayacak davranışları simgeliyor. Flörtöz davranışlar içeren, ama çok da açık açık flört olmayabilen bu davranışlar, ilişkideki güveni sarsabiliyor. Biriyle yüz yüze etkileşimimizde onun ilgisini uyandıracak şekilde flört etmek... Çekici bulduğumuz biriyle mesajlaşmak... Bu davranışları gözden geçirdiğinizde bunların zaten aldatma kapsamına girdiğini düşünebilirsiniz, bu çok doğal. Mikro aldatma davranışlarının genel geçer aldatma davranışlarına çok yakın olduğu bir gerçek. Tek fark, bu davranışların tam bir aldatmayla (cinsel ya da duygusal) henüz sonuçlanmamış olması, dolayısıyla bu davranışlarda bulunan kişinin, kendisini, “Ama ben seni aldatmadım ki”, “Kötü bir niyetim yoktu”, “Sadece arkadaşız” diyerek savunabilir bir düzlemde olması.
Aralarındaki fark, aldatma davranışının bir ilişki içerisinde yapılıyor olması gerektiğinde yatıyor. Bir ilişkide olmadan da mikro flört edebilirsiniz. Hatta mikro flört, açık açık flört etmeden karşımızdaki insanın ilgisini ölçmek için yapıldığı ölçüde reddedilme ihtimalini azalttığı için insanlar tarafından tercih edilebiliyor. Bir ilişki içerisindeyken mikro flört ettiğinizde bunu mikro aldatma olarak tanımlamak mümkün.
Mikro ölçekteki davranışların birikimler sonucu bizi etkilemesi psikolojinin başka alanlarında incelediğimiz bir süreç aslında. Örneğin mikro agresyon, üzerine uzun uzun konuşulan ve araştırmalar yapılan bir kavram. Tam olarak agresyon olarak tanımlayamadığımız ama yine de bizi rahatsız eden davranışları içeriyor. Bir kadına çok güzel araba kullanıyorsun demek gibi... Buradan yola çıkarak mikro aldatmayı da psikolojik bir kavram olarak düşünebiliriz. Aslında tek bir davranış özelinde bakıldığında (tek bir mesajlaşma, tek bir flörtöz yorum gibi) bunun bizi rahatsız etmesi ama yine de buna tam bir aldatma diyemeyecek olmamız ve asıl önemli olanın bu mikro davranışların birikerek ilişkideki güvene ve sadakate zarar veriyor olması bana bunu düşündürtüyor.
Mikro aldatmanın arka planında birçok sebep olabilir ama en çok karşılaştığımız sebepler arasında ilişki problemlerini sayabiliriz. Bireyler kendilerini ilişkide mutsuz ya da ihmal edilmiş hissettiklerinde bu eksikliği dışarıdan kapatmaya çalışabiliyorlar. Bunu da tam bir aldatma davranışıyla yapmaktan kaçındıkları için - çünkü ilişkiyi de kaybetmek istemiyorlar - böyle bir gri alanda kalabiliyorlar. Yine dışarıdan onay alma ve anlık da olsa egomuzu tatmin etme isteği de buna yol açabiliyor. İlişkide olmamıza rağmen diğer seçeneklerimizi de açık tutmak istememiz, yani ilişkiye tam bir bağlılık duyamamamız da yine mikro aldatmayla sonuçlanabiliyor.
Bazı insanlar için bu tarz davranışlar ekstra heyecan verici olabiliyor ya da flört etmek bir alışkanlık olabiliyor, o yüzden bundan kolayca vazgeçemeyebiliyorlar. Son olarak da ilişkide neyin aldatma sayılıp sayılmayacağının konuşmasını yapmayı ihmal edebiliyoruz. Aslında tüm bunların arka planında karşımızdaki insanı bu davranışlarımızla ne kadar kırabiliyor olacağımızın farkında olmamak da yatıyor bence.
Tabii ki partnerimiz dışındaki insanları çekici bulmak oldukça doğal. Ya da günlük hayatımızdaki bazı etkileşimlerde karşımızdaki insanla daha yakın bir sohbet yapabiliriz. Bir arkadaşımıza bu tarz emojiler gönderebiliriz. Aslında kendimize sormamız gereken şu: Ben bu davranışları karşımdaki insanla flört etmek amacıyla mı yapıyorum, bu davranışın aynısını partnerim bir başkasına yapsa bundan rahatsızlık duyar mıyım, bu davranışımı partnerimle rahatlıkla paylaşabilir miyim ve bu yaptıklarımı ne sıklıkla yapıyorum. Gerçekten zararsız paylaşımlarla mikro aldatma davranışlarını birbirinden ayıran noktalar burası.
Mikro aldatmanın ilişkiye zarar veren bir alışkanlık olduğunu söyleyebilirim çünkü ilişkideki güveni ve bağlılığı sarsan bir durum. Kabul edilebilir insani davranışlarla mikro aldatma arasındaki en temel farklılık, mikro aldatmayı saklamak zorunda hissetmemiz ve bu davranışların ilişkiye zarar vermesi diyebilirim.
Hayır tabii ki. Dahası bu tarz sınırların bir faydası da yok. Karşımızdaki insana güvenmek ve onun bizi incitmeyecek davranışları tercih edeceğine inanmak dışında koyduğumuz her sınır, her kontrolcü davranış ilişkiyi olumsuz etkiliyor. O yüzden ilişkide her birey kendi davranışından sorumlu. Aldatmalarla ilgili iki koruyucu davranıştan bahsedebiliriz. Birincisi, ilişkinin en başında neyin aldatma sayıldığı üzerine konuşmak çünkü her ilişkinin dinamiği farklı (mesela bir ilişkide eski sevgili ile arkadaşça bir görüşme çok normalken başka bir ilişkide ciddi bir soruna yol açabilir, bu konuda tarafların anlaşması gerekir) ve ikincisi ise iyi ve özenli bir partner olmak çünkü bu sayede karşı tarafın dışarıdan onay alma ihtiyacını engellemiş oluyorsunuz zaten.
Dr. Gizem Sürenkök’e göre mikro aldatma olarak kabul edilebilecek bazı davranışlar şöyle:
-Partnerimiz dışında spesifik biriyle buluşurken onun beğenisini alabilmek için ekstra özen göstererek hazırlanmak.
-Eski partnerimizle partnerimizin bilgisi dışında mesajlaşmak.
-Çekici bulduğumuz bir iş arkadaşımızla partnerimizin bilgisi dışında sosyalleşmek.
-Çekici bulduğumuz biriyle sosyal medyada düzenli iletişim kurmak, paylaşımlarına yorumlar yapmak; bu yorumların flörtöz içeriklerinin olması.
-Online dating uygulamalarında profilimizi açık tutmak.
-Çekici bulduğumuz biriyle konuşurken ilişkimiz olduğunu söylememek. Belirli ortamlara girerken alyansımızı çıkartmak.
-Partnerimizle kurmadığımız duygusal yakınlığı ondan başka biriyle kurmak.
-Partnerimizden belirli etkileşimlerimizi (mesajlaşmalar, aramalar, buluşmalar) bilerek saklamak.
-Bir kişinin telefon numarasını telefonumuza başka bir isimle kaydetmek.