Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Doğal, ferahlatıcı ve düşük kalorili hindistancevizi suyu; vücudu nemlendirir, sindirimi destekler ve egzersiz sonrası toparlanmaya yardımcı olur.
Sağlıklı ve lezzetli bir içecek arayışındaysanız, hindistancevizi suyu bu iki özelliği bir arada sunan harika bir alternatiftir. Doğal tatlılığıyla dikkat çeken ve besin değeri oldukça yüksek olan bu içecek, aynı zamanda düşük kalorili olmasıyla da öne çıkar. Sağlığa olan faydaları ise göz ardı edilemeyecek kadar fazla.
Mount Sinai Hastanesi’nde beslenme hizmetleri direktörü olan diyetisyen Samantha Dieras, hindistancevizi suyunun, hindistancevizinin iç kısmında yer alan berrak sıvı olduğunu, halk arasında zaman zaman karıştırıldığı hindistancevizi sütünden tamamen farklı bir ürün olduğunu belirtiyor. Hindistancevizi sütü, rendelenmiş veya ezilmiş hindistancevizi etinin süzülmesiyle elde edilen beyaz ve yoğun bir sıvıdır.
Peki, uzmanlara göre hindistancevizi suyunun sağlığa hangi açılardan faydası var? İşte öne çıkan 6 önemli yararı:
ABD Tarım Bakanlığı’na göre hindistancevizi suyu; genel sağlığı destekleyen, önemli besin öğeleri ve antioksidanlar açısından oldukça iyi bir kaynaktır. Diyetisyen Dieras, içeriğinde amino asitler, antimikrobiyal peptitler, karbonhidratlar, enzimler, elektrolitler, C vitamini ve çeşitli antioksidanların bulunduğunu söylüyor. Tüm bu maddeler, bağışıklık sisteminden metabolizmaya kadar birçok alanda vücut fonksiyonlarını destekliyor.
Hindistancevizi suyunun yaklaşık yüzde 95’i sudan oluşur. Bu nedenle hem susuzluk hissettiğinizde hem de enerji düşüklüğü yaşadığınızda ideal bir içecek olabilir. Dieras, gün içindeki aktiviteler, sıcak havalar ya da ishal ve kusma gibi sıvı kaybına neden olan sağlık sorunlarında hindistancevizi suyunun, vücudu yeniden nemlendirmeye yardımcı olabileceğini ifade ediyor. Ancak yine de günlük su tüketiminizin yerini tamamen almaması gerektiğinin altını çiziyor.
Health Meets Wellness’ın kurucusu ve doktoru Elizabeth Sharp, hindistancevizi suyunun düşük kalorili yapısı ve doğal haliyle şeker ilavesi içermemesi sayesinde, diğer meyve suları veya smoothie’lere kıyasla daha sağlıklı bir içecek alternatifi sunduğunu belirtiyor. Özellikle kilo kontrolü sağlamak isteyenler için tercih edilebilir.
Ancak Dr. Sharp, bu içeceğin, tokluk hissini artıran protein ve yağ gibi makro besinleri yeterli miktarda içermediğini de vurguluyor. Bu yüzden dengeli bir beslenme planının parçası olarak düşünülmeli. Yani, hindistancevizi suyu bir diyetin parçası olabilir ama tek başına kilo verdirdiğini söylemek doğru olmaz.
Dr. Sharp’a göre, hindistancevizi suyu tüketimi ile böbrek taşı riskinin azalması arasında bir bağlantı olabilir. Bunun nedeni, içerdiği sıvı ve elektrolitlerin vücuttaki mineral dengesini desteklemesi. Böbrek taşları, genellikle idrarda kalsiyum ve diğer bileşiklerin kristalleşmesiyle oluşur. Yapılan küçük çaplı bir çalışmada, hindistancevizi suyunun, idrarda sitrat, potasyum ve klorür seviyelerini artırarak bu kristallerin oluşumunu engellemeye yardımcı olabileceği görülmüştür.
