Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Yanlış bakımdan, agresif içeriklerden ve aşırı buz uygulamasından tahriş olan cildi onarmak için dikkat etmeniz gereken noktaları yazdık.
Cilt bariyeri, nemi içeride tutan ve cildin dış etkenlere karşı ilk savunma hattı olan doğal bir koruma duvarı. Bu kalkan; fazla güneşe maruz kalma, agresif peelingler, bilinçsiz ürün kullanımı ya da buz uygulamalarıyla zedelendiğinde alarm veriyor. Yanık hissi, pütürlü doku, kuruluk ve hassasiyet: Aslında bu tablo, stratum corneum’un yani cildin en üst tabakasının lipit yapısının bozulmasından kaynaklanıyor. Koruma duvarı zayıfladığında nem hızla buharlaşıyor ve cilt, dış etkenlere karşı savunmasız kalıyor. Nemini kaybeden, koruma kalkanı zayıflayan ve dış etkenlere karşı savunmasız kalan bir bariyer, yanlış adımlarla daha da zorlanabiliyor. Çözüm, bariyeri onaran içeriklerle kaybolan dengeyi yeniden kurmak ve cildi yormadan sakinleştirmek. Tahriş olan, huzursuz cildi rahatlatıp güçlendirmek için uygulayabileceğiniz ipuçlarını derledik.
Cildiniz hassaslaştığında, güçlü peeling asitleri ve retinol gibi aktifler durumu iyice kötüleştirebiliyor. Bu dönemde AHA, BHA ve retinoidleri rafa kaldırmak, cildin kendi kendini onarma sürecine izin vermek için önemli. Birkaç hafta boyunca yalnızca nazik ve sakinleştirici içeriklerle ilerlemek, bariyerin yeniden toparlanmasının en hızlı yolu.
Normal zamanda bu içeriklere çok dikkat etmeyebilirsiniz. Ama cilt alarm verdiğinde formül listesini iyice gözden geçirmek önemli. Tahrişli bir cilt için parfüm ve alkol, tıpkı aşındırıcı içerikler gibi sert bir darbe etkisi bırakabiliyor.
Fotoğraf: Ilia
Bu dönemde agresif temizleyicileri, derinlemesine arındıran formülleri ve cildi faydalı yağlardan soyan ürünleri rutininizden uzaklaştırmanızda fayda var. Temizleyiciniz cildinize yumuşak bir dokunuş yaplaı ve geride gergin bir his bırakmamalı. Sülfatsız, düşük pH’lı ve krem ya da jel formundaki ürünlerle veya yağ bazlı temizleyicilerle cildi kurutmadan arındırabilirsiniz.
Cildin imdadına koşan en etkili bileşenler arasında panthenol, beta-glukan ve seramidler var. Bu üçlü, bariyerin yapı taşlarını yeniden inşa ediyor. Düzenli kullanımda cildin esnekliğini geri kazandırıyor ve pütürlü görünümü yumuşatıyor.
Fotoğraf: Jonathan Knowles
Hasarlı bariyerin en çok kaybettiği şey nem. Temizlenmiş hafif nemli cilde sürülen güçlü bir nemlendirici, üstüne noktasal bir balm ya da vazelin bariyerini koruma altına alıyor. Böylece ciltteki nem buharlaşıp kaybolmuyor, tam tersi içeride tutuluyor. Bu noktada en etkili nem ajanı hiyalüronik asiti doğru şekilde kullanmak da önemli. Hiyalüronik asit aslında nem manyetiği gibi çalışıyor, ama tek başına kullanıldığında havadan su çekmek yerine cildin nemini de buharlaştırabiliyor. Bu yüzden mutlaka nemli cilde uygulanmalı ve üstüne kremle hapsedilmeli.
Tahrişli cilt gün içinde kurudukça gerilme hissi verebiliyor. Termal su spreyleri ya da basit nemlendirici mistlerse cildi anında rahatlatırken, makyaj üstüne uygulanabilir özellikleriyle pratik seçenekler olarak öne çıkıyor. Bu ürünler sayesinde gün boyu cilt bariyerinin nem dengesini korumayı kolaylaştırabilirsiniz.
Bazen en iyi bakım, daha az ürünle yapılan bakım. Serum katmanları, güçlü asitler ya da maskeler yerine yalnızca nem ve korumaya odaklanmak cildin nefes almasına izin veriyor. Bu sadeleşme dönemi, bariyerin kendi gücünü toparlaması için kritik bir zaman yaratıyor. Temel amaç, cildi yormamak.
Yoğun fondöten veya mat bitişli bazlar, hasarlı bariyeri daha da kurutabilir. Bu dönemde mutlaka cilt makyajı yapmanız gerekiyorsa, nemlendirici etkili BB kremler ya da sadece kapatıcıyla noktasal uygulamalar tercih ederek cildin yükünü azaltabilirsiniz. Unutmayın, cildinizin nefes almasına izin vermek de bakımın bir parçası.
Hasarlı bir cilt bariyerinin en büyük düşmanı UV ışınları. Mineral filtreli bir SPF bu dönemde en güvenli seçenek. Gerekirse şapka ve gölgeyle fiziksel koruma sağlayarak, onarım sürecini hızlandırabilirsiniz.
Çok sıcak duşlar ya da çok soğuk su, zayıflamış bariyeri daha da kırılgan hale getiriyor. Duşunuzu ılık suyla ve kısa sürede alın. Yüzünüzü ılık ya da oda sıcaklığında suyla yıkayın.
Bariyer onarımı yalnızca kozmetik ürünlerle sınırlı değil, günlük detaylar da önemli. Sert kumaşlar ya da pürüzlü yastık kılıfları, gece boyunca cildi sürtünmeyle tahriş edebilir. Pamuk saten gibi yumuşak dokularla değiştirmek, küçük ama etkili bir adım. Cildinizi neyle ve nasıl kuruladığınıza da dikkat etmelisiniz. Tek kullanımlık mikrofiber havlular ve tampon hareketlerle cildinizi daha fazla yormaktan kaçınabilirsiniz.
Fotoğraf: Westend61
Onarım yalnızca kremlerle değil, yaşam tarzıyla da desteklenmeli. Kuru ortamlarda kullanacağınız bir nemlendirici cihaz, gün boyu bol su tüketimi ve Omega-3 yağ asitleri, E vitamini açısından zengin besinlerle beslenmek cildin içerden güçlenmesini sağlıyor. Kahve ve alkolü bir süre azaltmak da nem kaybını önlemek için dikkat edilmesi gerekenlerden.
Bir diğer atlamamanız gereken nokta da verimli bir uyku. Gece uykusu cilt yenilenmesinin en yoğun olduğu zaman dilimi. Düzenli uyku, onarıcı bakım ürünlerinin etkisini artırırken adeta cilt bariyeri için doğal bir gece kremi görevi görüyor.