Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Leili ve Johnny’nin geçtiğimiz yaz Bodrum’da düzenlenen ve Aytül Ayke Weddings tarafından tasarlanan ve üç gün süren düğün davetleri çok özel bir aşkın ve farklı kültürlerin kutlaması niteliği taşıyordu.
Yaklaşık yedi aylık bir süre içinde planlanan düğünü Aytül Fıratoğlu bir hayal yolculuğu olarak tanımlıyor. Düğünün son gününde yanına gelen film yapımcısı bir davetlinin adeta bir filmin içindeydik, bu işe girmelisiniz sözlerini yaşam boyu hatırlayacağını söylüyor. Her saniyesi ince ince planlanan bu düğündeki tüm detaylar çiftin stilini ve ince zevkini bire bir yansıtacak şekilde tasarlanmış.
İkisi de aynı okul, Tufts University’de okuyan çift okulda tanışmıyorlarmış. Ancak Leili, şu an hayatlarının merkezinde olan köpekleri Zeus’u okulda görüp, sahibini okula köpeğini getirdiği için içten içe eleştiriyormuş. Üniversiteden mezun olduktan sonra her ikisi de New York’a taşındıklarında, bir konserde ortak arkadaşları tarafından tanıştırılmış. Leili, Johnny’deki dans yeteneği o an farketmiş ki düğünlerine katılanlar bu yeteneğe en güzel şekilde şahitlik ettiler.
Evlenmeye karar verdiklerinde Leili düğünün her ikisinin ruhunu yansıtacak farklı, zarif ve rüya gibi olmasını hayal etmiş. Leili’nin Türk kökleri ve çocukluğunda Bodrum’da geçen mutlu çocukluk hatıraları mekan seçimlerinde etkili olmuş. Bodrum’un eşsiz mekanlarından Villa Maçakızı, Carlo Bernardini ve ekibinin olağanüstü servis kalitesiyle düğünün ilk ve son akşam davetlerini ev sahipliği yapmasının yanı sıra çift ve en yakın arkadaşları hafta boyunca burada kaldılar. Bodrum’a yepyeni bir soluk getiren Maxx Royal Resort da düğün akşamı için mükemmel bir seçim oldu.
Fotoğraf: Greg Finck
Leili yarı İranlı yarı Türk ve Johnny de Tayvanlı olduğu için düğünleri için yola çıkarken en önemli hayalleri bu çok kültürlülüğün, zengin mirasın yaşamlarının en özel hafta sonuna yansımasıydı. Tüm bu kültürlerin ortak noktası minyatürün 3 farklı kültürün imparatorlukları için de önemli olması dijital, baskılı davetiyeler ve web sitesi tasarımlarının çıkış noktası oldu. Aytül Ayke Weddings’in tasarladığı davetiye kutusu hayallerin ötesindeydi. Birçok davetliden bu kutuları sonrasında mücevherlerini, kartlarını koymak için sakladıklarını öğrenmek çifti çok mutlu etmiş.
İlk akşam, Bodrum Pazarı konseptiyle tasarlandı. Leili’nin sözleriyle “Aytül Ayke Weddings’in misafirler için yarattığı tecrübe inanılmazdı. Bu geceyi anlatacak doğru ifadeleri hala bulamıyorum. Bodrum fenerleri, baharatlar, kilimler, Türk kahvesi, Rakı barı, çiniler, çeşit çeşit baklavalar… Hiçbir şey ne eksik ne fazla olsun isterdim. Herşey olağanüstüydü”. Bu gece için Bodrum kültürünü yansıtan ve bu bölgeyi hiç tanımayan kişilere buralara dair gösterilmek istenen Bodrum sandaletlerinin eldeki yapan ustalardan, çinileri boyayan sanatçılara kadar pek çok zanaatkarın bir araya geldiği ve Ege Bölgesi’ne dair ürünlerin kişiselleştirilerek dünyanın dört bir yanından misafirlerin evlerine götürebileceği şekilde hediye edildiği bir pazar yeri kuruldu. Yemek bölümünde ise Bodrum’un ruhunu yansıtan turkuaz ve yeşil tonlarıyla çok samimi ancak bir o kadar da etkileyici bir dekorasyon tercih edildi.
