Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Zeynep Severge’nin aileden yadigar koleksiyon merakıyla hobiye, hobiden de markaya dönüştürdüğü seramik markası Severj Studio’nun hikayesini dinledik.
Her şey toplama merakımla başladı. Ailemin tasarıma ve resme verdiği değerden etkilenerek, çocukluğumdan beri sevdiğim dönemler, akımlar ve kültürlerden objeler topluyor, koleksiyon yapıyorum. Ailem 1980’li ve 90’lı yıllarda çok güzel parçalar biriktirmişler. Annemin İtalyan markalarından oluşan harika bir cam koleksiyonu var. Bugün benim de işlerini çok sevdiğim mimarlarla yaptığı işbirliklerinden çıkmış objeler evin çeşitli yerlerindeydi hep. Babam ise motor sporlarıyla ilgileniyordu 90’lı yıllarda. Sanayide vakit geçirdiğim için ben de otomobil ve yedek parça gibi hırdavat dünyasına merak saldım sanırım. Önce cam üflemeyi öğrenmeye başladım, sonra torna eğitimi alarak seramiğe giriş yaptım. Şu an atölye olarak kullandığım daireyi önce kiralayıp bir süre sadece topladığım objeleri ve mobilyaları biriktirdiğim bir kaçış alanı olarak kullandım. Sonra bu mekan yavaş yavaş yaratıcı bir alana dönüştü, üreterek öğrenmeye başladım. Öğrendikçe seramikle kurduğum ilişki değişti. Ardından gelen taleplerle beraber profesyonel bir iş olarak seramik objeler ve ev dekorasyonuna katkıda bulunan fonksiyonel ürünler üretmeye başladım.
İlham panom yok, araştırmayı severim fakat arşivleme konusunda oldukça zayıfım. Karaköy Perşembe Pazarı’nda yaşıyorum diyebilirim, sıradan bir günde binden fazla objeye maruz kalıyorum muhtemelen. Hem yaşam alanımda hem de sokakta, beni çevreleyen estetikten besleniyorum en çok. Atölye de bu durumun bir yansımasına dönüştü. İstanbul’un kaosunu çok büyüleyici bulmakla beraber karantina sürecinde yalnızlığa ve sessizliğe çok alıştım. Bomboş ve sessiz bir alanda olmayı, doğayla iç içe çalışabilmenin hayalini kurmaya bile başladım bir süredir. Üretirken fonda dönen şarkılar için de hazırladığım listeler var.
Sevsem ve takip etsem de pek kesişmiyor yollar. Birkaç yıldır moda yerine eğitimime ve atölyeme yatırım yapıyorum. Kıyafet konusunda seçiciyim. Konfora ve iş disiplinine önem veriyorum, yakında Severj Studio için rahat çalışma üniformaları tasarlayıp hayalimdeki gibi sadece kendi yaptığım kıyafetleri giymeye başlayacağım.
Tornanın başında ortaya çıkan formlardan hoşuma giden parçaların kalıplarını alarak, kalıptan çıkardığım parçaları çeşitli boyutlarda ayırıp üst üste birleştiriyorum; kısacası deneyerek ve yanılarak ortaya çıkarıyorum işlerimi. Ardından beğendiklerimi üretmeye başlıyorum. Son zamanlarda üç boyutlu modelleme öğrenmeye çalışıyorum. Tornada sadece yuvarlak tabanlı işler çıkarmak mümkün, bununla yetinemiyorum bazen. Eskizini yaptığım, hoşlandığım formları bastırmak ve devamında seramikten üretip kullanma fikri heyecanlandırıyor beni.
Gözüne güzel gelen ve bir işime sahip olmak isteyen herkesin bir Severj’i olsun istiyorum, kim olduklarının ve gelir durumlarının hiç önemi yok, tek istediğim şey paylaşmak. Bu yüzden çeşitli ürünlerimi oldukça uygun fiyatlara satmaya devam edeceğim. Durumlar farklı olsa, herkese hediye etmeye devam edebilmek isterdim.
Markamı geliştirip üretime devam ederken zamanla mobil olmayı başarmak ve çeşitli ülkelerde eğitimime devam etmek. İmkanları, kültürleri ve teknikleri deneyimleyip öğrendikçe karşıma neler çıkacağını ve ileride ne tip işler yapacağımı şimdilik öngöremiyorum ve bu bilinmezlik beni çok mutlu ediyor!