Sedef Hastalığını Yeterince İyi Tanıyor Muyuz?

F: Getty Images

Söz konusu hassas ciltler ve cilt hastalıkları olduğunda kullandığımız kozmetik ürünleri hiç olmadığı kadar önem kazanıyor. Sedef hastalığı (Psoriasis) da bu hastalıklardan biri. Soğuk havalarla karşılaşmayı beklediğimiz günlerde cildin kuruluğuyla tetiklenen ve aktifleşen bu hastalığı Amerikan Hastanesi Dermatoloji (Deri Hastalıkları) Uzmanı Dr. Ülgen Zeyneloğlu'ndan dinliyoruz.

Sedef hastalığı, erişkin topluluklarda %2-3 oranında görülen, 20-30 yaş arası ile 50-60 yaşları arasında artış gösteren bir hastalık. Farklılıklar olmakla birlikte yaygın olarak kızarıklık ve derideki pullu görünümle biliniyor. Bu cilt hastalığının ne olduğu ve nedenleri de hastalığa dair en çok merak edilen sorulardan. Amerikan Hastanesi Dermatoloji (Deri Hastalıkları) Uzmanı Dr. Ülgen Zeyneloğlu bu soruyu şöyle yanıtlıyor: 

"Sedef hastalığı her kişide değişik görünümlerde kendini gösterebilir. Ayırt edici özelliği, kuru, pembe deri üzerinde gümüş beyaz, yapraksı kepeklerle kaplı, değişen boyutlarda, sınırlı deri tabakaları (plaklar) olmasıdır. Psoriasis (sedef hastalığı) bir bulaşım değil, derinin kendisinin oluşturduğu bir enflamasyondur. Enfeksiyonda (bulaşımda) derinin mikroorganizmalar tarafından saldırıya uğraması söz konusudur, yangı bunu izler. Ne var ki, her yangı mikropların etkisiyle oluşmaz. Yangı zararlı olarak algılanan her tür uyarana karşı bedenin bağışıklık hücreleri, kan damarları ve türlü aracı maddelerle verdiği bir yanıttır. Bu yanıt abartılı ya da yanlış yönelimli olduğunda kendisi hastalığa yol açar; psoriasis de böyledir. Derinin üst katman hücreleri anormal biçimde çok ve hızlı çoğalırlar, birbirine yapışarak kalın tabakalar/plaklar oluştururlar. Bunun zemininde bazı gen yerleşimlerinin hazırlayıcı etken olduğu saptanmıştır."

Fotoğraf: @karliekloss

Sedef hastalığının genetik faktörlere bağlı olduğu bilinse de Zeyneloğlu, kalıtımla geçişin her kuşakta görülmediğini de hatıralıyor. Sedef hastalığını etkileyen çevresel faktörler de mevcut. Vücutta bulunan enfeksiyonlar, deride oluşan her çeşit hasar (kesilme, sıyrılma, yanık, güneş yanığı), baş edilemeyen stres, obezite, alkol ve kullanılan bazı ilaçları bu faktörler arasında sıralıyor Zeyneloğlu.

Sedef hastalığını iyileştirmek mümkün mü?

Sağaltımda hangi tür ilaçlara, yöntemlere başvuracağımız ve tüm bu soruların cevabı psoriasisin şiddeti, ortaya çıktığı yaş ve tipiyle bağlantılı olduğunu hatırlatarak başlayalım söze. Zeyneloğlu, hafif kategorideki sedef hastalığının tedavisinde hekimlerin tavisye ettiği ilaçların yanı sıra nemlendirici/yumuşatıcı kremler kullanıldığını söylüyor. Tedavide kullanılan krem ve losyon içeriklerini ise şöyle açıklıyor:

"Kremler, losyonlar, merhemler su ve yağ içeriklerine göre birbirlerinden ayrılırlar. Derinin üst katman hücrelerinin su tutmasını sağlayarak ya da deriden su kaybını önleyerek esnekliği, yumuşaklığı, deriden yüzeysel ilaçların daha iyi emilmesini sağlarlar. Başlıca içerikleri üre, glikolik asit, laktik asit, gliserin, propilen glikol, sorbitol, seramidler, lanolin, bitkisel yağlar, mineral yağlar ve sudur. Salisilik asitli kremler, merhemler saçlı derinin kalın katmanlı tabakasını yumuşatmakta, temizlemekte çok yararlıdır. Sedefli saçlı derinin şampuanları daha yüksek düzeyde katran ve salisilik asit içeren ilaçlı şampuanlar olmalıdır."

Sedef hastaları kozmetik ürünler kullanırken nelere dikkat etmeli?

Sedef hastalığı cildin hassas olmasından dolayı kozmetik kullanımında da dikkatli olunması gerekilen cilt hastalıkarından biri. Söz konusu cilt bakımı olduğunda da dikkat etmemiz gereken bazı şeyler var. Doktorunuza da danışarak, derideki kuruluk ve pullu görünüme iyi gelecek nemlendirici formülü zengin kremleri, cilt bakım rutininize ekleyebilirsiniz. Dermatolojik olarak test edilmiş, onaylanmış ve hekimlerin onayında kullanılan güneş kremleri de sadece yaz aylarının değil, tüm zamanların vazgeçilmezi olmalı.

Bunun yanı sıra soğuk havayı karşılamaya hazırlandığımız bu günlerde kuruyan cildinizi nemli tutmak için kullanacağınız ürünleri de gözden geçirebilirsiniz. Bunun yanı sıra cildi kurutacak ya da zarar verecek her türlü üründen kaçınmanız gerektiğini de hatırlatalım.

Sözü Zeyneloğlu'nun uyarı niteliğindeki sözleriyle bitirelim: "Tıp konularında temeli olmayan görüşleri, sözde sağaltımları doğru ve bilinçli bir şekilde değerlendirmek, uzman görüş ve tavsiyelerine uymak sağlık yaşantımızın niteliğini de yükseltecektir."