Fotoğraf: Greg Finck
Leili, Türk temalı bu akşamda Tayvan/Çin kültürünü yansıtan bir elbise tercih etti. Danielle Frankel ile birlikte var olan bir modele farklı dokunuşlar getirildi. Boyun kısmının geleneksel Çin elbiselerindeki Qipao ile tamamlanmasını isteyen Leili için Chantilly dantelinden özel bir cape tasarlandı. Adeta bir sütun gibi duran bu elbiseye hava katan pelerin içinde ne kadar mutlu olduğunu büyük bir keyifle anlatıyor. Tüm dikkati elbise üzerinde toplamak isteyen bu zevk sahibi gelin, sarı pırlanta küpeler ve limitli bir Bulgari Serpenti saat ile görünümünü tamamlarken saçındaki minik çiçekler romantik bir etki yarattı. Johnny’nin saçında da Leili ile uyumlu olması için minik örgüler yapılmıştı. O da Brioni blazer ceketi ve Tom Ford fildişi pantolnuyla oldukça şık bir görünüm sergiledi. Gecenin sonunda ise Leili hiç planlamamış olmasına rağmen Siedres beyaz tül bir elbise ve Hunza G bikini üstüyle Bodrum havasını bambaşka bir şekilde yansıttı.
“Düğün gecesinin nasıl olması gerektiğiyle ilgili aklımız biraz karışıktı. İlk etapta geleneksel İran düğün seremonisini yapmayı düşünmüyorduk. Ancak düğünümüzün tasarımcısı Aytül Ayke Fıratoğlu bizi yapmamız için ikna etti. İyi ki de etmiş. Aghd’ın ruhani güzelliğini yeniden keşfetmemizi sağladı. Zoroastrianizm’den köklerini alan bu töreni bizi en doğru yansıtacak şekilde yeniden yorumladık. Çok uzun olmasını istemedik ve adeta bir Shakespear sahnesine dönüştü. Benim için en yakın arkadaşlarımın – nedimelerimin, çocukluk arkadaşlarımın ve tüm ailemin bir arada olması çok önemliydi. Töreni amcam yönetirken teyzem ve yakın arkadaşlarım da bu sürece dahil oldu. Dünyanın farklı ülkelerinden farklı diller konuşan misafirlerimiz olduğu için tüm törene dair Farsça ve İngilizce tercümelerin olduğu kitapçıklar dağıttık.” Leili
Mimar olan Leili’nin babasını, girişimci ve mühendis olan Johnny’nin de ailesini çok küçük yaşta kaybetmiş olması törene bambaşka bir duygusallık kattı. Özel olarak hazırlanan köşede aralarında olmayan aile büyüklerinin resimleri ve onlardan hatıralarla çift her birine sevgilerini iletti.
Video: Pascal Dele
Kırmızı, Çin kültüründe şansı temsil ettiği için birçok düğünde bu renge yer veriliyor. Leili ve Johnny’nin düğününde bordo, fuşya, şarap rengi tonlarındaki farklı çiçeklere minik orkideler eşlik edip kırmızı notalar düğüne taşındı. Mimar olduğum için çiçeklerin heykelsi görünmesini arzu ettim. Çin kültüründen ilhamla bleu-blanc vazolar kullanıldı. Düğünün en özel detaylarından biri de Johnny’nin ailesinin tek tek seçerek Taiwan’dan yolladığı ve yaşlı bir hanım tarafından elde boyanan Çin fenerleriydi. Çiçek desenli fenerler, düz beyaz fenerlerle tamamlanarak çok etkileyici bir görünüm yarattı. İlüstrasyonları büyük bir el emeği ile yapılan menülerde yine bu iki kültürün buluşmasına yer verilirken alışılmışın dışındaki boyutlardaki menüler dantel masa örtüleriyle buluştuğunda bambaşka bir hava ortaya çıktı. Tek başına bir anı hak eden düğün pastası Five O’Clock’tan Sinem Ekşioğlu tarafından yapıldı ve ortaya hem lezzetiyle hem de görselliyle muazzam bir sonuç çıktı.
