Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Atopik cildin sebeplerini ve nasıl bakım yapılması gerektiğini araştırdık.
Soğuk havalar yaklaşırken daha hassasiyet, kaşıntı ve kızarıklıktan şikayetçi oluyorsanız atopik bir cildiniz olabilir. Atopik cilt, hassas ve alerjik cilt yapılarının bir yansıması olarak, hem günlük yaşamda konforu etkileyen hem de özel bir bakımı gerektiren bir cilt tipi olarak karşımıza çıkıyor. Özellikle kuruluk, kızarıklık, kaşıntı gibi semptomlarla kendini gösteren atopik cilt, dış etkenlere karşı oldukça duyarlı ve genellikle belirli çevresel ve genetik faktörlerin birleşimiyle ortaya çıkıyor. Çoğunlukla bebeklik döneminde kendini gösteren atopik dermatit, ilerleyen yaşlarda da devam edebiliyor ve düzenli bakım yapılmadığında ciltteki bu sorunlar daha fazla hassasiyet yaratabiliyor.
Atopik cilt, bağışıklık sisteminin aşırı tepkisinden kaynaklanan ve cilt bariyerinde meydana gelen sorunlarla kendini gösteren bir cilt tipi. En yaygın atopik cilt hastalığı ise atopik dermatit. Atopik cilt; cilt yüzeyinde kuruluk, pullanma, yoğun kaşıntı ve kızarıklık gibi belirtilerle kendini belli ederken kuruyan cilt, daha ince bir bariyere sahip olduğu için dış etkenlere karşı daha savunmasız kalıyor, bu da cildin enfeksiyonlara açık hale gelmesine yol açıyor. Atopik cilde sahip kişilerde özellikle soğuk hava, polen, deterjan gibi faktörler bu semptomları tetikleyebiliyor ve günlük yaşam kalitesini düşürebiliyor. Cilt yüzeyinde yaşanan kuruluk, mikro çatlaklara neden olarak, hassasiyeti artırabilirken bu da cildin, alerjenlere ve mikroplara karşı daha savunmasız kalmasına neden oluyor. Kısacası, atopik cilt, sağlıklı bir cilt bariyerine sahip olmamanın bedelini her an hissettiren bir cilt tipi.
Atopik cildin temel nedeni, cilt bariyerindeki işlev bozukluğu. Genetik faktörler, atopik cilt oluşumunda oldukça etkili ve özellikle ailesinde alerji ya da atopik dermatit öyküsü olan kişilerde bu cilt yapısının görülme ihtimali daha yüksek. Atopik cilt, genetik yatkınlık dışında çevresel faktörlerin de etkisiyle ortaya çıkıyor. Hava kirliliği, sıcaklık değişimleri, deterjanlar, kimyasal maddeler ve hatta belirli besinler bile atopik cildi tetikleyebiliyor. Bu dış etkenler, cildin hassasiyetini artırarak, bariyer işlevinin daha da zayıflamasına neden oluyor. Aynı zamanda, stres de atopik cildi tetikleyen faktörler arasında. Yoğun stres, ciltteki inflamatuar yanıtları artırarak atopik cildin belirtilerinin daha da kötüleşmesine yol açabiliyor. Yani atopik cilt her zaman genetik nedenlere dayanmıyor, çevresel faktörler de en az genetik yatkınlık kadar etkili olabiliyor.
Atopik cilt, diğer cilt tiplerine göre daha yoğun ve özenli bir bakıma ihtiyaç duyar. Cilt bariyerini güçlendirmek ve tahrişi minimuma indirmek için dikkat edilmesi gereken kilit noktalar mevcut.
Atopik cilt yapısında, cildin doğal nem bariyeri işlevini tam olarak yerine getiremediği için kuruluk ve tahriş sıklıkla görülür. Bu yüzden atopik ciltlerin nemlendirilmesi, günlük bakımın en temel adımı. Nemlendirici kremlerinizi, atopik cilt için özel olarak formüle edilmiş, parfümsüz ve alerji riskini en aza indirecek şekilde seçmelisiniz. İçeriğinde seramid, hiyalüronik asit ya da gliserin gibi nemlendirici aktif maddeler barındıran ürünler, ciltteki nem dengesini korumaya yardımcı olur. Bu arada nemlendiriciyi, banyodan hemen sonra cilt henüz nemliyken uygulamanız, cildin nemi daha iyi hapsetmesini sağlar.
Atopik cilt yapısında, cilt temizliğini de hassasiyetle ele almalısınız. Sert kimyasallar içeren ve cildi fazlasıyla arındırmaya yönelik şekilde formülize edilmiş temizleyiciler ciltteki doğal bariyeri daha da zayıflatarak cildin kurumasına neden olur. Bu nedenle atopik cilt için sabun, alkol ya da parfüm içermeyen, cildin pH dengesine uygun temizleyiciler tercih etmelisiniz. Suyla temasta bulunurken cildin çok sıcak ya da çok soğuk suya maruz kalmaması, atopik ciltlerin kuruyup tahriş olmasını da önler.
Atopik cilt, çevresel etkenlere karşı daha hassas olduğundan, bu tür dış faktörlere karşı koruyucu önlemler almanız gerekli. Özellikle soğuk ve rüzgârlı havalarda ellerinizin ve yüzünüzün koruma altında olması önemli. Koruma altına almak demişken, Güneş koruyucunuzu da atopik ciltler için özel olarak üretilmiş parfümsüz ve mineral içerikli ürünlerden seçmeniz, cildin tahriş olmasını önlemenize yardımcı olur.
Atopik cilt yapısında, cilt doğrudan giysilerle temas halinde olduğu için kumaş seçimi de büyük önem taşıyor. Sentetik ya da yünlü kumaşlar ciltte tahrişe ve kaşıntıya yol açabilir. Bu nedenle pamuklu, yumuşak ve nefes alabilen kumaşları tercih etmek, atopik cildin konforunu artırıyor. Giysilerin yıkanmasında kullanılan deterjan ve yumuşatıcıların içeriği de önemli; atopik ciltlere özel formüle edilmiş, parfümsüz deterjanlar, ciltte hassasiyeti en aza indirmeye yardımcı olur.
Stresin atopik cilt için bir diğer tetikleyici faktörler arasında olduğunu söylemiştik. Stresin etkisiyle vücuttaki inflamatuar tepkiler artabilir, bu da atopik ciltte kaşıntı ve kızarıklığın daha yoğun yaşanmasına neden olur. Meditasyon, yoga, nefes egzersizleri gibi rahatlatıcı aktiviteler, stresin azalmasına yardımcı olarak atopik cilt semptomlarının hafiflemesini destekler.
Atopik cilt bakımını yalnızca dışarıdan değil, içeriden de desteklemelisiniz. Cildin ihtiyacı olan vitaminleri ve mineralleri düzenli olarak almak, atopik cildin korunmasına katkı sağlar. Özellikle omega-3 yağ asitleri, C ve E vitamini içeren gıdalar, cildin güçlenmesine ve tahrişin azalmasına yardımcı olur. Balık, ceviz, yeşil yapraklı sebzeler ve turunçgiller gibi besinler, atopik cilt bakımında etkili olan başlıca gıdalar arasında.