Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Evde zaman geçirmenin tarifsiz keyfini yücelten Netsy Gürman ve Selin Ünüvar, yeni markaları Sugen’i anlatıyor.
Ev giyiminden dekoratif, fonksiyonel aksesuarlara ve farklı atıştırmalıklara… Evde zaman geçirmenin tarifsiz keyfini yücelten Netsy Gürman ve Selin Ünüvar, yeni markaları Sugen’i anlatıyor.
Bize kendinizden ve Sugen’i kurma hikayenizden bahseder misiniz?
Netsy Gürman: Ailem 1953 yılından beri tekstil sektörünün içinde. Ben Halkla İlişkiler mezunuyum ancak en başından beri bu sektörde çalışacağımı biliyordum. Zamanla oluşan bilgi birikimimi başka disiplinlerle buluşturma isteğim ve hayalim hep vardı.
Selin Ünüvar: Ben ise bambaşka bir bölüm; Uluslararası Ticaret okudum. Üzerine İşletme yüksek lisansı yaptım ancak iş hayallerim, okuduklarıma paralel gitmedi. Kendimi en iyi hissettiğim ve birçok şey öğrenme fırsatı bulduğum kreatif ajans dünyasından geliyorum. 15 yıldan daha fazla süredir Netsy ile dostuz. Hayattan beklentilerimiz, zevklerimiz, birçok şeye bakış açımız hep birbirini tamamlar. Aynı zevk ve farklı becerilerimizin olması beraber bir şeyler yaratma, üretme arzumuzu daima tetikliyordu. En sonunda bunu gerçekleştirmek istedik ve hayal ettiklerimizi gerçeğe dönüştürmeye başladık.
Aranızdaki iş bölümü nasıl?
N.G: Üretim ile alakalı süreç bende, yönetimsel ve operasyonel işler daha çok Selin’de. Kreatif süreci ise beraber sürdürüyoruz.
Sugen ismi nereden geliyor? Anlamı nedir?
S.Ü: Beğendiğimiz ve üretmek istediğimiz tüm ürünler yalın ve İskandinav stilinde. Bununla beraber içimizdeki üretme, yaratma ve var olma arzusunu da yansıtacak bir kelime istedik. Sugen de buna tam olarak uydu. İsveççe’de “istemek, arzulamak” anlamına geliyor.
Sugen çatısı altında göreceğimiz ürün gruplarından ve farklı tasarımlardan bahsedebilir misiniz?
N.G: Biz evde vakit geçirmeyi seven insanlarız. Bu yüzden ev giysilerinin kendimizi rahat hissedeceğimiz kumaş ve modellerden olmasını istedik. Keten ağırlıklı bir kıyafet koleksiyonu hazırladık. Bunun yanında mutfak tekstili ve yatak grubu da mevcut. Tamamen el işçiliğiyle hazırlanmış ahşap, cam, seramik ve mum grubumuz var. Bir de daha ziyade sınırlı ürün gamı olan şef ve markalarla oluşturmaya başladığımız yemek tarafı var.
Tasarım sürecinde nelerden ilham alırsınız?
S.Ü: En basit şekilde yanıtlamak gerekirse kendi ruh hâlimizden. Bunun yanında çocukluk anılarımız, seyahatlerimiz, içtiğimiz bir içki, izlediğimiz bir film bile esin kaynağımız olabilir.
Koleksiyonda giysi ve dekoratif objelere hakim materyaller, renkler ve formlardan bahseder misiniz?
N.G: Genelde düz, sakin görünen, abartısız ve bize göre estetik duran formlar seçtik. Yumuşak, taşlanmış kumaşlar öncelikli tercihimiz oldu. Hep yerel üretimi destekleyen, yerel malzemeler kullandık. Örneğin; seramikler Menemen çamuru, camlar ise el yapımı.
Farklı kulvarlardan ürün seçkileriyle çalışıyor olmanın avantaj ve dezavantajları nelerdir?
S.Ü: Eve ait farklı ürün gruplarının üretim mekanizması birbirinden çok farklı. Bunu görmek ve öğrenmek bizim için büyük bir avantaj oldu. Henüz bir dezavantaj ile karşılaşmadık. Sanıyoruz daha hevesli ve sabırlı bir dönemdeyiz.
“Yavaş yaşam” etkisi Sugen’e nasıl yansıyor?
N.G: Tüketim kültürü, imkanı dahilinde olan herkese daha çok satın aldırıyor. Daha çok satın alabilmek için daha hızlı yaşıyoruz ve ne kadar kazanırsak kazanalım yetmiyor. Sürekli bir yerlere yetişme ya da o an neredeysek başka bir yerde olma isteği hakim. O yüzden biz aslında kendimize “biraz yavaşlayalım” diyoruz. Bizim ürünlerimizi alacak kişilerin kendine sormasını istediğimiz sorular; “Buna gerçekten ihtiyacım var mı? Bunu alınca daha mutlu olacak mıyım? Hayatımda ne değişecek?” O yüzden Sugen’in ihtiyaç dahilinde ürünler sunan bir marka olmasını istedik.
Sugen’in gelecek planlarından söz eder misiniz?
N.G: Tüm dünya olarak daha iyi bir sürece girdiğimizde bir showroom, hatta bir yaşam alanı kurmak istiyoruz. Uzun vadede ise mobilya ve gıda tarafını genişletmek istiyoruz.
Sizce evlerimizle olan bağımız gelecekte nasıl şekillenecek? Evlerimize yaptığımız yatırımlar daha da değer kazanacak mı?
S.Ü: Evle ilişki herkesin kendi yaşam tercihiyle alakalı. Biz evcimeniz, arkadaşlarımızla ve ailemizle evde vakit geçirmekten mutlu oluyoruz. Bu süreçten çok etkilenmeyen insanlardan olsak da sevdiklerimizden uzak olmanın yan etkileri tartışılmaz. Zamanımızın neredeyse tamamını evlerimizde geçirdiğimiz şu dönemde sanırım en büyük yatırımımız evlere alınan eşyalar oldu. Kimimiz yıllardır bekleyen eksiklerimizi tamamladık, kimimiz içinde yaşadığımız evin aslında bizi yansıtmadığını fark edip, yeniden şekillendirdik. Bu yüzden bizim gibi düşünen insanların ev ortamında rahat hissetmeleri için bir alan yaratma yönünde yatırım yapacaklarını düşünüyoruz.