“Johnny’nin düğün için çok isteği olmuştu. Benimse bolca… Düğüne tekneyle gelmemiz onun fikriydi. Tüm düğün süreci boyunca gelinliğimle tekneden inerken denize düşmemek için dua ettim. Çok şükür ki elbisem çok rahattı ve hiçbir sorunla karşılaşmadım.” Leili
“Düğünümüzün rüya gibi olmasını hayal ettim ve ortaya çıkan stylingle bunu başardık. Ama bir başka hayalim de herkesin rahat hissedeceği, konforlu gerçek bir aile ortamıydı. Yakın arkadaşlarımızın, ailelerimizin yaptığı konuşmalar, her ikimizin yakınlarının da eğlenmeyi ve bolca dans etmeyi çok sevmesiyle ortaya çıkan enerji bunu fazlasıyla hissettirdi. Her akşam misafirlerimize müziği kapatalım, yarına enerjimiz kalsın demek durumunda kaldık”. Leili
Fotoğraf: Greg Finck
“İlk andan itibaren gelinliğimin nasıl olmasını ve kiminle çalışmak istediğimi biliyordum. Hiçbir gelinlik salonunu gezmeden direk olarak Danielle Frankell’e gittim ve denediğim ilk gelinlik tam da hayalimdekiydi. İşte onlarca hayranı olan, o gelinlik! Bu modeli farklı gelinlerin farklı nedenlerden dolayı çok sevmesini anlayabiliyorum. Gelinliğimin biraz Audrey Hepburn hissi vermesini, biraz da Zoe Kravitz’in gelinliği (Karl Glusmanla düğününde) gibi… Yerlerde sürüklenen ve kabarıklığından dolayı kontrol edemeyeceğim bir modeli hiçbir zaman düşünmedim. Benim için gelinliğin boyunun fildişi rengindeki ayakkabılarımın – Danielle Frankel x Manolo Blahnik- da görüneceği şekilde yerden hafifçe kısa olması ancak onun yerine boynumdaki tülün yerlere uzanması çok daha etkileyici bir his yarattı. Gelinliğin kumaşı yumuşacık tüllerden oluşurken özellikle bürümcüklü ve pilili etek bölümü mükemmel bir hareket yarattı. Mesleğimden ötürü gelinliğin formu ve hissi benim için çok önemliydi. Bu modelin hem yumuşak hem dinamik oluşu aynı zamanda da çok narin olmasına rağmen korsesiyle yarattığı iddialı duruş beni çok etkiledi. Gelinliği yine Danielle Frankel’den tül bir duvakla tamamlamayı tercih ettim. Gelinlik ve duvak o kadar uydular ki adeta bir bütünün parçası haline geldiler.
Pek çok gelinlik mağazasını gezdikten sonra tüm haftasonu seçimlerini Danielle Frankel’dan yapmış oldum. Arkadaşlarım arasında takım giymemle ünlüyümdür, bu tarz giyinmek bana çok kolay geliyor. Tabii ki böyle bir seti düğünümü dahil etmem kaçınılmazdı. After party için bra-top bir üstü takımı etek ve drapeli tül bir hırkayla tamamladım. Dans edereken tüllerin uçuşuyor olmasına bayıldım. Ayakkabı tercihim ise Prada’ydı.” Leili
Fotoğraf: Greg Finck
Aytül Ayke Weddings’in tasarladığı son akşam, misafirlerin unutamayacağı gerçek bir finaldi. İtalya’dan İspanya’ya kadar farklı Akdeniz ülkelerinden etkiler taşıyan gecede Gypsy Kings’in olağanüstü müzikleri, Chef Carlo Bernardini’nin misafirlerin önünde anlık hazırladığı İtalyan lezzetleri, adeta yağmur yağıyormuşçasına çokluktaki limonların baş rolde olduğu etkileyici dekorasyon unutulmaz bir his yarattı. Bu geceye özel olarak tasarlanan seramik masalar, bambular, beyaz iş örtüler, ketenler ve yer yer kullanılan zeytinlerin birlikteliği Bodrum eşsiz doğasıyla buluştuğunda ortaya muazzam bir atmosfer çıktı.
Leili, Gypdy Kings’in eğlence dolu ritmlerine uyum sağlayacak Danielle Frankel elbisesini, aile mücevhercisinin imzası olan altın bir ay figüründen pırlantaların nazikçe sallandığı küpelerle tamamladı. Hiç aklında olmamasına rağmen bir arkadaşlarının düğünü için gittikleri Londra’da Dior mağazasına girdiğinde gözlerini alamadığı ve o an henüz dünyada satışa girmemiş ayakkabılarına ilk görüşte adeta aşık olmuş. Johnny’nin son gün tercihi ise Issey Miyake.