Fotoğraf: Alamy Stock Photo
Diyetisyen Dieras, hindistancevizi suyunun, egzersiz sonrası vücuttan ter yoluyla kaybedilen elektrolitleri yeniden kazandırmak için oldukça kullanışlı olduğunu söylüyor. Dr. Sharp da yoğun terleme ve fiziksel çaba sonrası vücudun özellikle sodyum, potasyum ve magnezyum gibi minerallere ihtiyaç duyduğunu belirtiyor. Hindistancevizi suyu, bu mineralleri doğal olarak içerdiğinden, egzersiz sonrası toparlanma sürecine katkı sağlayabilir. Bazı araştırmalar, egzersiz sonrası sıradan suya göre daha etkili olabileceğini bile gösteriyor.
Potasyum açısından zengin olmasının yanı sıra anti-inflamatuar (iltihap azaltıcı) özelliklere de sahip olan hindistancevizi suyu, sindirim sistemini olumlu yönde etkileyebilir. Vücudu nemli tutmanın yanı sıra, bağırsak florasını dengelemeye yardımcı olabilir. Araştırmalar, hindistancevizi suyunun metabolizmayı hızlandırabileceğini ve bağırsaklardaki yararlı bakterilerin yenilenmesini destekleyebileceğini gösteriyor.
Fotoğraf: Alamy
Her ne kadar birçok faydası bulunsa da bazı konularda temkinli olmakta fayda var. Dieras, hindistancevizi suyunun yaşlanmayı geciktirdiğine dair söylentilerin bilimsel temele dayanmadığını ve bu konuda güvenilir bir araştırma bulunmadığını belirtiyor. Aynı şekilde, kalp hastalıklarını önlediği ya da kalp sağlığını doğrudan iyileştirdiği yönündeki iddiaların da şu an için yeterince desteklenmediğini ifade ediyor.
Hindistancevizi suyunun içerdiği potasyumun, sodyumun vücut üzerindeki etkilerini dengeleyerek yüksek tansiyonu düşürebileceği düşünülse de bu etkinin kesinleşmesi için daha fazla bilimsel çalışma gerekiyor.
Dr. Sharp ise özellikle şeker içeriğine dikkat çekiyor. Aç karnına ya da fazla miktarda tüketildiğinde, kan şekerinde hızlı artışlara neden olabileceğini söylüyor. Bu nedenle, hindistancevizi suyunun da meyve suları gibi ölçülü tüketilmesi gerektiğini ve kan şekeri dalgalanmalarını dengelemek için protein, yağ ya da lif içeren gıdalarla birlikte alınmasının daha sağlıklı olacağını öneriyor.
Genel olarak çoğu insan için güvenli kabul edilse de bazı gruplar için risk oluşturabilir. Dieras, yeni doğan bebeklerin hindistancevizi suyu içmemesi gerektiğini, çünkü içeriğinde bulunan florürün onlar için toksik olabileceğini belirtiyor. Diyabet hastaları veya böbrek hastalığı olan kişilerin de içeriğindeki potasyum nedeniyle dikkatli olmaları ya da tamamen kaçınmaları öneriliyor. Dr. Sharp da bu görüşe katılıyor.
Ayrıca, uzun süreli dayanıklılık gerektiren sporlarla uğraşan kişilere (örneğin maraton koşucuları), hindistancevizi suyunun sodyum ve magnezyum içeriğinin yeterli gelmeyebileceğini ve karın kramplarına yol açabileceğini bilmelidir. Bu tür durumlarda, klasik sporcu içeceklerine ya da sade suya yönelmek daha iyi bir tercih olabilir.
Tüm sağlık konularında olduğu gibi, herhangi bir değişiklik yapmadan önce mutlaka doktorunuza ya da bir beslenme uzmanına danışmanız en sağlıklı yol olacaktır.
