Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Four Seasons Hotel Bosphorus, yarattığı ve gastronomi dünyasında ses getiren “Ode To Bosphorus” konseptinin üçüncü etkinliğinde, iki Michelin yıldızlı Şef Soenil Bahadoer’i ağırladı.
İstanbul yeme içme sahnesinde lezzetleri, servisi ve lokasyonu ile öne çıkan Four Seasons Hotel Bosphorus’da İsviçre’nin yenilikçi şefi Markus Arnold ile başlayan bu gastronomik programın devamında lezzetler ve dokular arasındaki etkileyici oyunları ile dikkat çeken Roger Van Damme vardı. Bu özel seri dünyaya Güney Amerika’da yer alan Surinam mutfağını tanıtan Soenil Bahadoer ile Kasım ayında devam etti.
“Ode to Bosphorus” serisinin Kasım ayında gerçekleşen üçüncü buluşması Four Seasons misafirlerini yeni bir mutfakla tanıştırdı. Güney Amerika bölgesinde yer alan Surinam mutfağını aldığı Fransız eğitimi ile birleştiren Soenil Bahadoer 13 ve 14 Kasım tarihlerinde çok özel iki gecede Four Seasons Hotel Bosphorus için köklerinden ilham aldığı eşsiz bir menü sundu. İki Michelin yıldızlı restoranı Lindehof'da farklı dünyalar, kültürler, kokular ve lezzetleri bir araya getirdiğini söyleyen Şef Bahadoer, Four Seasons Hotel Bosphorus Executive Chef’i Görkem Özkan ile birlikte hazırladığı menü ile misafirlerine keyifli ve eğlenceli bir deneyim sundu. Güçlü, yoğun ve rafine tatlarla ilginç tabaklar yaratmak için baharatları kullandığını vurgulayan Şef Soenil, yavaş pişirilmiş etler ve güveç yemekleri, balık ve deniz tarağı gibi tüm türleri sevdiğinin altını ayrıca çizdi.
Gastronomi tutkunları için büyük bir heyecan yaratan bu 7 aşamalı menü iki ünlü şefin dokunuşlarıyla unutulmaz bir deneyime dönüştü. Şef Soenil “Ode to Bosphorus” menüsü için Kuzey Atlantik ve Kuzey Pasifik okyanuslarında bulunan ve pisibalığı olarak da adlandırılan Halibut’u kendi yöntemleri ile hazırladı. Halibut filetolarının, domates ve karides sosu, sebze suyu ve çıtır karideslerle hazırlanıp servis edildiği sıcak başlangıç sonrası misafirler Executive Chef Görkem’in beluga mercimeği, nane - kişniş masala, ve Güney Asya'ya özgü bir meze olan “pakuri” ile hazırladığı tütsülenmiş ıstakoz deneyimledi. Şef Soenil menünün devamıda imza tabaklarından biri olan, mermer görüntüsü ile bilinen yüksek kaliteli wagyu eti ve havyarın bir araya geldiği bir tabak hazırladı ve hemen arından misafirlere Endonezya kökenli Rendang’ı zencefil birası ile hazırladığı sorbe eşliğinde ikram etti. Bu unutulmaz gecenin tatlısı ise Executive Chef Görkem Özkan’ın imza tatlılarından biri olan ve narenciye kreması, greyfurt ve hibiskus ile hazırlanan “Mandarin pain de Gene” oldu.
Four Seasons Hotel Bosphorus’da yer alan AQUA Restaurant İstanbul’un en sevilen “fine dining” adresi olmaya devam ediyor
Four Seasons Hotel Bosphorus’un, Türk Akdeniz deniz ürünlerini yaratıcılıkla sunan ve rafine mutfağıyla hem MICHELIN rehberi hem de dünyanın en prestijli restoran derecelendirme sistemlerinden olan Gault&Millau gastronomi rehberinde yer alan restoranı AQUA, İstanbul’un dinamizmini yansıtan atmosferi ile misafirlerini yıl boyunca karşılamaya devam edecek. Executive Chef Görkem Özkan önderliğinde mutfak ekibinin geleneksel lezzetleri, modern bir yaklaşımla bir araya getirdiği AQUA menüsü, iştah kabartan bir deneyim yaşatıyor.